Yazardan...
Kaya ailesinin her bir ferdi yeni bir güne gözlerini açtıklarında hepsi birbirinden daha çok heyecanlıydı, Narin hariç. Onun heyecanın yanında gerginlik vardı devamın da da hayal kırıklığı.
Ailesiyle sağlıklı bir ilişkileri olmasa da sonuçta biri annesi biri babasıydı. Bu kadar kolay yarı yolda bırakılmayı beklemiyordu. Üzerin de ki kırgınlıkla yeni bir güne gözlerini açtığında bir kaç saat sonra olacaklar için heyecanlıydı.
Dün akşam beklenin üzerine çok güzel geçmişti ve o henüz fark etmesede geçmez acıları için umut olmuştulardı. Her zaman ki güne mutfağa gidip kahvaltıyı hazırlamakla başladı. Sonrasında içeriden sesler geldiğinde hemen odasına gidip örtündü.
Annesi dün akşam eve gelmesinden sonra yanına gelmiş evde ferceyle dolaşması gerektiğini söylemişti. Reddetmemiş hatta sorgulamamıştı bile. Uzun zaman önce bunları yapmaması gerektiğini öğretmişlerdi.
Üzerine geçirdiği feracesiyle aynada kendine bakarken bakışları altın sarısı saçlarında takılı kaldı. Çok özlüyordu. Rüzgarın saçlarını savurmasını, sıcak havalarda bunalmasına rağmen inatla açık bıraktığı saçlarını çok özlüyordu. Şimdi ise saçları oldukça kısaydı. Annesi hep saçları dökülmesin diye keserdi.
Aynada sonkez kendine bakıp başını örttü. Başını bağlamasıyla beraber odası çalınmadan sertçe açıldı. Gelen annesiydi. Ayak seslerinden onun geleceğini anlamış önceden olabildiğinde camdan uzak durmuştu.
Kendisine aşalığan gözlerle bakan annesine yinede gülümsedi Narin. Sonuçta o bir anneydi. Hangi anne evladının kötülüğünü isterdiki?
"Günaydin anne." Diyerek selam verdi fakat anında dilini ısırdı. Hayırlı sabahlar demesi gerekti.
Annesi anında yüzünü buruştururken yüzünü buruşturma sebebi kızın kendisine anne demesiydi. Bir şey demeden odadan çıktı. Kızın yüzüne bakmak dahi sinirlerini bozuyordu. O bunca yıl elin kızına bakarken kendi kızı bir avuç toprağın altındaydı!
Narin annesinin bu tepkisine üzülmek yerine sevindi. En azından gitmeden önce azar yemedim diye geçirdi içinden. Odasında çok dolanmamak adına hemen mutfağa geçtiğinde babasınıda mutfakta görmek bir hayli şaşırmasına neden oldu. Narin son kez çayları koyup masaya oturduğun karışın da ki yüzlerin kendisine açtığı yaralardan bir haberdardı.
Kaya ailesi aynı şekilde yeni bir güne gözlerini açtıkların da evde bir koşturmaca vardı. Meltem hanım sırf kızını daha erken alabilmek için oldukça herkesi hızlı davrandırıyordu. Hatta en haylaz oğlu Barışı iki kez inatla uyandırmış oğlu inatla uyanmayınca kaba güç kullanmıştı. Üzerine bir bardak su atarak...
Barışın uyanmasıyla beraber hepsi kahvaltı masasına geçerken kimse ağzına bir şey atmıyordu. Şaşırtıcı bir şekilde Bartuda aynı şekilde her kahvaltıda yediği yumurtasını yememişti. Hepsi yarım yamalak ağızlarına bir şey atarken sonrasında kalkmışlardı. Zamanın geçmesi adına hep beraber sofrayı kaldırırken Meltem hanım bu günlük çalışanları olan Meleke izin vermişti. Bu gün yıllar sonra ailesi yeniden bir araya gelecekti.
Herkes mutfakta bir takım işler yaparken bu güzel sabahı bozan sinir bozucu telefon sesiydi. Mutfakta kendi halinde akşamdan yaptığı tatlının şerbetini döken Duru telefonun çaldığından bir haberdardı. O hariç herkes masanın üstün deki telefonun çalmasıyla ona bakıyordu. Arayan ise belliydi. 4 aylık nişanlısı Fatih.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN BAŞTAN
Teen FictionBu zamana kadar duyguları, hisleri, tercihleri kısacası her şeyi bastırılanlara gelsin... . . . Başlangıç: