t h r e e

62 4 1
                                    

"Hey Scarlett. Çocuklarla tanıştın mı?" diye sordu David. Şu an kesinlikle bir geyi tercih ederdim.

"Hayır." dedim ifadesiz bir şekilde. Ayağa kalkıp David'e sarılırken kulağına fısıldadım. "Onların burada ne işi var?"

"Barbara onları bir yerlere götürmem için ısrar etti. 5SOS'ta onayladı." diye açıkladı. David'ten ayrılıp gruba döndüm.

"Ben Scarlett." dedim gülümseyerek. Kesinlikle sahte.

"Ashton." dedi uzun saçlı. "Bunlarda Calum, Micheal ve Luke." dedi gülümseyerek. Luke. Demek adı buydu.

"Tanıştığımıza memnun oldum." gibisinden şeyler söylediklerinde "Bende." diyip gülümsedim.

Karşımda Luke onun yanında Calum ve Ashton vardı. Benim yanımda ise David ve Micheal. Herkes birbiriyle konuşup, gülüşüyorlardı. Bende ara sıra sohbetlere katılıp camdan dışarı bakıyordum. Ve bazen tuhaf bir şekilde Luke'a gözüm kayıyordu. Tanrı aşkına kimin kaymazdı?! Şu yüze bir baksanıza. Ah kes şunu Scarlett. Tanrım saçmalıyordum.

Ayağa kalktığımda David ne oldu der gibi baktığında dışarıyı gösterdim. Başını sallayıp, Ashton'la olan sohbetine geri döndü. Kafeden ayrılıp dışarı çıktım. Biraz hava almam lazımdı. Kaldırıma oturup başımı dizlerime koydum ve ellerimi bacağıma sardım.

Sadece 2 sene olmuştu. Annemi özlüyordum, hem de çok. Aynı şekilde babamı da. Annem öldükten sonra babamı bile bırakıp David'le buraya yani İngiltere'ye yerleşmiştik. David'in patronu Barbara Amerika'da ki American 24'dan buradakine geçmişti. Yani Barbara David'i de alıp buraya gelmişti. Tabiki de benim işime gelmişti. Her şeyden uzaklaşmak istiyordum.

Yanımda bir kıpırdanma hissettiğimde başımı kaldırıp o yöne döndüm.

"Sen iyi misin?" diye sordu Luke. Ona anlamsızca baktığımda "İstersen boktan grubumun yanına geri dönebilirim." dediğinde omuzuna bir tane geçirdiğimde gülmeye başladı.

"Dalga mı geçiyorsun? Zaten yeterince küçük duruma düştüm." dediğimde elini omuzuna götürdü.

"Neden burdasın? Herkes seni merak etti." dediğinde ciddi olup olmadığı konusunda yüzüne baktım.

"Beni neden merak etsinler daha tanışalı 1 saat bile olmadı." dediğimde dirseklerini dizine koyarak karşıya baktı.

"Bilmem." dedi ifadesizce. Gözlerimi devirdim.

"Peki sen niye buradasın?" diye sordum.

"Benim soruma cevap verdiğini hatırlamıyorum" dedi kafasını bana çevirerek. Omuz silktim. "Pekala." ayağa kalktı ve elini uzattı. "Dışarısı soğuk içeri gel." dediğinde elini tutup beni yerden kaldırmasına izin verdim.

İçeri girdiğimizde çocuklar gülüşerek bir şeyler konuşuyordu. Yanlarına oturduk. Luke yüzüme baktığında ben de ona baktım. Sadece birkaç saniyeliğine. Daha sonra gözlerimi kaçırıp ne konuştuklarını anlamaya çalışıyordum. Konser anılarını anlatıyorlardı. Birazını dinledikten sonra kafamı veremediğimi farkettiğimde eve gitmek istiyordum. Yorucu bir gündü ve uykum gelmişti. Saate baktığımda 11'e geliyordu.

"Şey ben gitsem iyi olacak biraz yorgunum da." dediğimde Calum ve Micheal itiraz etmeye çalıştılar ama Ashton onları susturdu. David ise beni eve bırakabileceğini söylediğinde itiraz edip keyfine bakmasını söyledim. İkna etmek biraz zor olmuştu ama halletmiştim. Herkese veda ettikten sonra kafeden ayrılıp bir taksiye bindim. Evin adresini verdikten sonra kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.

scarlett // hemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin