18. Bölüm: "Siyah ve Beyaz"

430 46 2
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





18. Bölüm: "Siyah ve Beyaz"

Yakut'un sözlerinden sonra kafasını onaylarcasına sallayarak uzaklaştı Safir. Ormanın içinde kaybolan bedenden sonra onun kurdunun uluması tüm ormanda yankılandı.. "Ölüm'ün yanına mı gidiyoruz?" dedim.

. "Evet, artık zamanı geldi." Dediğinde ona kaşlarımı çatarak baktım. Ölüm ile pazarlık yapacak kişinin ben olması ve fısıltılarımın onda hüküm sürmesi benim alabileceğim bir karardı. "Buna ben karar veririm." İstemsizce sert çıkan ses tonumla bana doğru baktı. "Onunla ben konuşacağım, o yüzden onun yanına ne zaman gideceğimize ben karar vereceğim."

"Eğer gelmek istemiyorsan gelmezsin." Bana yaklaşarak ayak ucunu parmaklarımın üzerine getirdi. "Ama ben gideceğim. Senin bir Fısıldayan olman, Yakut'un Kraliçesi olduğun gerçeğini değiştirmez." Kırmızı bakışlarını üzerimde gezdirdi. "Küçük bir uyarıya ihtiyaç duyuyor gibisin Fısıldayan."

Gerçekliğe yeniden dönmüşüm gibi öne doğru yalpaladım. Kalp atışlarımın gürültüsü kulaklarıma ulaşıyorken dudaklarımı araladım. "Ben.."

"Evet, yine oldu. Bu durum canımı sıkmaya başladı Lena, söyle ona nerede ortaya çıkacağı belliyken bunu benim yanımda yapsa iyi olur. Karşımda değil." Sert bakışlarının aksine sözleri yumuşaktı. Elinden geldiğince beni kırmamaya ve üzmemeye çalışıyordu. "Tamam."

Derince bir nefesi burnundan verip bana sırtını döndü. "Birkaç saniye sonra geri dönmüş oluruz. Ölüm'ün yanında saatlar geçirmiş olsak bile burada oldukça kısa bir zaman dilimi geçmiş olacak." Kafamı onaylarcasına salladım. "Sürü.. ne zaman gelir?"

"Birazdan burada olurlar?" dedi. "Peki kaç kişiden oluşuyor, bu sürü?" Gözlerini düşünürcesine hafifçe kıstı. "Bin falan."

"Bu oldukça fazlaymış." dedim ona bakarak. "Aslında bu sadece yüzyıldır yaşayan kişiler. Sürünün tamamı binlerce ve belki de on binlerce." Dudağının kenarında olan hoşnut kıvrımla bana doğru baktı Sürüsünde kişilerin varlığından hoşnut olduğu anlaşılıyordu.

Yakut'un gözleri ormana doğru çevrilirken, Safir'in onunla iletişim kurduğunu anladım. "Sadece birkaç dakika ya da saniye sürecek güzelim" Ona kafamı sallarken, dudaklarını alnıma değdirerek uzaklaştı.

       

YAKUT (Marc)

Ormanın içindeki Safir'e doğru yürürken çevremde dönen kurtların varlığını hem zihnimde hem de damarlarımda dolaşan kanda hissediyordum. Safir yanına doğru yürüyen bedenime baktı. "Ona fazla imtiyaz tanıyorsun." Onun sözleriyle kırmızı gözlerimde alevler titreşmeye başladı, onun buz gibi olan teninde, benim alevlerim yankısı duyuldu. "O benim eşim. Buna karışmamazsın."

Yakutun FısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin