1- Sıfır noktası

18 1 0
                                    

Arkadaşım İkra ile konuşup ondan borç almıştım. Severdim İkra'yı. Kafa kızdı. Bir şeyi söylemek istemediğinde anlayışla karşılardı, umursamaz olmasının işime geleceğini tahmin etmezdim tabi. Yoksa nasıl kıza dımdızlak ortada kaldığımı söyleyebilirdim ki?

Ama İkra en yakınımdı. O yüzden çekinmemiştim.

Parayı alıp tüm gün sokaklarda yarı zamanlı iş arıyordum ama bir tane bile bulamamıştım.

Karnım acıkmıştı ama parayı harcayamazdım. En azından içime sinen bir iş bulana kadar. Otobüste otururken bunları düşünüyordum. Telefonumdan bildirim sesi gelince kafamı eğdim, arkadaşım Batu' ya iş bulamadığımı yazmıştım. Bana yanında bir iş bulduğunu yazmıştı. Kendisi bir barda barmenlik yapıyordu. Hızlıca onu arayıp telefonu kafama dayadım.

"Batu ciddi misin? Ne kadar sevindiğimi anlatamam. Teşekkür ederim."

" Aylin, adamı zar zor ikna ettim. Burası baya lüks bir mekan. İş adamları geliyor,
hareketlerine dikkat etmelisin. Patronum Kuvars bey öyle söylüyor. Rica ederim bu arada."

" Tamam, sıkıntı değil. Ne zaman başlayabilirim? Acil paraya ihtiyacım var."

" Adam bu akşam gelsin hem tanışalım hem de ortamı tanısın diyor. Uygunsan gel bekliyorum seni."

" Pekala, birazdan gelirim yanına. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

İşte şimdi gidip bir şeyler yiyebilirdim.
Otobüsten inip bir pastaneye vardım. Bi şeyler atıştırıp, eve geçtim. Bir kaç saat ders çalıştıktan sonra hızlıca duş alıp üzerimi değiştirdim.

Batu mekanın lüks olduğunu söylemişti. Biraz süslenmekten zarar gelmezdi. Üzerime borda bir bluz, altıma da siyah bir etek geçirdim. Bluz hafif bir göğüs dekoltesi veriyordu. Etek de hatlarımı belli etmişti. Siyah dalgalı saçlarımı açık bırakıp kahküllerimi düzelttim. Abartısız bir makyaj yapıp ayakkabımı giydim.

Batunun verdiği adrese geldiğimde etrafta lüks arabalar vardı. Işıltılı bir mekandı. Kapının önünde iki tane dev misali adam duruyordu. Yanlarına gidip bir arkadaşımın yanına gideceğimi söyledim ama içeri girmeme izin vermediler. Çareyi Batu'yu aramakta buldum, arkadaşım gelip adamlara söyleyince anca içeri girebildim.

İçeri adımlarken havadan sudan konuşuyorduk, Batu kafamın üstünden öpmüştü. Bunu yıllardır yapardı, bizim için selamlaşma gibi bir şeydi.

Bende etrafı inceliyordum. Gerçekten güzel bir mekandı. Bar kısmına doğru yürüyüp içerideki odaya vardık. Masanın önündeki iki sandalyeyi çekti. Sonra bize iki bardak su koydu. Arkasına yaslanıp konuşmaya başladı.

"Aylin öncelikle tekrardan hoşgeldin, eğer Kuvars beyle şartlarda anlaşırsanız sen burada garson olarak çalışacaksın. Benim sana verdiğim siparişleri teslim edeceksin. Maaşı gayet iyi. Maddi açıdan sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum ama burada hareketlerine dikkat etmelisin ,kimsenin ne yapacağı belli olmuyor. Eğer biri seni rahatsız ederse bana haber vermekten çekinme." Uzun konuşmasından sonra nefesini verip suyunu yudumladı.

"Sıkıntı yaşamayı bende istemiyorum tabi ki, biri beni rahatsız ederse karşılığını elbette veririm. Benim için önemli olan buradan alacağım para çünkü buna gerçekten ihtiyacım var."

"Ben Kuvars beye geldiğini ileteyim, birazdan gelirim." Onu onaylayıp suyumu içtim. Bir kaç dakika sonra Batu yanıma geldi. Hızlı adımlarla yeni patronumun ofisine vardık. Batu kapıyı tıklatınca içeriden zarif ama sert bir sesle gel komutunu duyduk. İçeri girince siyahın tonlarıyla döşenmiş bir odada masasında oturmuş patronumu gördüm.

Adamın gözlerini görünce ürpermiştim. Hayatımda böyle bir mavi görmemiştim çünkü. İnsanı korkutuyordu. Adamı uzun uzun süzmekten kendimi alamıyordum.Siyah saçlarına tezat bir ten rengi vardı. Kalıplı omuzunu ve kollarını saran, siyah bir takım elbise giymişti. Beyaz parmaklarında gümüş yüzükler vardı.

Aynı bakışlarla o da beni süzüyordu. Eliyle oturmamı işaret etti. Batu adama selam verip odadan çıktı. Yüzümü kapıdan yeni patronuma çevirdim.

Bana dikkatli bakan gözleriyle karşılaşmayı beklemiyordum tabi.

Sert ama kibar bir sesle kendini tanıtmaya başladı.

"Ben Kuvars Altınsoy, bu barın sahibiyim.
Normalde çalışanların alınmasına ben bakmıyorum ama Batu çok ısrar etti. O yüzden seni kabul ettim. Kendini tanıtıp CV'ni verirsen sevinirim." dedi.

Daha fazla beklemeden CV dosyasını adamın masasına koyup kendimi tanıtmaya başladım.

"Aslında dosyada yazıyor ama tekrar edeyim.Ben Aylin Pekgöz, Veterinerliklik okuyorum ve  20 yaşındayım. Burada yarı zamanlı çalışmak için geldim. Arkadaşım Batu bahsetmiştir zaten, acil paraya ihtiyacım var. O yüzden fazla beklemeden çalışmak istiyorum." Adam ben konuşurken arada bana bakıp dosyayı okuyordu. Söylediklerimden sonra dosyayı masaya koyup konuşmaya başladı.

"Burada çalışma istediğini kabul ediyorum Aylin. Bugün değil yarın çalışmaya başlayabilirsin. İstediğin
para acilse banka hesabına alacağın maaştan eksiltmek şartıyla gönderirim.
Detayları mail hesabına atacağım."

Açıkçası adamın pat diye kabul etmesine şaşırmıştım. Yine de bu mutlu olmama engel değildi.
"Teşekkür ederim Kuvars bey."Adamın yüzüne kocaman gülümseyerek bakıyordum çünkü bu habere çok sevinmiştim. Bakışları yüzümde gezinip gülümsememde takılı kaldı. Gözlerinin içi parlamıştı resmen. Tanıdık bir şeyler görmüş gibiydi.

Öyle dikkatli bakıyordu ki kalp atışlarım hızlandı. Ayağa kalkıp yanına adımladım. O da koltuktan kalktı ve elini uzattı.

Soğuk eliyle uyumlu yüzükleriyle içimi garip bir heyecan sardı. Kalbimden aşağı doğru akan bir şeyler gibi.

Elini sıktıktan sonra minik bir kafa sallamayla veda edip kapıya doğru adımladım. Sırtımda bakışlarının ağırlığını hissediyordum.

Bar bölümüne gelince Batu'yu gördüm.

Beni görünce gülümsedi.

"Tanıştığımıza memnun oldum. Artık iş arkadaşıyız." Söylediklerimle koca bir kahkaha attı. Kahverengi gözleri sevincini belli ediyordu.

"Bende memnun oldum kardeşim. Gel seni eve bırakayım."

"Gerek yok, sen çalışmaya devam et. Ben kendim giderim." Israr eden bakışlarımı görünce kabul etti. Ona son bir kez sarılıp dışarı çıktım.

Hafif esen rüzgar ile gözlerimi kapattım. Birinin beni izlediğinden habersiz.

Hatam varsa affola.

Tan Yeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin