🦋 Kelebek Etkisi🦋 9. Bölüm

20 2 0
                                    

Asala tüm gün aklında Ali olduğu halde çalışıp durmuş ve bir türlü işine yoğunlaşamamıştı. Ammar’ı arayıp olan biteni ona anlatma düşüncesi sürekli zihninde dönüp durmuş sonuç olarak ise kararsız bir halde günü tamamlamıştı. Ali ona kardeşinin ve şehit olmuş yengesinin emanetiydi, ona bir şey olacağı endişesi hem çok korkutuyor hem de kendini Ammar gittiğinden beri aşırı sorumluluk altında hissettiriyordu. Evet, Ammar yanlarındayken de Ali genelde halası Asala ile beraber vakit geçiriyor, onunla okula gidip dönüyor, ödevlerini onunla yapıyordu ama yine de babası yanındaydı. Onu dizginleyebiliyor, sarılıp oğlunun tüm hırçınlığını üzerinden atmasına yardımcı oluyordu.

Okul saati bitince öğretmen odası olarak kullandıkları, okula sonradan eklenmiş tahta küçük odaya girdi. Öğretmenlerden biri olan Emel ile ortak kullandığı küçük dolabı açıp elindeki kitapları içine düzenli bir şekilde yerleştirdi ve bir gün önceden beri okunmayı bekleyen çocukların ödev kağıtlarından bir kısmını evde okumak için alıp çantasına koydu. Tam çıkacakken kenara asılmış küçük ayna gözlerine ilişti ve onu adeta yanına çağırdı. Hemen itinayla yamulmuş başörtüsünü düzeltip yüzünü gözünü uzun uzun inceledi. Görmek istediği şeyleri orada bulamayınca hışımla yüzünü çevirdi ve odadaki bir iki arkadaşına iyi akşamlar diledikten sonra hızlı adımlarla evine doğru yola koyuldu. Ali evde miydi yoksa hala Üzeyir’le mi merak ediyordu. Üzeyir onu dizginleyebilmiş miydi, bunu da merak ediyordu.

Kampın sokaklarını hızla aşarken ne kadar hızlı yürüdüğünün farkında değildi. Aynı andan hem yürüyor hem de birçok şey düşünüyordu. Ali’yle ne yapacaktı? Ammar’la konuşşa mıydı? Üzeyir neden böyle sorumsuz birine dönüşmüştü? Hatırladığı, çocukluğunu beraber geçirdiği Üzeyir hiç şu anki haline benzemiyordu. Okumak için kamptan ağlayarak ayrıldığı günü çok net hatırlıyordu. Geri döneceğini, ülkesine yararlı işler yapacağına yeminler ederek gitmişti. Ama Amerika herhalde sandığından daha cazip bir yer olmalıydı ki Üzeyir gitmesinin üzerinden iki yıl geçmeden bu kampı da arkadaşını da zihninin çok gerilerine itelemişti.

Yürüyüşünü yavaşlatıp gökyüzüne bakıp güneşin ağır ağır yerinden kalkıp peşinde nefis kırmızı ve turuncu izler bırakmasını izledi. “Hangi gün batımı daha güzel olabilir ki?”

“Bu kampın dışındaki her hangi bir yerin gün batımı..”

Asala duyduğu sesle daldığı düşünce aleninden sıyrılıp yanında dikilen Amani’ye baktı.

“Sen miydin? Korkuttun beni, niye sessizce yanaşıyorsun?”

Amani özenle tarayıp şekillendirdiği güzel saçlarını omuzundan geriye atarak konuştu “Sessizce yaklaşmak mı? Gözlerin açıkken uyuyorsun herhalde, karşından geldiğimi fark etmedin mi?”

“Her neyse, Ali eve geldi mi?”

“Seninle olduğunu sanıyordum”

Asala sıkıntılı bir ifadeyle saatine baktı, “Üzeyir’le beraberdi bugün.”

“Üzeyir’i nerde gördün?”

“Okula gidiyorduk sabah Ali’yle. Birden yanımıza geldi. Ali biraz huysuzdu, oyalarım ben dedi aldı götürdü.”

Amani somurtarak homurdandı, “Keşke çocuğu geri eve bıraksaydın, adama bebek bakıcılığı mı yaptırdın yani!”

“Sen mi bakacaktın Ali’ye?”

Amani yandan bir bakış atıp “Bugün biraz işim vardı ama evde durabilirdi tek başına.” dedi. Asala cevap vermeye gerek duymadı bu cümleden sonra. Eve doğru, bu kez daha yavaş adımlarla, yürümeye devam etti. Amani’de yanından yürüyor Ali’nin Üzeyir’i yormamış olmasını dilediği ile ilgili bir şeyler söylüyordu. Ama bir süre sonra Asala’nın sessiz kalması onunda konuşma hevesini kaçırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin