rag doll | taegyu

15🗽

Taehyun elindeki poşetleri kapının önüne bırakmış, Beomgyu'nun da paketini dikkatlice arabadan alarak eve doğru adımlamaya başlamıştı. Yol boyu paketin içinde ne olduğunu deli gibi merak etse de açmadan eve varmayı başarmıştı.

Zili çaldıktan bir kaç saniye sonra kapı açılmış yüzündeki hafif gülümsemeyle Beomgyu tam karşıda dikilmişti. "Hoş geldin." Beomgyu'nun çekingen tavırla konuşması Taehyunun dikkatinden de yayınmamıştı. "Hoş buldum da, kaçıp saklanırsın sanıyordum."

"Eninde sonunda konuşmayacak mıydık? Kaçıp saklanmamın ne önemi var ki o zaman."

"Şaşırtıyorsun beni." Taehyun konuşurken boşta kalan eliyle de kapının kenarına bıraktığı alışveriş poşetlerini almıştı. Beomgyu'nun eli yüzünden ona iş yaptırmak istemiyordu. "Umarım paketimi açmamışsındır Taehyun." Beomgyu imalı imalı Taehyunun elindeki paketi işaret ederek konuşmuştu.

"Bir dildo görebilme ihtimaline karşı açma gereği bile duymadım."

"Taehyun!" Beomgyunun çığlığı tüm evde yankılanırken Taehyun elindeki poşetleri mutfak tezgahının üzerine yerleştirmişti.

Beomgyu da sandalyelerden birine yerleşmiş aldığı erzakları dolaplara yerleştiren Taehyunu izlemeye koyulmuştu. Onu izlemek, yakınında olmak bile mutlu olmasına yetiyordu. Senelerdir içinde büyüttüğü özlemi bu şekilde yok etmeye çalışıyordu.

Şimdiye kadar ondan karşılık almayı geç, bu hislerinden haberdar olmasını bile istememişti. Kenardan plotonik seven birisi olmak bile ona yetiyordu bir zamanlar. Fakat, şimdi içindeki özlem hissi onu sıkıca sarıp sarmalamak istiyordu.

Beomgyu düşüncelerini es geçmiş önündeki paketini eline almıştı. Poşet hışırtılarını duyan Taehyun da elindeki işi yarım bırakmış, tüm dikkatini Beomgyuya vermişti.

"Ne bakıyorsun öyle avel avel?" Beomgyu kafasını eğmiş paketiyle uğraşırken dudak altından mırıldanmıştı. "Merak ediyorum o pakette ne olduğunu. Açmamam için öyle bir tembihledin ki, meraktan çatlamak üzereyim."

Taehyunun konuşmasıyla Beomgyu kıkırdamış zorlanarakta olsa açabildiği paketi tezgaha bırakmıştı. Beomgyu kahkasını tutmaya çalışıyorken Taehyun da gördüğü şeyin gerçekliğini sorguluyordu.

"Beomgyu, bu ne?"

"Buz kalıbı."

"Penis şeklinde buz kalıbı dersek daha doğru olur sanki." Kutudaki kalıplardan birini eline almış incelerken konuşmuştu Taehyun. Daha çok inanamıyor gibiydi.

"Ama bak pembe rengini buldum."

"Ciddi olduğunu düşünmemiştim. Ayrıca bu niye bu kadar küçük lan. Nerden baksan sekiz santimetre bile yoktur." Taehyun elindeki plastiği incelerken konuşmaya devam ediyordu.

"Aynı seninkinin boyutunda işte. Çok uğraştım ama bunun için." Beomgyu kahkahalarını tutamamış konuştuktan sonra gülmeye başlamıştı. Aynı zamanda Taehyun da şok olmuş bir şekilde onu izliyordu.

"Ne dedin sen?!"

"Taehyun? Şakaydı amınakoyim." Taehyunun tezgahın etrafında dönüp yanına yaklaşmaya başladığını farkeden Beomgyu aceleyle oturduğu sandalyeden fırlamıştı. "Lan şakaydı diyorum. Gelmesene." Geri geri adımlamaya devam ederken konuşmayı da ihmal etmiyordu.

"Gel gösterelim bakalım kimmiş küçük."

"Lan yürü git. Polisim ben tıkarım içeriye seni." Beomgyu kendini savunmaya geçmiş haraketlerini hızlandırmıştı. "Bir bok yapamazsın şu an." Taehyun kendinden emin bir şekilde konuşmuştu.