f i v e

70 5 0
                                    

Bara geldiğimde aşırı dolu olmadığını ve çoğunluğu yaşıtım olan kişileri gördüğümde barı kapatmış olabileceğini düşündüm. İçeri girdiğimde Danny'yi bulmaya çalışıyordum ki o beni daha önce buldu.

"Naber Scarlett? Saçını beğendim." diyip birkaç tutamıyla gülerek oynadı.

"Teşekkürler Dan. İyiyim sen?" dedim kıkırdayarak.

"Gayet iyi. Seni birkaç kişiyle tanıştıracağım, gelsene." dediğinde onu takip etmeye başladım. Bir masanın orada durduğunda herkese teker teker bakmaya çalıştım ama pek başarılı olamadım. Malum ışıklandırmalar.
"Millet, bu Scarlett. Bunlarda Sarah, Kevin, Scott, Amanda ve Luke." dediğinde gülümsemeye çalıştım.

"Scarlett?" dediğinde biri kafamı o yöne çevirdim. Ah yine mi ya? Şaşkın şaşkın ona baktım.

"Luke?" dediğimde Danny bize şaşırarak baktı.

"Siz tanışıyor musunuz?" dediğinde Luke ve ben birbirimize baktık.

"Sayılır."

"Evet." dedi en sonda.

"Herneyse ben barın orada olacağım." diyip yanlarından ayrılıp bar sandalyelerinden birine oturdum.

"İçecek bir şey?" diye sordu barmen.

"Ah evet bir tekila lütfen." dediğimde hemen bir shotı doldurdu.

"Çok içmemelisin." dedi ben tam shot atarken.

"Ah... Öyle mi?" dedim ve tekilayı kafama diktim. Kafasını eğip güldü.

"Burada ne işin var yoksa beni takip mi ediyorsun?" diye sordu alayla.

"Evet işim gücüm yoktu zaten." dedim gözlerimi devirerek. O ise kollarını bar masasına dayayıp önüne baktı. Fazla kaba davrandım sanırım. "Danny arkadaşım o davet ettiği için geldim." dedim bende önüme bakarak.

"Öyle mi? Benimde. Nereden tanışıyorsunuz?" diye sordu bana dönerek. İlgilenmiş gibi görünüyordu.

"Üniversite. Avusturalya'dan yeni gelmişti ve bende Amerikan gelmiştim. Tam hatırlamıyorum sanırım ilk başta bana sarkmıştı. Ben yüz vermeyince de baya yakın arkadaş olduk." dediğimde gülümsedi.

"Klasik Dan. Gördüğü her kıza asılıyor." dediğinde güldük.

"Sen nereden tanıyorsun?" diye sordum.

"Bende Avusturalya'da yaşıyordum. Şu grup işlerinden önce. Dan ve bende okulda tanışmıştık." dedi. "Neden buraya taşındın? Ailenle mi?" diye sorduğunda bakışlarımı ondan kaçırıp önüme döndüm. Sadece başımı sağa sola sallamıştım.

"Bir tane daha alabilir miyim?" dediğimde anında bardağı doldurup vermişti. Hiç beklemeden bu bardağıda içtim.

"Hey Scarlett sahneye çıkmak ister misin? Sesinin güzel olduğunu biliyorum." dedi Danny yanıma gelerek. Gözyaşım masaya damlayınca hemen gözlerimi sildim ve Luke'a kaçamak bir bakış attım.

"Bilmiyorum uzun zaman oldu." dediğimde mikrofonu eline alıp sahneye çıkacağımla ilgili saçma şeyler söyledikten sonra ona kaşlarımı çatarak baktım ama beni sahneye çoktan itmişti bile. Lanet Dan.

Gitariste Bon Jovi'den You Give Love a Bad Name'i söyleyeceğimi söylediğimde onay verip diğerlerine işaret ettikten sonra başladım.

Shot through the heart, and you're to blame, darling

You give love a bad name

Kalabalıktan bağrış ve ıslık sesleri geldiğinde gülümsedim.

An angel's smile is what you sell

You promise me heaven then put me through hell

Chains of love, got a hold on me

When passion's a prison you can't break free

You're a loaded gun, yeah

There's nowhere to run

No-one can save me, the damage is done

Shot through the heart, and you're to blame

You give love a bad name

I play my part and you play your game

You give love a bad name

Çok uzun tutmak istemediğim için şarkının son nakaratına geldim.

You paint your smile on your lips

Blood red nails on your fingertips

A school boys dream, you act so shy

Your very first kiss was your first kiss goodbye

You're a loaded gun

There's nowhere to run

No-one can save me, the damage is done

Shot through the heart, and you're to blame

You give love a bad name

I play my part and you play your game

You give love a bad name

You give love...

Son kısmı uzatıp bitirdiğimde alkış ve ıslık sesleri gülümsememe neden olmuştu. Şarkı boyunca sadece bir noktaya odaklanmıştım. İnsanlara bakarak söyleyemiyordum. Bu hep böyleydi.

Sahneden inip eski yerime geçtiğimde Luke burada değildi. Gitmiş olmalıydı. Bu... Birazda olsa kalbimi kırmıştı. Ama neden? Tanrı aşkına. Barmenden bir tane daha tekila aldıktan sonra onu da içip tuvalete gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra geri dönmek istemedim. Etraf fazla kalabalıktı. Yangın merdiveninin oradan dışarı çıktım. Hava almak istiyordum. Bedenimi duvara yaslayıp gözlerimi kapattım.

"Sahnede çok iyiydin bebeğim. Ama günün sorusu, yatakta ne kadar iyisin?" dedi ben birkaç yaş büyük gösteren adam.

"Git başımdan." dedim ve yangın merdiveninden üst kata çıkmak için bir harekette bulunduğumda beni sertçe kolumdan yakalayıp duvara sertçe ittirdi. Boynuma yöneldiğinde onu ittirmeye çalışıyordum. Ama fazla güçlüydü. "Bırak beni!" dedim yüksek sesle ama sesim korktuğum anlaşılıyordu. Korkuyordum da. Onu hala ittirmeye çalışıyordum ama hiç kıpırdamamıştı. "Bırak beni!" diye bağırdığımda gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı. Birkaç saniye sonra bir çarpma sesi duyduğumda birinin bana tecavüz etmeye çalışan adam yumruk attığını gördüm. Bu biri ise.. Luke!?

Yeni bölüm için VOTE...

scarlett // hemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin