-4- SORULAR

47 4 0
                                    

-

Meyra bir şey biliyormuş gibi arabayı durdurup beni de heyecana sürükledi ama sonuç panik yapmasından ibaretti. Bu yüzden de sinirlenmedim değil. ''Ya anlayamadığım sinirlenme nedeni ne? Çözemiyorum."

''Ben sana sabahtan beri ne anlatıyorum? Neyi çözemediğimi söylüyorum acaba. Dinlemiyor musun?'' dedim şakayla karışık. ''Çok bunaldım ya, dışarı çıksak iyi gelir biraz, ne dersin?'' Aslında benim içinde gayet güzel bir fırsat olacaktı. Tamam dedim ve hazırlanmaya koyulduk.

Aslında üniversiteye gidip gelme aşamasından dolayı bayağı yorgundum, ama hava bulutlu ve kapalıydı. Bu da en sevdiğim hava olduğu için kaçırmamaya değer, gidip biraz kahve içmek iyi gelebilirdi.

Cevaplara ihtiyacım vardı, sorularımı, sorunlarımı düşünmekten kafayı yiyecektim. Kalbimde çok büyük bir boşluk var, ihtiyacım olan tek şey cevap. Ne yaşarsam yaşayayım ayakta kalmayı başarırdım ben, ama bu konuda beni ayakta tutabilecek tek şey sorunlarımı çözmekti. Yaşadığım şeyler dolayısıyla pek de iyi sayılmazdım.

-

Etrafı parlak ve mükemmel bir yeşille kaplı küçük şirin bir kafeye gelmiştik. İçeride akustik yapılan canlı müzik, etraftaki kahve kokusu ve sıcaklık benim için mutlu olmaya yetiyordu. Çalan şarkının ritmi o kadar mükemmeldi ki.. İnsan düşünürken bile aklındakilerden uzaklaşıp şarkıya odaklanıyordu. Kızında sesi epeyce güzeldi, kıskanmadım değil. Her neyse. ''Ne içmek istersin?''

Genelde bir kafeye gittiğimde kahveyi tercih ederim. Ama bu sefer içesim gelmemişti. ''Papatya çayı,'' Meyra istediklerimizi söyledikten sonra telefonuna gömüldü zaten.

Çayımda gelince ellerimi ısıtmak için sardım fincana. Her kafede olduğu gibi sigara veya nargile kokusu yoktu. Samimi ve güzel bir sıcaklık vardı. ''Kafanı telefonundan biraz kaldırsana?'' dedim çünkü yarım saattir boynu eğili telefonuyla uğraşıyordu. ''Tamam ya,'' dedi gülerek. ''Ya ben çok sıkıldım Meyra. Haftasonu bir şeyler yapalım. Beynimin içindeki dünyadan uzaklaşmam gerekiyor, eğlenelim biraz.''

''Aslında iyi olur. Cumartesi gelsinde bir... Kararlaştıralım. Bu arada, bir şeyler yemek ister misin?''

''Olur,'' dedim ve çikolatalı kek istedi. Düşünceli kız...

Kafede biraz daha oturduktan sonra kalktık ve çiseleyen yağmurda yürüdük. Etrafta inanılmaz güzel bir koku vardı. Huzurdu kesinlikle.

Yarım saat filan dışarıda yürüdükten sonra eve geçtik Meyra ile. En sevdiğimiz dizi çıkmıştı ve köşeli deri koltukta yerimi alıp rahatça yayıldım. Meyra da mısırları getirdikten sonra izlemeye koyulduk.

O sırada telefonuma gelen arama ile dikkatimi televizyondan çektim, Sıla arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Evet?"

"O nasıl bir telefon açma şeklidir? Her neyse, staj ortakları yarın veya iki gün içinde belirlenebilirmiş. Biz dilekçe yazdık kabul etmediler, ama bir erkek ve bir kız da staj ortağı yapılabiliyor aynı yurtta yaşayabiliyormuş. Ya saçmalık değil mi? Yani evi olanlarda mı yurtta kalacak deyip itiraz ettik tabii... Sonra kabul edip evi olanların, evde kalamayıp yurda ihtiyacı olan ortaklarıyla beraber yaşayabileceğini söyledi. Haber vereyim dedim."

"Sıla..."

"Efendim?"

"Saat kaç?"

"Gece yarısını bayağı bir geçmiş işte... Neden ki?"

"Her neyse, öylesine sordum. Teşekkürler yine de. İyi geceler."

"İyi geceler." dedi ve söylenecek bir şey kalmadığından telefonu kapattım. Gecenin bu saatinde arayıp karma karışık konuşmuştu ve kesinlikle beynim dondu. Telefonu önümdeki sehpaya bırakarak yerimi aldım ve diziyi izlemeye devam ettim.

Son DamlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin