Gecenin bir yarısı olmasına umursamadan aceleyle hazırlanarak evde çıktı Taehyun. Arkadaşları evde salonun her bir köşesine bayılıp kalırken o çalışması gerektiği için onlara eşlik etmemişti. Evin kapısını kilitlemeden arabaya doğru ilerledi.
"Taehyun?" Soobinin sesiyle beraber kafasını giriş kapısına doğru döndürdü. "Efendim" derken Soobin de o süre zarfında yanına gelmişti. "Saat üç. Nereye gidiyorsun?"
"Beomgyunun yanına. Ağrısı varmış." Dediğinde sadece kafa sallamıştı Soobin. "Çabuk dönerim. Merak etme." Taehyun arabayı çalıştırdığında Soobin geri çekilmişti. "Rahatına bak. Belki gelmene bile gerek kalmaz" demişti uzaklaşan arabayı izlerken.
Zaten Beomgyunun evi ona yakın olduğundan hemen gelmişti. Alt sokakta eczaneye de uğramayı ihmal etmemiş ağrı kesiciler ve kas gevşetici ilaçlar almıştı.
Eline telefonu almış Beomgyunun son mesajlarına tekrar göz atmıştı. Apartman ve daire numarasına baktıktan sonra arabadan çıkarak etrafına bakındı.
Apartman tam karşısındaydı. Aceleyle asansöre binmiş hemen 5. katı basmıştı. Bir kaç saniye sonra açılan kapılarla Beomgyunun belirttiği daire numarasıyla karşı karşıyaydı.
Derin nefesler almış sonunda zile basmayı başarabilmişti. Bugün hastanedeki hali onu fazla etkilemişti açıkcası. Mesajlaşmaların tam aksine insan içindeyken takındığı ciddi ifadesi ona garip ve çekici gelmişti. Mesajlar ve gerçek hayat arasındaki fark onu baya sarsmıştı anlaşılan.
Beomgyu ile pek bir geçmişi olmayan biri gibi dursa da aslında en çok onunla aynı ortamlarda bulunurdu. Sınıf ve tiyatro, gittiği kütüphaneler, ders çalıştığı kafeler hatta bazen geceleri hava almak için indiği parkta bile onunla karşılaşırdı. İlk zamanlar bu kadar karşılaşma ona garip gelse de bir süre sonra alışmış ve onun varlığından rahatsız olmamaya başlamıştı. Hatta bazen geceleri parkta beraber gezdikleri zamanlar da olmuştu ama görünen o ki bu durum ikisi arasında da geçmişin tozlu sayfaları arasına karışmış ve unutulmuştu.
Sonunda açılan kapıyla beraber Beomgyu karşısına dikilmişti. Bugün giydiği üstle duruyorken altına eşofman geçirmişti. Yüzünden belli oluyordu acısı. Sanki çökmüş gibiydi bir kaç saatte.
"Gelmişsin" dedi cılız sesiyle. Aralık kapıyı tamamen açmış Taehyunun geçebilmesi için alan oluşturmuştu. Taehyun zaman kaybetmeden eve girmiş beraber salona doğru geçmişlerdi.
"Bir şey ister misin?" Beomgyunun ilgi ile sorduğu soruya karşılık Taehyun kaşlarını çattı. "Beomgyu, buraya ağrın olduğu için geldim. Hadi acele edelim de göster."
İkili beraber koltuğa oturduklarında Taehyun yavaşça Beomgyunun boynuna sarılı sargısının ipini çözmüştü. "Gelmeyebilirdin. Acelesi yoktu" demişti Beomgyu kafasını kucağına doğru indirirken.
"Yanlış anladın. Acele edelim derken daha fazla acı çekme diye. Hemen halledelim de çabuk etkisini gör." Taehyun sargının üst katmanlarını yavaşça açarken bir yandan da açıklamasını yapmıştı.
Beomgyu kucağındaki bakışları Taeyunun yüzüne çıkarmıştı. Fakat, Taehyunun tüm dikkati işindeydi. Bu anı değerlendirmiş onu izlemeye koyulmuştu.
Alçıdaki eli sargıdan tamamen kurtulduğunda Taehyunun boşta kalan parmaklarına ulaşmıştı. "Gerçekten elini zorlamış gibisin. Parmaklarına bak, ne kadar şişmiş." Konuşurken bir yandan da Beomgyunun parmaklarını avuç içine almıştı. "Acıyor mu böyle?" hiç bir şey yapmıyordu fakat yine de sorma gereği hissetmişti. Beomgyu kafasını sallamakla yetinmişti sadece.
"Acıyorsa söylemekten çekinme. Ne diye ağrılarını gizliyorsun bilmiyorum ama iyi değil bu. Hastanede bir kere bile yüzünü buruşturduğunu görmedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rag doll | taegyu
Fanfictionbeomgyu: lisede ogretmenimiz senden adam olmaz diyodu merak ettim adam oldun mu? -texting