2. Bölüm

57 5 2
                                    

Sabah uyandığında çok sevdiği yağmur karşılamıştı çocuğu. Her zamanki gibi neşeyle yatağından kalkarak lavaboya girmişti.

Günlük işlerini hallettikten sonra okul formasını giymek için pijamalarını çıkartacaktı fakat dün akşamki his etrafını sarmıştı. Etrafına iyice bakarak emin olmuştu daha sonra değiştirmişti üstünü. Odasından çıktığında babasının odasına bakmıştı ama Bay Lee yoktu Felix çokta umursamayarak salonla birleşik mutfağa ilerledi. Bir kase çıkarıp mısır gevreği ve sütü karıştırarak yemeye başladı.

Aynı andada bir kaç video izliyordu neyle mi alakalı 'İzlendiğinizi nasıl anlarsınız?' Dün akşamdan beri bunu düşünüyordu babasının patronu olan o adamla konuştuktan sonra hissetmişti böyle. Bir kaç dakika sonrada kahvaltı işini bitirerek evden çıkmıştı okula yürüyerek gidiyordu ama bugün yağmur yağdığı için otobüsü kullanıcaktı. Durağa kadar ıslanmayı göze almıştı, son bir kaç defter ekleyip çantasını sırtına takarak evden çıktı. Bir kaç adım attıktan sonra siyah jipin hâlâ orda olduğunu görmüştü önce duraksamıştı ama kendi kendine paronayaklık yaptığını düşünerek yürümeye devam etti hızlı bir şekilde.

Fakat biraz sonra önüne çıkan siyah takımlı büyük bir adam durmasını sağlamıştı. "Çekilir misiniz önümden." Kafasını kaldırmadan konuşuyordu Felix. "Üzgünüm çocuk seni korkutmak istemedim okuluna götürmek için buradayım." Derken elindeki şemsiyeyi açıp karşısındaki çocuğa tutmuştu ıslanmaması için. "Sizi tanımıyorum bayım." Üzerine yağmur damlası değmediği için kafasını kaldırarak konuşmuştu bu sefer Felix. "Babanın iş arkadaşıyım, güvenebilirsin." Babası mutlaka haber verirdi böyle durumlarda. Felix adamın tuttuğu şemsiyeye elini atarak devam etti. "Madem arabanız var iyi günler, şemsiye için teşekkür ederim."

Adamın elinden siyah şemsiyeyi çekerek yürümeye devam etmişti sarışın çocuk şimdi daha kötü hissetmeye başlamıştı. Aklında bir soru daha oluşmuştu 'Siyah jipin içindeki adam bu adam mıydı?' Hızlı yürüdüğü için durağa ulaşması kolay olmuştu. Saate baktığında zamanının olduğu görmüştü. Şemsiyeyi kapatıp kenara koyduktan sonra babasını aradı Felix. Bir kaç çalıştan sonra telefonu yanıt bulmuştu. "Felix birşey mi oldu?" Babasının telaşlı sesiyle gerilmişti çocuk. "Hayır baba seni merak ettim gece gelmemişsin?" Diye sorduğunda babasının burnundan soluduğunu duymuştu. "İşlerim yoğun bu sıralar biliyorsun-" Felix dayanamayarak lafını bölmüştü Bay Lee'nin. "Biliyorum baba, işlerinin olduğunu biliyorum ama bari geceleri yanımda ol." İkisinden de bir süre ses gelmedi. "Özür dilerim bundan-"
"Otobüs geldi kapatıyorum." Tekrar lafı bölündüğünde bağıran Bay Lee olmuştu. "Ne otobüsü ıslanmadan okula git diye araç yolladım sana!"

Çocuk derin bir nefes alarak cevapladı. "Tanımadığım insanların arabasına binmiyorum ayrıca otobüste bir araç." Babasının kızacağını bile bile kapatmıştı telefonu. Yer bulmak için hızlıca girmişti otobüse. Yolda da olanları düşünmüştü Bay Lee adamı kendinin gönderdiğini söylemişti ama adam dün akşamdan beri evin önündeydi buda çocuğun kafasını iyice karıştırmıştı. On dakika sonra okula ulaştığında kendini sınıfa atmıştı resmen. En arkaya arkadaşı Seungmin'in yanına oturduğunda rahat bir şekilde nefes alarak arkasına yaslanmıştı. "Dün ne oldu?" Arkadaşı da arkasına yaslanarak sorduğunda cevaplamıştı Felix. "Pek bir şey olmadı ama varya babamın patronu çok zengin herhalde oğlum." Konu tekar o adama gelmişti. "Adamı neden internette aratmıyoruz?" Seungmin mantıklı sorusunu Felix beğenmişti, telefonunu çıkararak arama motoruna girmişti. "Adamın adını hatırlamıyorum ama." Seungmin'e bakarak konuştuğunda Seungmin alnına küçük bir tokat atmıştı. "Baban orda on yıldır çalışıyor ama sen adamın adını bilmiyorsun." Sarışın çocuk kafasını istemsizce sallamıştı. Seungmin gülümseyerek karşılık verdi. "Çalıştır saksıyı lix hatırlayabilirsin." Desteklemek için elini yumruk yaparak omzuna vurmuştu kahverengi saçlı çocuk.

