"Selamlar."
Berat arabasını Kerem ve arkadaşı Kazımcan'ın yanına yanaştırdı.Kerem'i elde etmek için önünde olan bütün tuşlara basacaktı.
"Biraz gezintiye çıkmak ister misiniz?"
Kerem bu teklifi asla reddedemezdi,Kazımcan ise reddedecekse bile Berat'ın yanında oturmuş güneş gözlükleriyle uğraşan Abdülkerim'i gördükten sonra tenezzül dahi etmezdi.
İkiletmeden arka koltuğa yerleştiklerinde Berat suratında artık bir maske misali sürekli duran o sırıtışıyla arabayı hareketlendirdi.Dediği gibi isteyip elde edemeyeceği tek bir insan yoktu.
Bu sırada İlkin kendi arabasında yanındaki arkadaşı Elif'le sohbet ediyordu.Elif'in gördüğü manzara karşısında nutku tutulurken sertçe İlkin'i dürttü.Arkadaşının Berat'a olan nefretini en iyi kendisi biliyordu.Hoş haksız da sayılmazdı.
"Yeni bir gelişme var sanırım."diyerek İlkin'in tepkilerini net görmek adına suratına odaklandı.
"İğrenç."
Kumral kız ne kardeşini ne de Berat'a hayranlık duyan diğer insanları anlayamıyordu.Berat onun gözünde bir böcekten fazlası değildi.Bu yüzden dilini dışarı çıkararak kusuyormuş gibi yaptıktan sonra gözlerini devirerek arabasını hareketlendirdi.Bir an önce eve gitmek ve yatağına atlamak istiyordu.
Ancak arabası ilerlediği gibi önüne çıkan motosikletli neredeyse bir kazaya sebep olacaktı.İlkin derin bir nefes alarak zaten üstüne yerleşmiş gerginlikle kafasını camdan çıkarttı ve her zamanki sinirli,korkunç ifadesi yüzüne yerleşti.
"Yoluna baksana!"
Sesi tüm otoparkı inletirken Ferdi gaza basarak hızlıca İlkin'in önünden çekildi ve Altay'a doğru ilerleyip motorunu durdurdu.
"İyi misin sen?"
Altay endişeli bir ifadeyle ona yaklaştığında Ferdi kaskını çıkartıp elini salladı.
"Önemli değil.Cadıyla bir atışma işte."
Sonrasında kızın arkasından gerçekten korkmuş bir şekilde bakan Altay'ı dirseğiyle dürttü.
"Seninkinin ablası."
"Ne?"
Altay şaşkınlığından dolayı sesini ayarlayamamış bütün otoparkın ilgisini üzerlerine toparlamıştı.Ferdi sessiz olması adına onu çimdikledi.Bu çocuğun ses konusunda ayarlamalar yapması gerekiyordu.
"Gıcığın tekidir."
Altay kafasını sallayarak gözden kaybolan kırmızı arabadan gözlerini ayırdı.Böylesine deli birinin Kerem gibi naif biriyle kardeş olmasını kesinlikle beklemiyordu.
Ferdi onun hâlâ şaşkın olan surat ifadesinin komikliğiyle dalga geçerken beraber neredeyse motorunu deviriyordu.Altay gözlerini devirerek arkadaşıyla vedalaştıktan sonra otoparktan ayrılıp öğrenci yoluna geçti.
•••
İlkin evde tek olmanın verdiği rahatlıkla müziğin sesini sonuna kadar açmış kafasıyla ritim tutarak kitabını okuyordu.Bir kaç garip dans hareketiyle şarkıyı sonlandırdığı sırada babası içeri girdi.
"Naber?Bugün kimseyi ağlattın mı?"
İlkin gülerek kafasını iki yana salladı.
"Maalesef ama henüz günü yeni yarılamış sayılırız."
İkisi birbirlerine gülerken içeri Kerem de girdiğinde babasına kocaman sarılıp yanağına bir öpücük bıraktı.İlkin otoparkta şahit olduğu görüntüden dolayı tek kaşını kaldırarak olduğu yerde arkasına yaslandı.Kardeşinin o çocukla haşır neşir olması rahatsız olmasını sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10 things i hate about you|ilkin•barış
Fanfictionbut mostly i hate the way i don't hate you not even close not even a little bit not even at all