-19- Part²

161 31 32
                                    

Akşam saat tam 4'te Sihir Bakanı'nın ofisine iki kişi girdi. Bunlardan biri yardımcısı Albert Flint, diğeri ise Hogwarts müdürü Armando Dippet'ti. Anahtarları kullanarak her iki adam da oraya vardıklarında birbirlerine baktılar ve selamlarcasına kafalarını salladılar, ardından bakışlarını bakana çevirdiler. Bakan onları selamlayarak masanın önündeki üç koltuktan ikisini işaret etti. Konukların ikisi de sabırla açıklama bekleyerek kendilerine sunulan koltuklara oturdular:

"Sanırım aniden çağrılmanız sizi şaşırtmış olmalı ve seni tatilinden alıkoyduğum için özür dilerim Albert, ama bu ertelenemeyecek kadar önemli bir konu... Hemen konuya giriyorum. Dün, Amerika Sihir Bakanlığı'nın başkan yardımcısı Bay John Wair tarafından ziyaret edildim..." Bakan hikayeyi olduğu gibi anlattı, ardından sessizlik oluştu, odadaki tek ses eski saatin çıkardığı tik-tak sesiydi. 

"Görünen o ki, Amerika'daki durum gazetelerin bizi inandırmaya çalıştığı kadar toz pembe değil... Pekala, Üçbüyücü Turnuvası ne alaka? Grindelwald bizi bunu yapmaya zorlayarak ne elde etmek istiyor? Bunda bir anlam göremiyorum...”

“Sanırım Grindelwald güçlü müttefikler edinmek istiyor.” Dippet dedi.  

"Bunu neden yapmak istesin ki? Sonuçta turnuvaya gençler katılacaktır... Ordusunda neden böyle insanlara ihtiyacı olsun ki?! Bu... Bu çok saçma!” Flint gerginlikle konuştu.   

“ Hayal kırıklığınızı anlıyorum Bay Flint, ama lütfen olaya farklı bir açıdan bakın. Her okulda yetenekleri ve güçleri ile öne çıkan, gelecekte büyücülük dünyasında çok önemli kişiler haline gelecek seçkin öğrenciler vardır. Gellert aptal değil ve genç beyinlerin kontrol edilmesinin daha kolay olduğunu ve daha da önemlisi hâlâ şekillendirilebileceğini iyi biliyor. Bugünün gençliği küçümsenemez. Tabii aklıma gelen ilk fikir bu oldu. Ancak talebinin veya daha doğrusu ültimatomunun nedeni tamamen farklı olabilir de”

“Eğer az önce söylediklerinizin doğru olma ihtimali varsa o zaman bu delinin ve Amerikan Bakanlığı'nın şartlarını kabul edemeyiz. Büyücü toplumunun gözünde nasıl görüneceğiz? Eğer bu hastalıklı öneriyi kabul edersek...”

“ Bir yandan haklısın Albert.” Bakan, yardımcısının sözünü yarıda keserek araya girdi: “Ama Amerikalılara yardım teklifini reddedersek ne olacağını da düşün... Grindelwald, Amerika'da mutlaka bir katliam daha yapacak. Oradaki büyücüler sonunda pes edecekler, bunun gerçekleşmesine fazla bir şey kalmadı. Gellert amacına ulaştığında sizce sonraki hedefi kim olacak? Senin de bunu anladığını görüyorum, elbette biz de anlıyoruz. Durum çok karmaşık, bunun farkındayım. Ne yaparsak yapalım, eylemlerimizin sonuçları olacaktır...” Bakan Yardımcısı bu açıklamayı dinlerken koltuğuna gömülmüş gibiydi. Sonunda elleriyle yüzünü kapattı ve üzgün bir sesle sözlerini tamamladı:

“Yani elimiz kolumuz bağlı mı? Grindelwald Turnuvası düzenlersek yeni fanatikler toplanabilir. Aynı zamanda planlarını da kesin olarak bilmiyoruz ve tüm bu çocukların hayatları tehlikeye girebilir! Belki gelecekte kendisine tehdit oluşturmamaları için daha yetenekli olanları ortadan kaldırmak istiyordur. Böyle bir adamın aklından neler geçtiğini kim bilebilir? Üstelik Amerikalıları reddederek onları onun gazabına ve daha sonraki toplu katliamlara maruz bırakacağız. Oradaki büyücüleri zayıflatacağız ve er ya da geç Gellert'i buraya, yanımıza getireceğiz. Peki şimdi ne yapmalıyız?” Konuklar  anlamlı bir şekilde sessiz kaldılar. Bir süre sonra Moon devam etti:

“Amerikan bakan yardımcısı yakında burada olacak. Sorularımıza ve şüphelerimize cevap verecek olan Bay Weir'ı beklemenizi öneririm.”  Sihir Bakanı'nın ofisinde bir kez daha derin bir sessizlik hakim oldu. Kimse onun sözünü kesmek istememişti. Moon'un gözleri sanki aniden birkaç yıl yaşlanmış gibi görünen Hogwarts Müdürüne takıldı. O Armando'nun zekasına güveniyordu. Büyücülük okulunun müdürünün kendisinin bulmayı başaramadığı bir şeyi, yani Gellert'in kurduğu pusu duvarındaki bir boşluğu keşfedeceğini umuyordu. Buna tam olarak inanmıyordu ama her zaman umut vardı.

KAN VE AŞK // TOMARRY ÇEVİRİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin