0'7

19 2 25
                                    

Taehyung
Konuşmuyiryz
Ama konusmak iatiyorym
Babam bana vocukmusum gibi kızdı
(01.23)

Beni bardan alamazsin degil miiii
Ben geliyim mi
Nereye gelucem ki
(01.38)

> ses kaydı
"Don't say you need me when
You leave and you leave again
I'm stronger than all my men
Except for you"
(01.45)

Sokakta konser verdim resmennnnn
Of asiri uykum var ama basim donuyo
Yuruyemiyorummm
Yazamiyorum da
Bak boyle yazinca anliyo musun
(01.47)

Jimin beni eve getirdi
Ama uyuyamiyorum
Paspasin altinda anahtar var
Yine gelir misin?
(02.13)

Mahalle kekosu
Sesin çok güzel|
Senden uzak durmam gerekirken bunu neden yapamıyorum?|
Gelemem
(04.51)

Taehyung
Uyuyamıyorum
(04.53)

Mahalle kekosu
Gelmiyorum Taehyung
Uyu

Taehyung
Peki
(04.55)

Ben
Yine uyuyamıyorum
Korkuyorum
Dışarıda kavga ediyorlar
(06.34)

Silah sesi geldi
Jeongguk
Lütfen
Korkuyorum
(06.36)

Mahalle kekosu
Pencereden dışarı bile bakma
Sakın
Sana asla kıyamıyorum|
Senin korkman cehennemde yanmak gibi hissettiriyo|
10 dkya evindeyim
Yorganı yüzüne kadar çek
(06.40)

Taehyung
Gelmedin
(07.41)

🚬

Kapının yanında oturmuş bekliyordum. Ayak sesi bile gelmiyordu. Gelmeyecekti...bilmeme rağmen onu bekliyordum.

Gözlerim dolarken dışarıdan bir ses yükseldi. Biri tekrar ateş etmişti ve bağırmıştı. Sesin ardından merdivenlerden tıkırtı duymuştum.

Geliyor muydu?

Kısa bir süre sonra kapı aralandı. Başımı kaldırmadım. Ne o bana yaklaştı ne de ben ona baktım.

"Yerden kalk."

"Gelmeyeceksin sanıyordum."

"Taehyung...yerden kalk."

"Bu kadar zor mu? Yüzüne bakabilmem..."

"Bakma. Bana yaklaşma bile. Bu son olsun."

"Peki. Anahtar sende kalsın. Ben yatağıma dönüyorum."

Oturduğum yerden kalkıp ona arkamı döndüm. Yüzünü görmemi istemiyordu. Ama görmüştüm. O pişmanlık dolu gözlere şahit olmuştum.

"Taehyung..."

"Bitti demedin mi? Konuşmayacağız ve korktuğumda sana sığınmayacağım."

Arkamı döndüm. Son bir kez olsun bakmak istiyordum ama hakkım var mıydı bilmiyordum.

"İşinize bulaşmayacağım. Sizden uzak duracağım ama tek bir isteğim var. O ceket bende kalsın."

Üzerindeki ceketi çıkardı ve bana uzattı. Evimde unuttuğu ceketi bu kez bana bıraktı. Ceketi alıp odama ilerledim. Kapı sesi geldiğinde çıktığını anlamıştım. Gözlerim dolmuştu ama ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

Sanırım eve dönme vakti gelmişti. Buradaki sürem sona ermişti. Uzatmanın bir mânâsı olmayacaktı.

Üzerimdeki tüylü battaniyeyi yatağıma bıraktım. Elimdeki ceketi üzerime geçirip yatağımın altındaki valizimi aldım.

Ne yaptığımı bilmiyordum ama ilk işim babama haber verip beni aldırmasını istemek olacaktı.

Dolabımdan eşyalarımı alıp hızlıca fermuarını açtığım valize tıkıştırmaya başladım. Burada kalacak eşylarım vardı. Belki bir umut gelip odama girebilirdi.

Kıyafetlerim yüzünden dolan valizi bir kenara bırakıp babamı aradım. 06.30'da uyanıyordu ve şuan uyanık olması gerekiyordu.

"Efendim oğlum."

"Beni evden aldırabilir misin? Geri dönüyorum."

"Peki. Neden dönmek istiyorsun?"

"Burası bana göre değil."

Burası hiçbir zaman bana uygun olmayacaktı. Ne Jeongguk ne de ev. Asla alışamayacaktım.

"Şoförlerden birini göndereceğim. Eşyalarını aldırırız."

"Tamam bekliyorum."

Sırt çantama birkaç defterimi doldurduktan sonra valizin kenarına bıraktım.

Yatağıma oturup sessizce saçlarımla oynamaya başladım. Onun yaptığı gibi hissettirmiyordu. Hiç kimse öyle hissettiremezdi. Son bir kez saçımla oynasa, alnımı öpse, gözlerimden öpse...

Fazla şey istiyordum. Ona fazla gelecek şeyler. Ne zaman bunları istemeye başladığımı da bilmiyordum. O aslında benim oynadığım biri değil miydi? Ne ara sığınabileceğim biri oldu? Nasıl ona güvenip yanında uyumaya başladım?

Kendime anlam veremiyordum. İki yıldır tanıdığım bir insana bile bu kadar güvenemiyorken ona nasıl bir anda böylesine güvenmeye başlamıştım.

Aklıma, mantığıma, herşeyime ters geliyordu. Ben başında tartıştıysam sonunda affetmezdim, muhtaç hissetmezdim, o kişiye sığınmazdım. Bu adam kimyamla oynuyordu. Beni bozuyordu resmen. Herşeyimle değişmeme sebep oluyordu.

"Neden..." dedim kendi kendime. Sesim çıkmıyordu. Konuşacak gibi değildim. Kelimeler boğazımda düğümleniyordu. Konuşmak istesem de içimi dökebileceğim kimse yoktu. Herkese saçma geliyordum. Kimse birine muhtaç hissedebileceğime inanmıyordu.

Telefonum çaldığında dolu gözlerim ekrana kaydı.

Mahalle kekosu arıyor...

Yavaşça telefona uzanıp aramayı cevapladım.

"Taehyung?"

Ses vermedim. Konuşamıyordum ki. Ağlamaya başlayacağımı biliyordum.

"Son bir kez konuşacağım. Her defasında son kez diyorum ama asla sonuncu olmuyor. Bu sefer seni cidden salıyorum."

Bu cidden sonuncuydu. Bir dahası olmayacak bir sonuncu.

"Bir anda sana iyi davranmaya başladım. O gün...evine girdiğim ilk gün. Uyurken o kadar masumdun ki sana zarar vermekten korktum. Benden korkmandan korkar hâle geldim. Senden uzaklaşmak istedim. Hayatına hiç girmemişim gibi devam etmeni istedim. Bak ben sevgi nedir bilmem. Bana sevgiyi öğretecek bir annem olmadı. Ben sadece güçlü olmayı biliyorum. Birini korumak nedir anlamam. İlk kez sende hissettim. Sevmem gerektiğini, korumam gerektiğini. Sevgiye ihtiyacın yoktu, seni koruyan bir ailen vardı. Fazlalık olurdum sadece. Şimdi elimi çekiyorum. Ama bundan pişman olacağımı biliyorum."

Bir süre ses gelmedi. Sonra nefes verişinin sesini duydum.

"Korumaya devam edeceğim. Sevmeyi deneyeceğim. Ne zaman istersen...aynı yerde bekliyor olacağım. Gece saat ikide...çarpıştığımız sokakta."

Son nokta buydu işte. Göz yaşlarım bana ihanet edip peş peşe akmaya başlamıştı. Hıçkırıklarımın arasından ağlıyordum. Telefonu kapatmış mıydı bilmiyordum. Ama duymasını istemiyordum.

Hayatımda ilk defa bir kişiye bu denli berbat bir hâlde yenilmiştim.

14 Ekim

Ailesinin bile öfkesinden korktuğu Kim Taehyung bu gece ilk yenilgisine kurban oldu. Göz yaşları yastığa düşerken ona destek olacak kimsesi yoktu.

Sadece evine gitmek istedi. Annesinin dizine uzanıp ona herşeyi anlatmak istedi. Fakat bundan korkuyordu.

Herşeyden korkmaya başlayacağı gibi...

your trigger finger's mine | tk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin