Sana yüz yüze söyleyemeyeceğim için buradan söylüyorum. O sözleri ben söylemedim. O sözleri Bilona yani benim bedenimin aynısını kopyalayıp içine giren, iğrenç bir yaratık söyledi.Belki inanmazsın bunlara ama lütfen inan.O şuan nerede ve ne yapıyor bilmiyorum ama konu bu değil zaten.
Bak, ben sana aşığım Changbin. Deliler gibi aşığım sana ama yolun sonundayım. Son kez benim fotoğrafımı göreceksin. Bu mektubun sonuna koyacağım fotoğrafımı.
Söyleyecek söz yok. Bunları bilsen yeterli.
Umarım beni affedersin Changbin,
Sevgiler, Jeongin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sevgili Chan, Minho, Changbin, Hyunjin, Han, Felix ve Seungmin,
Size yüz yüze söyleyemeyeceğim için buradan söylüyorum. O sözleri ben söylemedim. O sözleri Bilona yani benim bedenimin aynısını kopyalayıp içine giren, iğrenç bir yaratık söyledi. İnanın bana lütfen.
Ben Changbin'i seviyordum. Aşıktım ona. Sizi de çok seviyordum. Umarım bu mektubu okursunuz.
Chan; çok iyi bir abiydin, bizi -beni yeni tanıdığın için fazla olmasa da- korudun ve bizi sevdin, lütfen burnunu çok büyük olarak görüp kendinden nefret etme, umarım Seungmin ile güzel bir hayat yaşarsın.
Minho; çok iyi bir abiydin, senin yakışıklılığınıkıskanırdım çünkü çok güzel bir yüze sahipsin, umarım Han ile güzel bir hayat yaşarsın.
Changbin; çok iyi bir sevgili olabilirdin, umarım bensiz bir hayatı seversin, kendini çok üzme lütfen, umarım yeni birisi ile güzel bir hayat yaşarsın.
Hyunjin; çok iyi bir abiydin, şakacı kişiliğin ve karizman ile kendini belli ediyordun, umarım Felix ile güzel bir hayat yaşarsın.
Han; çok iyi bir abiydin, arkadaşdın, senin yanakların ve gözlerin çok güzellerdi, tatlılardı, çalışkansın ve umarım çabalarının karşılığını alırsın, umarım Minho ile güzel bir hayat yaşarsın.
Felix; çok iyi bir abiydin, çillerin doğal olamayacak kadar güzel, saçlarının sarılığı güneşten parlak, umarım Hyunjin ile güzel bir hayat yaşarsın.
Seungmin; çok iyi bir abiydin, gülüşünü sevmesen de ben çok seviyorum, kısa saç sana çok yakışıyordu, umarım Chan ile güzel bir hayat yaşarsın.
Kısacası hepiniz mükemmel ve yakışıklı insanlardınız, beni affedin.
Changbin ile olan yarım kalan aşkımızı kendi aranızda tamamlamanız dileğiyle,
Sevgiler, Jeongin
Hepsi bana aşık oldukları kişiyi söylemişti. O yüzden kimin kim ile sevgili olmak istediğini biliyordum ve belki hiç söyleyemezler diye ben bu mektupta onlara dolaylı yoldan söyleyeyim dedim. Umarım iyi yapmışımdır.
Evet, gidiyorum. Changbin'e de diğerlerine verdiğim mektubu verdim. Ama ona özel bir tane daha yazdım.
Saat gecenin 4'ü. Chan, Minho, Changbin, Hyunjin, Han, Felix, Seungmin. Hepsinin evine mektup gönderdim. Annemi ihmal etmedim, o zaten beni sevmiyordu. Bunu belli etmese de benim arkamdan kötü konuştuğunu biliyordum. Ona mektup bile yazmadım.
Şimdi ise, az önce sadece bir eşyam hariç bütün eşyalarımı aşağıya attığım uçurumun önündeyim. Hangisini mi atmadım? Changbin'in bana aldığı, en değerli olan eşyamı: Üzerinde C harfi olan bilekliği. Onda da J harfi olan bir bileklik vardı. Şuan bileğimde.
Uçurumdan atlamayacağım, bu yüzden şimdi gidiyorum buradan.
Yarım saatlik yürümenin ardından istediğim yere geldim: Yüksek bir bina.
Bir elimde bıçak, diğer elimde silah, önümde uzun bir yükseklik.
1. adım: Karnına bıçağı saplamak.
İlk önce bu adımı yapacağım. Biraz acıyor ama sıkıntı değil.
2. adım: Kafana sıkmak.
Bunu yapmadan önce arkamı döndüm. Çünkü bunu yaptığımda arkaya yığılacağım.
3. adım: Aşağıya atlamak.
Ve şimdi, karnımda bıçak, birazdan beynime girecek olan bir kurşunla bekliyorum. Yapabilir miyim?
Bam.
Aşağıya düşüyorum. Güzel bir hismiş. Son düşüncem ise: Changbin.
