HotChat -MinSung Texting-

Bölüm 24

1- Çok çalışıyorum, lütfen yoğunluğumu bilmeden bölüm yazmadığım için sövmeyi bırakın.

2- Bölümlerin kısalığı konusunda şikayet edip duranları siktirip gitmeye davet ediyorum, en başında sizi bu konuda uyarmıştım.

3- Uygulama yasaklandığından beri buraya gelme hevesim epey azaldı, cevapsız bıraktığım mesajlar için üzgünüm, konuşmayı çok istediğiniz bir durumda lütfen Instagram'dan yazın.

İyi okumalar

*-*-*-*-*-*-*-*-*-* 

''Hadi ama Min, buraya gelme sebebin gerçekten de sabaha kadar içmek değildi değil mi? Etrafına baksana biraz''

Minho Chan'a gözlerini devirdikten sonra içkisini yudumlamaya devam etti ''Zaten moralim bozuk, lütfen daha da kötüleştirme''

Chan bir iç çekti ''Sana ona söyleme demiştim''

''Ben de çoktan söyledim, şimdi de benden nefret ediyor, artık çok geç''

''Ne yapacağım ben seninle'' dedi Chan cebinde bir titreşim hissetmeden hemen önce ''Buradan bekle, hemen döneceğim. Sonra da eve gideceğiz''

Büyüğü telefonla konuşmaya gidince Minho bir içki daha söyledi ve tek başına içmeye devam etti.

*-*-* 

Jisung kesip durduğu adamın yalnız kaldığını görünce yavaşça bara doğru yaklaştı ve sandalyelerden birine oturdu.

Aralarında kimse yoktu, ama boş duran 3 sandalye daha vardı. Felix'in dediğine uyarak ona hemen yaklaşmamaya karar verdi, tek yapması gereken adamın dikkatini olduğu yerden çekmekti.

Barmene seslenip kendine bir bira söyledi.

İçkiyi getiren barmen gence bir süre bakakaldı ''Sizi tanıyor muyum?''

Jisung afallamıştı ''Sanmıyorum, buraya ilk defa geldim''

''Bu çok garip'' dedi barmen gülerek ''Benden önce burada çalışan barmene o kadar çok benziyorsunuz ki ikizi olabilirsiniz''

''Ailemin benden gizlediği bir şeyler varsa demek'' dedi Jisung da gülerek.

Kendisi barmenle muhabbet ederken dikkatini çekmek isteyen adamın hemen yanındaki sandalyeye oturduğu fark etmemişti bile.

''Selam'' dedi yabancı.

Jisung başta daha ağırbaşlı durabilmek için ona doğru bakmadı ''Selam''

''Yalnız mısın?''

''Evet'' dedi Jisung birasından bir yudum alarak ''Siz?''

Yanındaki adam tam bir cevap verecekti ki aniden yerinden kalktı ve olduğu yere kusmaya başladı.

Jisung şaşkınlıkla midesini boşaltan adamın gözleri önünde büzülüp kalışını izledi, sonra da birasını bırakıp yerinden kalktı.

Yabancının koluna girmek üzereydi ki adamın arkadaşı geldi ''Tanrım sana ne oldu böyle? Gel buraya''

''Yardım ister misiniz?'' diye sordu Jisung adamın arkadaşına bakarak.

''Lütfen, onu kapıya kadar götürsek yeterli''

Jisung yabancının diğer koluna girip onu çıkışa kadar yürüttü ve kapının hemen önünde duran taksiye binmesine yardım etti.

''Çok teşekkürler evlat'' dedi adamın arkadaşı Jisung'a bakarak ''Ona ne oldu bilmiyorum, bu gece çok içti, ben de 2 dakikalığına tuvalete gitmiştim sadece''

Jisung ona kibarca gülümsedi ''Rica ederim, ne demek, lütfen dikkatli gidin'' dedi ve ikilinin taksiyle uzaklaşmasını izledi.

Bu sırada hemen yan binadan çıkan 2 kişi daha gördü, kendi arabalarına biniyor gibilerdi.

İkisi de oldukça kaslı ve güçlü görünüyordu, ama bir tanesi...

Takımının ceketini çıkarıp koluna atmıştı, gömleğinin kolları bütün damarlarını belli etmek istermişçesine kıvrılmıştı ve yüzü yandan tam bir heykelinki gibiydi.

Jisung o anda o adamı izlerken donakaldığını hissetti.

''D-Daddy..?''

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-* 

Evet, Jisung'un barda kestiği kişi Minho değildi. Nasıl ama? 😎