"Evet, erken ayrılmamız gerekti."
"Kavga mı ediyorsunuz yoksa? Beom nasıl?"
Göz devirdim. Ne saçma bir soruydu. Kavga ediyor olsaydık niye mekan değiştirme gereği duyardık ki? "Hayır Kai. Beomgyu hasta gibiydi, yakında bir otele getirdim. Uyuyor şimdi zaten." Kai'yi Beomgyu'nun iyi olduğuna ikna etmek için iki dakika harcamış bir de üstüne uyuduğuna inanması için fotoğrafını çekip göndermem gerekmişti.
Sonunda telefonu kapattığımda yatakta oturduğum yerde arkama doğru dönüp Beomgyu'ya baktım. Gün içinde gördüğüm tek ifadesi sinirli bir ifadeyken şimdi yüzü bambaşka bir haldeydi.
Zor durumda gibi görünüyordu.
Tanrı aşkına, bu çocuk omegaydı.
Beomgyu ile çocukluğumuzdan beri tanışıyorduk çünkü evlerimiz yan yanaydı. Ondan ne zaman hoşlanmaya başladığımı hatırlamıyorum ama ergenliğe girdiğimiz senelerde okulun herkese yaptığı testte onun beta olduğunu öğrenince her şey bitmiş gibiydi.
Daha doğrusu bu benim umursadığım son şey bile değildi. Beta olduğunu öğrenince bir şey değişmemişti benim için.
Ama tek çocuklarının bir omegayla beraber olmasını isteyen ailem için çok şey değişmişti.
Beomgyu'ya olan hislerimi anlayan annem hemen benimle konuşmuştu elbette. Beta birinin ailemize ve soyumuza hiçbir katkısı olmayacağını hatta illa kendime bir gençlik hevesi arıyorsam alfa karakterde biriyle çıkmamın daha iyi olacağını söyleyip durmuştu.
O zamanlar ailemin dediklerini çok önemserdim. Ve kendimi ailemden öne koyduğumda ise her şey için geçti. Beomgyu nedenini bilmediğim bir şekilde benden nefret ediyordu.
Ama şimdi ne ailem ne de başka birisi bu duruma karışamazdı.
Partideyken aldığım tatlı kokunun ondan yayıldığını fark ettiğimde heyecandan ölecek gibiydim. Çünkü tatlı omega feromonunun sahibi Beomgyu'ydu ve en önemlisi benim feromonlarıma tepki verdiği için öyle olmuştu.
Tamam evet bu durum düşündüğümden daha çok hoşuma gitmişti.
Kendi kendime onu izlemeye devam ettiğim sırada yerinde kıpırdanmaya başladı. Birkaç saniye sonra gözleri aralanmıştı.
"Daha iyi misin?" Dedim ama beni duymamış gibiydi. Vücudunu yatağa bastırışını izledim. Elini bana doğru uzattı. "Yardım et bana." Pürüzlü sesini duyunca yutkundum hemen.
Alfaların hepsi azgın varlıklardı. Yani zaten böyle bir şeyi isteyebilecekken bir de hoşlandığım kişiden böyle bir şey duymak daha da zorluyordu beni. Mantığım ve hormonlarım savaşa girmiş gibiydi.
"İlacın var mı? Senin için getireceğim." Mantığım savaşı kazanmıştı.
Yani sadece o an için de olsa evet bir ara kazanmıştı.
Çünkü saniyeler içinde kendimi yatakta uzanır Beomgyu'yu da üzerimde bulduğumda mantığım bir aracın altında ezilmiş gibiydi.
Üzerime doğru eğilip yüzünü boynuma gömdü. "Çok güzel kokuyorsun." Fısıltı halinde konuşması yetmezmiş gibi kendini bana sürtmüştü.
Bu çocuk bu gece kesinlikle sabrımı sınıyordu.
"Kim oldugumun farkında bile değilsin Beomgyu." Eh, kısmen doğruydu. Hem yarı sarhoş hem de kızışmış haldeyken karşısındaki kişinin farkında olacağını düşünmüyordum.
"Farkındayım Taehyun." Dediğinde donakaldım ama kalbim tam tersi çok daha hızlı atmaya başlamıştı. Başını boynumdan çekip bana baktı. Dudakları muhtemelen bir süredir ısırdığı için hafifçe şişip kızarmıştı. Kısık gözlerine baktığım sırada dudaklarını hissettim.
Yıllardır beklediğim dudaklarını hissediyordum tam şu an.
Benden ayrıldığında "Kokunu kimseyle karıştırmam ben." Dedi az önceki konu hakkında.
Vücudunu beni benimkine bastırıp kulağıma yaklaştı ve fısıldadı tekrar: "Her şey iyi. Bu yüzden acele et ve bir şey yap."
Eh, kendi istemişti sonuçta.
--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
omega of formula
Fanfiction"Senin için her şeyimi harcayacağım Choi; yanımda kal, omegam ol." Beta olan tek Formula 1 sürücüsü Choi Beomgyu'nun aslında omega olduğu, en büyük rakibi ve ablasının eski sevgilisi olan Kang Taehyun tarafından anlaşılır. *Love Shuttle isimli webto...