"Hyun- Hyunjin evet adı bu." Sevinerek arama motoruna yazdığında direk çıkmıştı adamın fotoğrafları. Seungmin kısa bir ıslık çalmıştı fotoğrafları görünce. "Oha adama bak gördün mü sen dün?" Felix onaylar mırıltılar çıkarınca Seungmin devam etti. "Nasıldı fotoğraflardaki gibi yakışıklı mıydı?" Felix ne diyeceğini bilmiyordu ama arkadaşına ne hissettiyse onu söyleyecekti. "Yakışıklı olup olmadığını bilmiyorum ama korkunçtu siyah gözleriyle yüzümü incelediğimde kalp krizi geçirecektim, konuştuğunda daha fazla korktum seside-" Seungmin kahkaha atarak lafını bölmüştü arkadaşının. "Sen gerçekten korkmuşsun, bahsederken bile gözlerin doldu, bir saniye seninle konuştu mu?!" Son kelimelerini bağırarak söylediğinde Felix kolunu cimciklemişti arkadaşının, anlamış olmalıki susmuştu. "Korkman normal çünkü adam senden sekiz yaş büyük." Telefona bakarak konuştuğunda sarışın olanda bakışlarını oraya çevirmişti. "Yirmi dört yaşında, sen on yedi." Lafını bitirdiğinde Felix konuşmuştu bu sefer. "Banane yaşından beni ilgilendirmiyor." Telefonun ekranını kapatarak cebine koymuştu. Bir kaç saniye sonrada öğretmenleri sınıfa girmişti.

Felix okulda gününü geçirirken bizde Hwang Hyunjin'in neler yaptığına, neler planladığına bakalım. Felix'i fark ettiğinde kim olduğunu fazla merak etmişti, sağ kolunun tek oğlu olduğunu öğrenince merakı artmıştı. Yakınında bulunan böyle bir güzelliği kaçırdığına inanmıyordu. Ama hızlı bir araştırma yaparak merakını gidermişti. Doğumundan şu anına kadar neler yaptığını biliyordu. Bunları öğrenmek altı saatini almıştı. Kolay olmuştu gerçi onun için herşey kolaydı, çocuk oyuncağıydı. Bu araştırmada abiside yardım etmişti. Fakat isteyerek değil Hyunjin yardım etmesi için tehdit etmişti abisini. Chan'da zorla yardım etmişti fakat araştırma boyunca çocuktan vazgeçmesi için kardeşine söylenip durmuştu.

Kesinlikle istemiyordu aralarındaki yaş farkı birinci sebepti ama diğer sebepler kişilikleriydi. Felix beyazdı Hyunjin siyah. Zaten dışardan bakılınca bile belli oluyordu asla bir arada olmamaları gerektiği. Chan'ın tek düşündüğü beyaz taraftı. Hyunjin'in onu kıracağı onu üzeceği belliydi. Ama Hyunjin bir kere istemişti çok geçti. İki seçenek kalmıştı birincisi Hyunjin Felix'i alacaktı ve iyi bakacaktı yada Hyunjin Felix'i alıp hevesi geçene kadar kullanacaktı. Chan'ın korktuğu noktada buydu. Zaten her türlü Felix Hyunjin'in evinde yanında olucaktı çünkü Hyunjin öyle istiyordu. Babası böyle bir şeye izin vermez diyip duruyordu abisi. Fakat herkesin bildiği bir gerçek var. Para her kapıyı açar.








Medyaya koyamadığım için buraya bırakıyorum acapella hali daha güzel çünkü sansür yok😎

Umarım bölümü beğenmişsinizdir zaten beğenenler bir şekilde kendini belli ediyor onlara teşekkür ederim:')

Sadece Benimsin/Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin