Merhaba arkadaşlar. Nasılsınız?Bir aydan çok bir süredirki Element İşıltısı; Sonsuz Ufuklar kitabımın yeni bölümü gelmiyordu. Bu bölüm için mendillerinizi hazırlayın. Üzücü bir bölüm olucak... Bölüm 947 kelime.
Okumadan önce vote⭐ ve okudukça yorum💬 yapmayı unutmayın🤍İyi okumalar💗🎀
Kendimi karanlık bir yerde buldum. Buraya daha öncede gelmiştim.
Öldüğümde...
Şimdi düşünüyorumda, ben nasılda iki dakika içerisinde öldüğümü kabullendim. Belki yalan söylüyorlardır. Nasılda aptalım. Herşeyin doğru olduğuna inandım. Sonuçta hangi aklı başında olan insan öldüğünü söyleyen ve şimdi mitolojideki Elysium'da olduğumuzu iddia eden birisine inanıp güvenirki? Neyse, zaten olanların gerçekten olduğunu gerçek dünyaya gidince ve kendi mezarımı görünce anlıyıcaz. Len! Ben nasılda iki dakikada bir insanı dövdüm, hatta casusu dövdüm olum. O kadar enerjikmişimki kendimi durduramamışım belliki. Normalde ben yaşarken böyle şeyler yapmamki. Sadece Kelven beni kendimi savunmam için dövüş sanatları adlı bir okula yerleştirmişti beni. Danteyi dövdüğüm ana kadar kimseyi dövmemiş birisiydim ben. Neyse. Zaten onun isminin Dante olmadığına emindim.
Olduğum yerden kalktık ve yürümeye başladım. Amma sanki hiç yürümüyormuşum gibiydi. Sanki her adımımda aynı yere geliyormuşun gibiydi. Yürümeyi bıraktım ve seslendim. "Heey, kimse varmı?"
Dakikalar geçti ve bir kahkaha sesi duyuldu. "Kimsin?" diye bağırdım. "Beni buraya senmi çağırdın? Ne istiyorsun?"
Hatırlatayımki kahkaha sesi kötü bir kadının kahkahası gibi değildi. Sanki iyi bir kadın sonunda istediği bir şeyi başarmış ve bu da onun sevinç kahkahaları gibiydi. Masum bir çocuğun sevinç kahkahası gibi...
Sorularıma cevap gelmedi. Sadece "Sonunda kızım" diyen kadın sesi duyuldu. Kızım sözü...annemin yıllar önce söylediği 'kızım' gibiydi. Kadının sesi ise annemin sesi gibiydi. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Yıllar önce annem ve babam ölünce yüreğime saplanan hançeri sonunda çıkara bildim kalbimden. "Anne?"
"Canım kızım. Ağlama" dedi annem olduğuna artık emin olduğum kadın. Ben annemi sesinden tanırdım. Bence herkes tanırdı. "Seni çok özledik" dedi bir erkek sesi. Bu...babamdı. Babamın sesini duymamla daha da çok ağladım. Hıçkıraklarımı ellerimle ağzımı kapatarak durdurmaya çalıştım ama olmadı. Hıçkırıklarla ağladım. O kadar çok ağladımki bedenim sarsılıyordu. "Baba?"
"Evet. Benim kızım, baban" dedi kuvvetli sesiyle babam. "Anne, Baba bende sizi çok özledim" dedim titreyen sesimle. "Ah canım kızım benim. Merak etme. Bu gün olmasada bir gün yine görüşücez burada" dedi babam. Annem muhtemelen ağlıyordu çünki hıçkırık sesleri kulağımda çınlıyordu. "Neredesiniz? Neden sizi göremiyorum?" dedim ağlamaklı sesimle. Dakikalar geçti ve cevap geldi. Bu sefer annem konuştu ağlamaklı sesiyle. "Kızım bizde seni görmek ve sana sarılmak isterdik. Ama şu anda ne sen bizi ne de biz seni göremeyiz. Çünki şu anda imkansız. Ama biz bir yolunu bulucaz canım. Ve sonunda bir araya gelicez, merak etme kuzum"
"Tamam anne, nasılsınız siz? İyi misiniz?"
"İyiyiz tatlım. Babanda iyi, ben de. Şimdi seninle konuştuk daha iyi olduk"
"Anne...benim size sorum var"
"Sor kızım" dedi babam.
"Sizmi beni buraya çağırdınız. Burada mı yaşıyorsunuz?"
Birinci sorumu annem yanıtladı."Evet, biz seni buraya çağırdık"
İkinci sorumu babam yanıtladı."İkinci soruna gelirsek, hayır. Burada yaşamıyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Işıltısı: Sonsuz Ufuklar
Misterio / Suspenso•Düşünsenize, ölüyorsunuz ve Yunan mitolojisinde olan Elysium'da yaşamaya başlıyorsunuz. Tabii buna yaşamak denirse. Her gün yeni bir olay... Ölüsünüz ama yaşıyorsunuz. Ve sen bu kadar olayın içinde aşık oluyorsun. Sanki öldükten sonra cennete düşmü...