🧸
Uykusuzdum.
Gece boyu dönüp durmuş, sadece bir kaç saniyeliğine bilincimin yerine gelişinde bile aklımdan çıkmamıştı yaşanılanlar. Üstelik beynimde film şeridi hâlinde sarılıp durduğu yetmiyormuş gibi bir de rüyama girmişti aptal. Rüyada o anki yakınlıktan daha yakın bir hâlde olduğumuzdan, uyanır uyanmaz küfürler yağdırıp saçlarımı çekiştirmiştim ancak yanımda yatıyor olan Soohee'yi uyandırıp da garip bakışlarına maruz kalmamak için bunu hemen kesmiştim.
Aklımı yitirecektim.
O bana böyle bir şeyin aklının ucundan dâhi geçmediğini söylemişti ama külliyen yalandı. Ben konusunu açmadan önce de kesinlikle böyle bir şeyin olasılığını düşündüğüne o kadar emindim ki, tek bir lanet cümleyle ekmeğine yağı sürmüştüm. Bunu göremeyecek kadar aptal değildim. Gözünde bir kitapmışım da, o da daha kapağımı bile açmaya gerek duymadan beni dışarıdan rahatça okuyabiliyormuş gibiydi. Benimle oynuyordu ve hâlâ kabullenme konusunda güçlük çeksem de karşısında güçsüz hissediyordum. Laflarımın üzerinde hiçbir hükmü yoktu.
Ayrıca ondan hoşlanıyordum... Bu hissin nerede nasıl başladığını bile bilmiyordum ama onun yanında, yakınında, karşısında hiç bir zaman diğer erkekler etrafımdayken hissettiklerimi hissetmiyordum. Ağzımı açıp da tek kelime edemememin tek sebebi buydu. Başlarda sadece yakışıklı bulduğumu düşünmüştüm ama şimdi kendimi durduk yere onunla saçma sapan hayaller kurarken buluyordum. Bu da fazlasıyla sinir bozucuydu! Aynı anda hem nefret edip, hem de nasıl çekici bulabilirdim?
O şeytan yüzünden bok gibi bir durumun içindeydim.
Beni uyarması gerekiyordu! Ondan uzak durmamı, böyle bir şeyin ikimize de zarar verebileceğini, beni üzeceğini, böyle bir şeye nasıl kalkışabildiğimi ve daha nicelercesini söyleyerek bana kızması gerekiyordu! Tanrım... En azından aynı grubu, aynı yurdu paylaşacağımızı söylerken ciddiydim, bunu ciddiye alabilirdi ama o ne yapmayı seçmişti? Benimle açıkça dalga geçmiş, yakınlık kurup aklımı bulandırmış ve hareketlerimi izleyip iddia ettiğim şeyin aksini bana göstereceği konusunda binevi tehtid etmişti!
Eğer dünya şeytana 'şeytan' demeseydi emindim ki adını rahatlıkla Jeonghan olarak değiştirebilirlerdi. Ne bileyim, ya da 'Jeonghan yüzlü şeytan' falan...
Kahvaltıdan kalkalı neredeyse yarım saat oluyordu ve ben ne yapıyordum? Ortama karışmış, stajyerler ve üyeler ile birlikte kampın tadını çıkarıyordum, demeyi o kadar çok isterdim ki...
Çadırıma saklanmış, sabahtan beri yüzünü görmemeyi başardığım için Tanrı'ya şükürler ediyordum. Ayrıca koca gün boyunca ondan nasıl köşe bucak saklanıp görünmeden akşam edeceğimi düşünüyordum. Fena çıkmazdaydım ve olaya neresinden bakarsam bakayım kurtuluşum için hiç bir çıkış yolu yoktu. Sadece yüzümü yastığıma gömmüş, saatlerdir o anları zihnimde canlandırıyor, boğuk çığlıklar atarak en azından günün bir kaç saatinin geçip gitmesini bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me - Yoon Jeonghan
FanfictionBaşlarda bizi bir arada tutan tek şey nefretimizdi. Yazım: Ağustos 13, 2023 Yayım: Ocak 31, 2024