Barış İsmaili aramadan önce İsmail onu arasam mı diye düşünüyordu.Bir yandan da bavulunu toparlıyordu.
Sonra barışın aradığını görünce telefonu açtı.
" Barışs"
" İsmail müsait misin?"
İsmail sana her zaman musaitim demek istese de diyemedi.
" Evet , musaitim napıyorsunn"
İsmail sesinin heyecanlı tonda çıktığını fark etmemişti bile.
" İyiyim marketten döndüm . Sen naptin sergi nasıl geçti?"
" Sergim cok mukkemmel gecti tablolarım cok sevildi. Simdiden bir kaç siparis aliyorum basardigimi hissediyorum"
İsmailin heyecanlı tonda çıkan sesini bile fark etmemişti. Barışa bisiyler anlatmayı seviyordu. Barış ise onu dinlemeyi sabaha kadar isterdi.
Baris İsmailin bu hallerine gülümsedi.
" Seninle gurur duyuyorum"
İsmail uzun zamandir arkadaşları dışında birinden bunu duymadığı icin mutlu olmuştu.
" Tesekkur ederimm "
" Rica ederimm "
Baris diyicek bir seyinin olmadığını zannediyordu ki aklına doğum gunune davet etmesi geldi. Bir doğum günü kutlamasi olmadığını düşünüyordu.
" Yarın dogum gunum istersen yani beraber pasta yiyebiliriz bisiyler yapabiliriz"
İsmail sesini uzgun tutmaya çalıştı.
" Baris bilet bulamadım doğum gununden sonraki gün var bilet ona aldim bile"
İsmail yalan söylüyordu. Bu gece uçakla geri dönüyordu. Baris sahnedeyken o coktan gelmis olucakti. Dogum gununde orada olucakti.
Baris ismailin gelmiycegini anladiginda üzüldü. Onun olmasini isterdi. Aslinda ucak mi alsaydi. Sonucta ekstradan baya bir parasi vardı. Kendi kendine düşündükleriyle güldü.
" Sorun dwgil seneye burda olursun"
Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattılar. İsmail bavullarını hazırlamıştı. Barış ise gitarini kutusuna koymuştu.
Aradan geçen zamanla barış gitarını eline aldı. O sırada İsmailse havalimaninda zamanin gelmesini bekliyordu.
Barış gitarını sürücü koltuğunun yanındaki ön koltuğa yerleştirdi.
Bugün soyluyceği şarkıların olduğu playlisti bir kere daha açtı. Hem gitar caliyordu hem de söylüyordu. Bu işi yapmaktan zevk alıyordu.İsmail ise son kontroller olurken Altayla tekrardan konuşmuştu. Barışın çoktan geldiğini söylemişti. İsmaili almaya Arda ve Ferdi gidicekti. İsmail son kontrollerden sonra uçağının anonsuyla ayağa kalkmıştı. Uçağa doğru giden kalabalikla yürüyordu. Yürürken elindeki telefonla altaya uçağa bindiğine dair mesaj atmıştı.
Telefonunu uçak moduna aldı ardından
biletinde ki koltuğuna doğru ilerlediğinde nerdeyse herkesin oturmuş olduğunu gördü. Cam kenarındaki koltuğa yerleşti. Yanında iki kişi oturuyordu. İkisini de tanımıyordu fakat nerden bilebilirdi ki yanında oturan çocuğun hoşlandığı çocuğun erkek kardeşi ve sevgilisi olduğunu.Bir saatlik yolculuktan sonra , hızlı bir şekilde uçaktan inen kalabalığa karıştı. Bavulunu almak için gelen bavullara göz atıyordu. Bir süre sonunda bavulu geldiğinde eline alıp sürüklediği kısmı açtı. Bir yandan telefondan Ferdiyi ararken bir yandan bavulu sürülüyordu.
Havalimanin önünde siyah arabasının kaputuna yaşlanmış ikiliyi görünce onlara doğru yaklaştı."Selamlar gencler kaptaniniz geldi. Uçuşa başlayalım" Çocuklarla en son duman konserinde tanıştıkları günde vakit geçirmişlerdi.
Arda ve Ferdi karşılarındaki İsmaile sarıldılar. Çoğu zamanı beraber geçirmişlerdi ve onlar küçük bir aileydi.
" Kaptanımız hoşgeldiniz gördüğüm üzere İzmir havası yaramış" İzmir'e gittiğinde en azından kendine vakit ayırmıştı. Sonunda ise elinde pastayla mekanın girişinde olmayı seçmişti.
Altay'ın söylediğine göre Barışın erkek kardeşi ve erkek arkadaşının sevgiliside gelicekmis.
İsmailin küçük sırt çantası arabaydı. Giydiği şortun cebinde sadece telefonu vardı. Onlari ardalar video cekicekti zaten.
İsmail elindeki pastayı sıkıca tutuyordu. Heyecanlıydı fazlasıyla. Barış içeriden iki sarkicinin söylediği şarkıyı söylüyordu. İsmailin en sevdiği şarkıcılardan biri olan Can Ozanin söyleyenlerden biri olması onu sevindirmişti. Mekanda az kişi vardı. Semih ve Kenan direkten mekana gitmişlerdi. Diğerleri ise pastayı almaya gitmişlerdi. O yüzden geç kalmıştı.
Ferdi ve Arda mekana girmişlerdi. İsmail ise Altay'ın elektriği kestiği an kapıdan içeri giricekti. Elindeki pastanin mumlarını tek tek kendisi yakmıştı. Üstündeki meytapı Altay'ın verdiği komutla yakmıştı. İçeri girmişti. Saat tam 00.00 gösterdiğinde ilerliyordu.
'öyle kolay aşık olmam
ama senin ayrı bi havan var'Dediği kısımda sahnenin ortasında duran Barışa doğru yürümeye başlamıştı. Barış Alper İsmailin geldiğini görünce şaşırmıştı. Beklemiyordu. İsmail sahnenin oraya doğru yürürken barışla ortada buluşmuşlardı.
" İyki doğdun Alperim iyki varsın" Barış Alper bu cümleyi hayatı boyunca unutma diye kendine söz verdi.
" İsmail iyki geldin teşekkür ederim " Barış heycandan cümle kurmaya bile zorlanıyordu. Etrafa diğerleri gelmişti. Arda ve Ferdi videolarını çekiyordu.
' Burada olan insanları kaybetmiyim onlar benim ailem ' içinden söylediği şeyler mumları uflemişti.
Gece sonunda İsmail Barışın erkek kardeşiyle tanışmıştı. Yanındaki çocuğu da tanımıştı. Aynı uçakta yan yana olmaları şanstı veya tesadüftü.
Herkes hediyesini veriyordu. Altay ve Kerem barışın fotoğrafını çorapa basmışlardı. Bunun için çok düşünmüşlerdi. Arda ve Ferdi ise kimsenin beklemediği bir şekilde konserde ilk tanıştıkları günü resmetmislerdi. İkisininde resmi baya iyiydi. Yüzleri ten renkleriyle boyanmıştı.
Fotoğrafta olmayan Kenan ve Semih bunun için kıskançlık bile duymamislardı.
Semih ise barışa kucukkken beraber topladıkları deniz kabuklarını boş beyaz bardağa yapıştırmıştı. Kenan ise güzel bir üst almıştı.
İsmail ise heykel kursundan öğrendiği kadarıyla güzel bir tabak ve bardak yapıp boyamıştı.
O gece Barış Alperin aklından silinmedi. Başka busuru anıları oldu fakat o anı her zaman bir oda da kilitli kaldı
. Oradaki herkes o gün çektikleri fotoğrafları duvarlarına, buzdolaplarına asmislardı.
Barış hediye gelen tabloyu duvara monte etmişti. Kupaları ve tabağı da mutfak dolaplarında saklıyordu. Altaylarin hediyesi olan çorapta çok işe yarıyordu ona göre. Kenanın hediyeside dolabın içindeki askılıktaydı.
İsmail ve Barışın asıl hikayesi o gece başlamıştı.
Hediyeler çok yaratıcı biliyorum. Barisla semihi shiplerlerken benim ikisini kardes yapmam. Merak etmeyin bol bol abi diycek.
Bu bölümde burada biter . Barış ve İsmail ilk temelleri attı.