10.bölüm-A Father

91 12 8
                                    

Küçük bir bilgi vermek istiyorum. Viserys bu kurguda biraz daha geç ölecek...

Am I a father?

_____________________________________
*3 yıl sonra *

Kral'ın Şehri bugün olacaklardan habersiz, sessizdi. Aylar sonra ilk defa bu kadar sakindi şehir...

Tabi aynısı Kuzey için geçerli değildi. Winterfell ejderha çığlıklarıyla sallanıyordu.

Lord Cregan Stark elinde gümüş saçlı Targaryen oğluyla birlikte karşısındaki manzaraya bakıyordu. İki ejderha iki ejderhaya karşı.

Vermithor ve Dreamfyre binicilerini korurcasına çığlıklar atıyorlardı. Ama karşılarında duran Sunfyre ve Vhagar onlara karşı çıkmaya devam ediyordu.

Helaena, çocuklarının elini sıkıca tutuyordu. Etrafa bakmayarak Aegon'un bakışından kaçmaya çalışıyordu.

Visenya, elindeki kılıcı sıkıca kavramıştı. Gözleri korkusuzca Aemond'un gözünün içine bakıyordu.

_____________________________________

3 yıl boyunca onlardan kaçmışlardı. Daemon kaçışlarını desteklediği için onları bulmalarına rağmen yanlarına gelememişlerdi. Peki şimdi ne değişmişti? Bunun cevabı Cregan Stark'ın elinde olan Targaryen piçinde saklıydı. Aemond gözlerini oğlana çevirdi. Cregan bakışı fark ettiğinde oğlanı kendine sıkıca bastırdı.

"Uzun sürdü ama sizi almaya geldik,değil mi karıcığım?" Sessizliği bozan Aegon'du. İleri çıkmak için adım attığında, Vermithor ona doğru döndü. Sunfyre, Vermithor'a doğru bir adım attı.

"Lykiri Vermithor." Verdiği emir ile Vermithor saldırmaktan vazgeçti. Visenya karlı zeminde bir adım ileri gitti. Sonunda saklandığı yerden çıkmıştı.

"Ne işiniz var burada. İki yıldır yaptığınız gibi bizi rahat bırakın." Eli kılıcını daha da sert kavradı. Gözlerinden ateş çıkıyordu. Tek isteği oğlunu korumaktı.

"Nişanlımı almaya geldim. Verdiğin yemini tutma zamanı Visenya." Tek gözü oğlana bakmaya devam ediyordu. Saçları bir Targaryen olduğunu belli ediyordu ve bilirdi ki Stark'ların genleri daha baskındı. Yani bu çocuk çok büyük ihtimalle onundu.

Dişlerini öyle sıktı ki çenesi acımaya başladı. Kendi oğlunu yıllardır görmedi. Adını bile bilmiyordu.

"Sana bir yemin vermedim. Şimdi al abini ve buradan defol git!"

"Oğlumu almadan bir yere gitmem." Cregan, bu sözlerle çocuğu sıkıca kendine bastırdı. Ne olursa olsun bu oğlana ölümüne bakacağına söz vermişti.

"Sakın!" Diye bağırdı Visenya. "O senin oğlun falan değil. O sadece benim. Anladın mı? BENİM!" Sinirden elleri titretmeye başladı.

"Kes sesini. Üç sene boyunca oğlumu benden sakladın. Şimdi hiç utanmadan o benim oğlum mu diyorsun. Benimle birlikte geri döneceksin. Döndüğümüz gibi düğünümüz yapılacak. Ya da burayı yakıp kül ederim. Seçim senin."

"Aemond, yapamam... O şehire geri dönemem. Neden üç yıl önceki gibi beni kendi halime bırakmıyorsun? Lütfen..."

Aslında pişmandı. Oğlunu babasız büyütmek zorunda kaldı. Ama Viserys'ın sağlık durumu kötüye gidiyordu. Bir taht savaşı olacağını biliyordu. Oğlunu korumak için gitmek istemiyordu. Kanını, canını hatta yaşama sevincini ölüme terk edemezdi.

" Visenya... Düşünmenin zamanı değil artık evine, evimize hatta ailene geri dönme vakti geldi. Bana geri dönme vakti geldi..."

Arkasını döndü. Oğluna baktı... Tek değer verdiği kişiye. Cregan'a onu buraya getirmesi için bir işaret verdi. Cregan elindeki çocuğu sıkıca tutarak annesine verdi.

Dance Of Fires {Aemond Targaryen}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin