Dr.Lee| Minsung

1.3

Jisung ve Seungmin birlikte dışarı çıktılar. Jisung, "Seungmin, Minho'nun gideceğini biliyordun, değil mi? Ama bana söylemedin. Neden?" diye sordu. Seungmin cevap everemedi. Sesizlik vardı ikisi arasında. Seungmin, "Minho kendisi söylemek istedi. Sana ben söylemek isterdim Jisung ama Minho söyledi." dedi.

Jisung, "Chan hoca da biliyor muydu?" diye sordu. Seungmin başıyla onayladı. Jisung, "Harika, sadece ben bilmiyordum." dedi gülesi geldi bir an. Seungmin, "Burası onun için iyi değil, kalsın istiyorsun, anlıyorum ama onun yaralarını deşiyor burası." dedi.

Jisung, "Anlat o zaman Seungmin. Minho'nun derdi ne?" dedi. Seungmin, "Çocukluk arkadaşıydık. Yazları aynı yere giderdik. Ailelerimiz aynı yerde yazlık almıştı. Ben ve Chan aptal aptal işlerle uğraşırdık, hedefimiz falan da yoktu. Minho kemanist olmak istiyordu. Tek uğraşı kemanıydı. Yazın yanıma gelirdi. Ben ve Chan'a konser verirdi. Çok güzel çalardı. Sonra Seul'de bir yarışma vardı minik müzisyenler yarışması falan. Büyük ödül de müzik okuluydu. Minho parayla girerdi ama kendini kanıtlamak için yarışmaya katılmak istedi. Hatta kazadan önceki gün kemanını süsledik. Üstüne çıkartmalar yapıştırdık, onun kadar heyecanlandık."

Seungmin gözlerini sildi ve güldü, "Onu izlemeye gidecektik. Halası ona zorla beyaz ceket giydirince doktor gibi görünüyordu. Doktor olmaktan korkardı, biliyor musun? Biz önden gittik yer almak için. Sonra gösteri başladı. Bizimkiler bekledi, Minho yoktu sahnede. Bayan Shin aradı, annemle konuşurkenki ağlama sesini duydum. Hastaneye gittik.. Annesi ve babası ölmüştü, Minho ise yoğun bakımdaydı. Sol elinin siniri zedelenmiş, elini kullanamayacak dediler. Keman çalamayacakmış."

Jisung da gözlerini silip, "Sonra ne oldu?" dedi. Seungmin, "Minho uyandıktan sonra annesini ve babasını sordu. Söylemediler tabi. Biz de belli etmedik. Dış ülkeden doktor getirdiler eli için. 'Eğer ameliyat olursan annen ve baban gelecek.' dediler. Onları görmek için 8 tane ameliyata girdi. Bur çocuk için 8 ameliyat fazla, değil mi? Her ameliyat sonunda 'Bitti mi? Annem ve babam gelecek mi?' diye soruyordu. Elini artık haraket ettirmeye başlayınca gerçeği söylediler. Daha sonra pedagoglar gelip gitmeye başladılar. Konuşmadı, yemedi, sadece uyudu ve pencereyi izledi. Mutlu olsun diye tekrar keman aldılar. Kemanı çalarken sol eli zedelenmeden dolayı düzgün çalışmadı ve kemanı düşürdü. Bir daha keman çalmadı. Arabadayken yani kazadan önce annesi 'Oğlum doktor olsa sevinirim.' demiş diye doktor oldu." son cümleyi söylerken güldü.

"Minho sahipsiz biri, Jisung. Hem de tahmin edemeyeceğin kadar ama seni sevdi, biliyor musun?" dedi.

"Seni kendinden çok sevdi. Sana kızamıyorsa merhametinden değil, sevgisinden."

Ertesi gün Minho, Jisung'u almaya geldi. Jisung arabaya binip bir paket getirmişti kendiyle. Minho merak ediyordu, "O ne?" diye sordu. Jisung, "Bazen hastane yemekleri beni bıktırıyor ve evden getiriyorum. Bugün şanslısın ki sana da getirdim." diyince Minho şaşırıp ve gülüp, "Cidden mi? Teşekkür ederim. Bu arada nasıl oldun? En son miden bulanıyordu."

"Daha iyiyim. Serum iyi geldi." dedi minnetarlıkla. Jisung, "Bu arada uygunsan sen gitmeden bir şeyler yapalım. Yani dışarı çıkabiliriz, gezebilirir falan." dedi. Minho, "Bana uyar. Aklında ne var?" dedi. Jisung sinsi sırıtışla, "Asla unutamayacağın bir şey." dedi ve Minho meraklandı.

Hastaneye gittiklerinde Jisung asistan odasına gitti. Hyunjin, "Günaydın, sen gülüyor musun? Dün ağlıyordun." dedi. Jisung, "Çünkü onun gitmemesini sağlayacağım." dedi ve çantasını indirdi. Felix, "Kalacağına eminsin yani?" dedi ve Jisung, "Evet. O da beni seviyormuş, Seungmin öyle dedi."

Jeongin, "Fake eniştemdi real enişte oldu!" dedi sevinçle. Jisung, "Chan devrini kapattım. Minho devrini açtım." dedi ve asistan odasından çıktı. Minho'nun odasına paketiyle gitti. Jisung kapları çıkarırken, "Marullu sandiviçi unutmadım." dedi. Minho, "En sevdiğim." dedi. Birlikte kahvaltı yapmaya başladılar. Minho, "Annen mi yaptı? Sen yapsaydın gıda zehirlenmesi yaşardım." dedi alay ederek. Jisung onun omzuna vurup, "Gıcık! Ben yemek yapmayı biliyorum. Sen biliyor musun?! Ha?" diye sordu