5| aradıkça aralanır karanlığın kapıları

37 10 82
                                    

Sabahın erken saatleriydi. Güneş yeni doğuyordu. Kurallara göre burada olmaması gerekiyordu hatta dışarıda bile olmamalıydı ancak kuralları yerle bir etmekle bilinen namı göz önüne alındığında onun için her şey normaldi. Yürürken yapraklar ayaklarının altında çıtırdıyordu. Onun dışında herhangi bir ses yoktu.

Ormanın büyülü yapısı sayesinde normalde 5 dakikada ulaşması gereken yere yarım saattir ulaşamamıştı, ormanın en nefret ettiği özelliği sınırsız genişlemeye sahip olmasıydı. Çoğu öğrenci bunu bilmese de kendisi ormana sık sık yaptığı ziyaretler esnasında bunu keşfetmişti. Bir yabancının bakış açısından orman son derece korkunçtu. Sabahları bile çok az ışık alırdı, 7/24 soğuktu, kaybolmanın çok kolay olduğu bir büyüklüğe sahipti ve binlerce lanetli varlığa ev sahipliği yapıyordu ancak Hongjoong alışmıştı.

Şu an ise ormanın içindeki tek kaçığın kendisi olmadığını biliyordu. Omzunun arkasına bir bakış atarak, "Burada olmamalısın." dedi.

Wooyoung hafifçe omuz silkti. "Sen de olmamalısın."

İki cadı diğerinin yarım saattir yürüyüp aşamadığı noktayı saniyeler içinde aştığında Wooyoung, Hongjoong'a dil çıkardı. Hekate cadısı ise tılsımla kurt adamı içinde bulunduğu illüzyondan kurtarmıştı.

Wooyoung kolunu Hongjoong'un omzuna atarak onu yanına çekerken, "Sonsuzluk illüzyonu birkaç gün devam etseydi ne yapmayı düşünüyordun mesela?" diye sormuştu.

Kurt adam birkaç saniye düşünüyormuş gibi yaptı. "Işınlanmayı?"

Wooyoung aldığı mantıklı yanıtla mağlubiyetini kabul ederek ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı.

Üçlü artık yanyana yürümeye başlamıştı.

"Sen de mi fark ettin?"

Sarışın sorusunda özne belirtmese de Hongjoong sorunun kendisine yönetildiğini ve içeriğini biliyordu.

"Hm, Seonghwa'yla buluşmak için geldiğimde bir gariplik olduğunun farkına vardım ancak çok geçti. Onun güvenle akademisine döndüğünden emin olduğumda da hava kararmıştı, çocukları endişelendirmek istemedim. Bu yüzden sabah gelmeye karar verdim. Teorik olarak doğanın hizmetkarları sizsiniz, ne olduğunu düşünüyorsunuz?"

Kötü enerjinin kaynağını %99 lanetler yani kara büyüler oluşturdu bu durumda aynıydı. Bunu Hongjoong da biliyordu zaten sorduğu şey büyünün türüydü ancak iki cadı da daha önce böylesine denk gelmemişlerdi. Fikir yürütebildikleri tek nokta bir kan laneti olduğuydu.

"Birazdan çıkacak kokusu."

Hongjoong aldığı kaçamak yanıtla kaşlarını çattı. Anlaşılan durum sandığından daha büyük ve karmaşıktı. 4 büyük cadı klanının akademi hariç kendi sağladıkları eğitimler oluyordu ve orada klan mensupları her türlü büyüyü öğreniyorlardı ancak o soya sahip 2 kişi de lanetin türünü saptayamamıştı.

Yolun geri kalanı sessizlik içinde geçerken üçlü yollarının ilerisinde bir hareketlenme görüp en yakınlarındaki ağacın arkasına saklandılarında Wooyoung tedbir olarak görünmez olmalarını da sağlamıştı.

Yeosang tanıdık insan kalabalığını izlerken, "Onlar?" diyebilmişti sadece. Her akademinin en saygın profesörleri bir şeylerle uğraşıyorlardı. Görmeyi bekledikleri görüntü kesinlikle bu değildi. Karşılarına nesli yıllar önce tükenen 7 başlı bir yılan çıksa daha az şaşırırlardı muhtemelen.

Öğretmenleri tarafından oluşturulan devasa labirente bakarlarken Wooyoung, "Ne yapıyorlar tam olarak?" diye sordu. Her şeye karşı tetikte olmaları gerekiyordu. Kara büyünün kaynağının profesörleri çıkması felaket senaryosuydu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

until dawn ↬ seongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin