Beomgyu saatler boyu düşünüp taşınmış sonunda arkadaşıyla da konuşarak halletmişti durumu. Şimdi ikisi de kocaman hastane binasının önünde duruyordu.
"Rahatsızmışsın gibi duruyorsun." Arkadaşının sesini duyan Beomgyu kendine gelerek iç çekmişti. "Bilmiyorum. Doğru hissettirmiyor bu."
"Kasmasana kendini. Doğru ya da yanlış, bir şey kaybetmeyeceksin." Elini Beomgyunun omzuna yerleştirmiş destek verircesine bir kaç kez sıkmıştı. "Seni de zor duruma soktum." Beomgyu tekrar konuşmuş etrafına kısaca göz gezdirmişti.
"Ben halimden memnumum, yakışıklı. Hayatımıza aksiyon katıyoruz işte." Lafını bitirdiğinde Beomgyunun yanağından makas almayı da ihmal etmemişti. Bu haraketi Beomgyuyu gülümsetmiş, az da olsa rahatlamasını sağlamıştı.
Ne kadar sıradan üniversite arkadaşı olsalar da bu tür durumlarda ikisi de birbirinden yardımlarını esirgemiyor, her türlü destek olmaya çalışıyorlardı.
"Tekrar teşekkür ederim, Chanhee."
Chanhee gülümseyerek omzunu silkelemiş Beomgyunun sağlam koluna girmişti.
"Taehyunun hastanede olduğundan emin misin?" İkili doktorun odası önünde sıralarını bekliyorken Chanhee merakına yenik düşerek sormuştu. "Bilmiyorum." Beomgyu kısaca yanıtlamıştı onu.
"Yazıp sorsana."
"Ne yazacağım ya? Hastanedeyim de gel seni kıskandırayım falan mı?"
"Pekala, anlaşıldı." Chanhee usulca kafasını sallamış, Beomgyunun cebinde duran telefonu tek hamlede eline almıştı. "Ne yapıyorsun?"
"Senin bir şey yapacağın yok. Kısa yoldan halledeceğim."
Mesajlar kısmından Taehyunu bulmuş burada olup olmadığına dair sorular sormuştu. Bir kaç dakika sonra olumlu cevap aldığında telefonu tekrar Beomgyunun cebine bırakmıştı.
"Hadi, sevgilinin yanına gidiyoruz. Seni bekliyor."
"Ne?"
"Şimdiden alıştırma yapıyorum, fena mı?" Beomgyunun cevap vermesini beklemeden ittirerek yürütmeye başlamıştı.
"Neden onun yanına gidiyoruz ki, kendi dokturumuz halletseydi işte."
"Senin bir ayağı çukurda olan doktorunu kıskandırmak için gelmedim buraya. Gidiyoruz."
Beomgyu teslim olmuş, kendisini Chanheenin kollarına bırakmıştı. Ona ayak uyduruyor, peşinden sürüklemesine izin veriyordu.
İkisi de Taehyunun şu an olduğu yere; acile geçmişlerdi. Acilin neredeyse boş olması işlerine gelirken sırtı dönük bir şekilde duran Taehyunu da anında farketmişti Beomgyu.
"Taehyun?" Beomgyu kısıkça seslendiğinde yüzündeki kocaman gülümsemeyle Taehyun geri dönmüştü. "Demek şu ünlü arkadaşın bu'ymuş." Chanhee iyice Beomgyunun koluna yapışmış gülümsemesini büyütmüştü.
Taehyunun yüzü belli olacak derecede düştüğünde zoraki gülümsemişti yeniden. "Arkadaş kim?" Beomgyuya yönelik soruyla Chanhee lafa atlamıştı. "Chanhee ben. Memnun oldum."
Chanhee elini uzatmış bekletilmeden de karşılık almıştı. "İlk kez görüyorum Beomgyunun yanında. Yakın mısınız?" Taehyunun bakışları Beomgyuya kaymış tekrar Chanhee'ye bakmıştı.
"Yakınız. Baya hemde" demiş bakışlarını Beomgyunun üzerinde dolaştırmıştı Chanhee. Taehyun elini geri çekmiş bir kaç kez kısıkça öksürmüştü.
Sessizleşen ortam Beomgyuyu germiş elini pembe saçlı arkadaşının beline yerleştirerek diğer tarafına geçmesini sağlamıştı. "Koluma baksak mı artık? Şundan kurtulmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rag doll | taegyu
Fanfictionbeomgyu: lisede ogretmenimiz senden adam olmaz diyodu merak ettim adam oldun mu? -texting