Önümde oyun istediğini gösteren hareketler yapan Dali'ye gülüp Dali'yi sevdim.O kendi kendine önünde ki topla oynarken elimde ki kahvemden bir yudum alıp karşımda yeni ağaran güneşin denize yansımasını
izlemeye başladım.Gün doğumlarını seviyordum.Bana yeni başlangıçları hatırlatıyordu.
Gülümseyerek güneşin yüzümü ısıtmasına izin verdim.
Yeni başlangıçlar demek,umut demek.
Kötü günleri geride bırakmak demek.
O akşam ki yemeğin üzerinden beş gün geçmiş,dün ki antrenmanda Paris'e gideceğimi öğrenmiştim.
Yeni doğan güneş gibi hissediyordum kendimi bu yüzden.Biraz daha gün doğumunu izleyip oturduğum banktan kalktım.
Dali'yle beraber yavaş yavaş arabaya doğru sahil kenarından yürümeye başladık.
Yürürken aklıma Barış'la yemekten sonra arabaya yürüdüğümüz an geldiğinde gülümsedim.Sweatshirtü hala bendeydi ve ona nasıl geri verebileceğimi düşünüyordum ama onun öyle bir derdi yoktu sanırım almak için herhangi bir iletişimde bulunmamıştı bana karşı.
Kendime bile itiraf edemesem de onu tekrar görmek istiyordum.Tabi ki de adım atmayacaktım ama.
Arabaya binip sakin bir şarkıyla eve doğru sürmeye başladım arabayı.Eve gidip hazırlanmam ardından da antrenmana gitmem lazımdı.
Eve gelip bir şeyler atıştırdıktan sonra çantamı da alıp antrenmanın yolunu tuttum.Antrenmana geldiğimde olabildiğince antrenmanımı yapmaya çalışıp antrenman bitince kendimi sırt üstü yere bıraktım.
Ayağımdan dolayı antremanları yüz de yüz yapamıyordum bu da beni oldukça sinirlendiren bir şeydi.
Sırt üstü uzanıp nefeslenirken üstüme fırlatılan su ile kafamı son anda soluma çevirip suyun yüzüme çarpmasını önledim.
"Yavaş."Su şişesini elime alıp kafamı şişeyi fırlatan kişiye çevirdim.
Hande.
"Pardon kanka biraz hızlı oldu."O da elinde ki su şişesiyle yanıma oturup konuştu.
Elimde ki su şişesinin kapağını açıp içmeye başladım.
"Seninkiyle son durumlar ne oldu?"
"Benimki derken?" Kaşlarımı çatarak konuştuktan sonra şişeyi tekrar ağzıma yaklaştırıp içmeye devam ettim."Barış işte."
İçtiğim su boğazımda kaldığında öksürüklerimin arasından gözlerimi büyütüp bir yandan da konuşmaya çalışıyordum."Ne alaka lan?"
Gülerek sırtıma vurdu."Of İlkin,hiç bana kolpa sıkma.O akşamdan sonra konuşmamış olamazsınız."
Gözlerimi devirdim."Abartma ya,duyanda o akşam bir şey oldu zannedecek."
Gözlerini belertip vücudunu öne savurdu."Daha ne olsun İlkin?"
Vücudunu hızla önüme atıp tam karşıma geçip o anları yaşayarak konuşmaya başladı."Önce çantanı toplayıp yardım etmeler,sonra peşinden gelip numara almalar,gerçi bu kendini beğenmiş sana kendi numarasını aldırtmıştı ama neyse sonuç olarak senin numaranı almak için yaptı."
Dediğine gülüp dinlemeye devam ettim.Gerçekten kendini beğenmiş olduğu bir gerçekti.
"Ay bir de ne demişti,'numaramı almak ister misin lazım olursa felan?' "
Hande kahkahalara boğulurken ben de onunla birlikte gülmeye başladım.Handenin omuzuna hafifçe vurdum.