İnui, gerginlikle havadaki elini zile doğru götürdü. Çalıp çalmaması gerektiğini bilmiyordu. Kendini büyük bir yanlışın içine sokmuştu ve en azından bu yanlışı düzeltmeliymiş gibi hissediyordu.
Aslında hayatından çoktan çıkmış, arkadaş bile olmak istemediği bir adam için böyle hissetmesi çok saçmaydı. Biliyordu, yine de neden burada olduğunu bilmiyordu. En azından geçmiş için, diye düşündü.
Son kez derin bir nefes alıp lüks apartman dairesinin ziline bastı. Eğer şimdi yapamazsa bir daha asla yapamazdı bunu biliyordu.
Siyah tonlarıyla süslenmiş uzun koridorda, bir kapı önünde çaresizce bekleyen bir adam. Uzaktan bakıldığında 'ne yapıyor bu' denilenecek bir adam. Kendisi bile ne yaptığını bilmiyordu gerçi.
Açılmayan kapı ile son kez zile bastı. Biliyordu, evde olsa bile ona kapıyı açmazdı. Fazla şımarmıştı ve şimdi de şımarıklığının bedelini ödüyordu. Ne kadar inkar etse de Koko'nun son aylarda ona yazmasına fazlasıyla alışmıştı. Kaybetmek istemiyordu.
Hâlâ açılmayan kapı ile titrek bir nefes verdi. Elini kaldırıp kapıya vurdu bu sefer. Kapının arkasındaki adam açıp açmaması gerektiğini bilmiyordu. Fazlasıyla kırılmıştı evet, peki ya İnui buraya neden gelmişti. Kırıklarını toplamak için mi, yoksa sevgilisi denen herif adına özür dilemek için mi?
İkincisi olduğunu bile bile ilkinin olmasını umuyordu Koko, öyle olmasını istiyordu. Hayatında tek o olsun; başka kimse ona dokunmasın, kırmasın istiyordu.
Sırtını yasladığı kapıdan çekti ve içeri doğru adımlamaya başladı. Saçma salak umut verici sözlere ihtiyacı yoktu. Hiçbir zaman da olmamıştı. O sırada duyduğu ses resmen olduğu yerde çivilenmesine sebep oldu.
"Koko..." İnui, titreyen sesiyle kapının ardından onun ismini seslenmişti. Neden yapıyordu? İlişkileri uzun zaman önce yok sayılamayacak kadar büyük bir neden yüzünden bitmişti.
Hâlâ seviyor muydu? Hayır, sadece bir alışkanlıktı. En azından öyle olmasını istiyordu.
Önündeki siyah tonlarındaki kapıya sırtını dönüp uzun aydınlık koridora ilerlemek üzereyken açılan kilidin sesini duydu. Hızla arkasına döndüğündeyse beklediği yüz tam da karşısındaydı.
Siyah örgülü saçı, üstünde bol duran siyah tişörtü ve eşofmanı ile tam da karşısında duruyordu. İnui, tam da şu an neden geldiğini unutmuştu. Ne olursa olsun az ötesindeki adam nefesini kesmeyi bir türlü başarıyordu.
Koko ise ne kadar kırılsa da kalbinin hasret kaldığı adama bakıyordu. Beyaz tişörtünün üstüne giydiği siyah hırkası ve bol eşofmanı ile tamamen ev hâli ile karşısındaydı. Bunu fark edince ister istemez gülme isteği oluştu içinde. Hemen anında o isteği yok ederken bakışlarını gözlerine çıkardı. Çoktan onun da ona baktığını gördü.
İkisi de birbirine ne diyeceğini bilemez bir şekilde bakıyordu. Hangisinin ilk konuşmaya başlaması gerektiğini bilmiyorlardı. İnui direkt özür mü dilemeliydi yoksa Koko'nun ona bir şey demesini mi beklemeliydi?
İkisinin sessizliğini bozan şey Koko'nun öksürmesi olmuştu. Öksürüp bakışlarını kaçırdığında İnui, ilk adımı atmak için gelirken içinden kendi kendine yaptığı motivasyon konuşmasını gerçekleştirmek üzereydi. Yine de bu konuları ulu orta yerde konuşmak istemiyordu.
"İçeri geçebilir miyim?" Koko, içerinin ne hâlde olduğunu umursamadan vücudunu yayıldığı kapı kirişinden çekti ve gelmesi için yol açtı. İnui, kendine verilen yol ile içeri geçip ayakkabılarını ayakkabılığa koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not For Us | Kokonui
Fiksi Penggemarex: ya senin derdin ne Ne istiyorsun benden bizden ya k: seni istiyorum var mı amk
