Yuhu Gezegeni

-4-

''Dostundan önce düşmanını daha iyi tanımalısın.''

.

Gıcık pamuk şeker tacını takarken pis pis gülüyordu. O gülümsemeye devam ederken benim ise diğer günlerde olduğu gibi uykum gelmişti.

Esnerken ciddiyetimi bozmadım.

''Pamuk kralım rica etsem beni eve geri yollar mısın acaba kendimi iyi hissetmiyorum.''

Az önceki şımarık halinden benim gibi ciddi hale dönmüştü.

''Uykun mu geldi? Ayrıca sen bana pamuk kralım mı dedin? Pamuk gibi bir insanım ondan değil mi? Bak sende beni tanımaya başladın.''

O, boş boş konuşurken gözlerimi açık tutamıyordum.

''Hey mavi saç iyi misin...''

En son duyduğum sözler bunlar oldu...

Davinin Anlatımıyla

Mavi saçlı tam beni anladı iyi arkadaş olabiliriz diye düşünürken gözlerinin kapandığını ve bayıldığını gördüm.

Yanına koşa koşa giderken yardımcım kızıl saçlı olan Harvey beni engelliyordu.

''Efendim siz kralsınız sizin kızı taşımanız uygun olmaz.''

Harveyin dediklerine sinirlenerek:

''Madem ben onu taşıyıp doktorların yanına götüremiyorum çabuk askerleri çağır o zaman.''

Emrimden sonra Harvey acele ile askerlerin yanına gitti. Bir yandan kızı incelerken bir yandan da ona ne olduğunu anlamaya çalıştım.

''Çabuk olun kız bayıldı hemen sağlık ekiplerine götürelim.''

Sesinden kimin geldiğini anladıktan sonra yanımdaki askerlere bakarak:

''Lütfen kızı dikkatle taşıyın. Kızı götürdükten sonra bazı testlerin yapılmasını istiyorum. Kız da hastalık çıkabilir.''

Askerler kızı yavaşça taşımaya başlarken askerlerden biri:

''Emredersiniz kralım.''

Dedikten sonra herkes yanımdan ayrıldı ve bende rahat tahtıma geçtim. İşte krallığın en sevdiğim yanı tahtının rahat olmasıydı.

Tahtta oturduktan sonra vücudumun rahatlamaya başladığını hissettim.

Sadie'nin Anlatımıyla

Pembe ışık adeta gözümün içine girecekken bazı sesler duydum.

''Böyle bir hastalık olabilir mi sizce?''

''Bence böyle bir haberi herkese söylemeliyiz.''

Sesler yükselmeye devam ederken kısık sesle konuşmaya çalıştım.

''Bana noldu?''

Gözümü açmaya çalışırken cevap geldi.

''Sadie iyi misin?''

Kimin konuştuğunu anladıktan sonra hızla ayağa kalktım.

''Kızıl saçlı sen ismimi nerden biliyorsun?''

Dediklerimden sonra gülmeye başladı.

''Hadi ama ciddi misin? Sen uyurken parmağını makineye koyduk ve senin kişisel bilgilerin çıktı.''

Gülümsemeye çalıştım.

''Doğru ya unutmuşum. Neyse ben neden burdayım?''

Kızıl saçlı bana bakarak elini uzattı.

''Önce doğru düzgün tanışalım. Düşmanız yine de napalım.''

Elini sıktım.

''Benim ismimi biliyorsun zaten. Senin ismin ne? Kızıllık ya da kızamık mı?''

Dediklerime gülmeye başlarken onun yüzü ise adeta duvar gibiydi.

''Bu isimleri duymamış olayım. Harvey ben tanıştığıma memnun oldum. Bir daha bu isimleri söyleme yoksa çok kötü olur.''

O ciddi durmaya devam ederken ben ise hala gülüyordum.

''Birde zindana at istersen kızıl kafa. Çok alındın sanırım.''

Gülmekten karnıma ağrılar girerken bağırdı.

''Askerler, Sadie'i hemen zindana atın.''

Herhalde hala şaka yapıyor diye düşünürken konuştum.

''Harvey özür dilerim ama sana şaka yapmak istedim. Bu kadar alındıysan eğer bir daha yapmam.''

Dediklerime aldırış etmedi ve yüzünde maske olan üç tane asker yanıma geldi. Kollarımla bacaklarımı tuttular. Onlar beni odadan çıkarmaya çalışırken bağırmaya başladım.

''Bırakın beni ne ciddi gezegensiniz ya alt tarafı şaka yaptık adam bizi hapse atıyor.''

Harveyin yanından ayrıldıktan sonra askerler beni zindana getirdiler ve adeta çuval gibi yere attılar.

''Yere biraz daha hızlı atsaydınız belki kolum falan kırılırdı.''

Kendi kendime konuşuyordum çünkü askerlerin cevap vermeye niyeti yoktu.

Ayağa kalktıktan sonra sinirle zindana vuracaktım kim zindanın önünde pembe kalkan belirdi.

''Hadi ama şaka mı bu? Zaten her şeyiniz pembe birde kalkanı pembe yapmışsınız.''

Zindanın içinde tur atarken nihayet pembe saçlı geldi.

Onun geldiğini gördükten sonra zindanın kapısına yaklaşmaya çalışsam da kalkan bu durumu engelledi. Sakin bir şekilde:

''Bak az önce Harveye şaka yaptım ve alındı beni buraya gönderdi. Şaka için gerçekten özür dilerim. Çıkabilir miyim artık eve gitmek istiyorum.''

Davin derine nefes aldıktan sonra konuştu.

''Eve gidemezsin bugün burda kalmalısın. Düşman gezegene pamuk şeker gezegenine hoş geldin.''

Dedikten sonra yanımdan ayrıldı.