SAUDADE 𖤐

28~

Seo artik 6 yasinda tatli mi tatli bir kiz oldu. Haftaya seo'nun ilkokulu başlayacağı için minik seoya kırtasiye alisverisine cikti lee ailesi.
"Seo bebegim bak buradaki canta cok guzel yeti resmi var ustunde senin tombisin. Alalim mi?"

"Hİİİİ TOMBİSİMM BABİS BUNDAN ALALİM EVET EVET!" Kucuk kizin heyecani ile minho ve jisung birbirine bakip gulustuler. Hayattaki en guzel mucizeleriydi seo. Onun gülüşünü görmek icin dünyayı dahi yakarlardı lee ailesi.

"Minhi babis ben cok yoruldumm ne yapcam böylee sabah beri geziyoruz cok mutluyum ama hic dinlenmedik neden dinlenerek gezmiyoruz ki?" Minho kızının isyanina gülup  koltuk altlarindan kaldirarak omuzlarına oturttu. "Haklisin güzelim dinlenmemiz gerekirdi bir dahakine oyle yapalım olur mu?" "Hmhm olur babacim zaten oturmasak da sen kasli kollarinla beni hemen tasiyorsun. Dunyanin en en havali babasisin sen"

"Ben değil miyim dunyanin en havali babasi??" Jisung kızına sakaciktan trip atarken minik beden bunu fazla ciddiye almis olacak ki hemen kendini açıklamaya koyuldu. "Babisim hayirr sende cok havali bi babissin ama minho babis daha havali sen sirin tatli bir babissin seni de cok seviyorum kırılma bana"  "ahah güzelim tabiki kırılmadım şaka yapmıştım. Ayrıca sen kendi sirinligine bak önce." 

Lee ailesi sohbet ede ede alisverislerine devam edip evlerine geçtiler.

Bu bir hafta boyunca lee ailesi kendilerine vakit ayırdılar beraber oyunlar oynayıp gulustuler gezmelere gittiler. Bir hafta sonunda da artık kızlarının okul gunu geldi.

Jisung telefonunda çalan alarm ile eşinin huzurlu kollarının arasında sıyrılıp uykulu uykulu alarmı kapattı. Ardından sevgili eşine dönüp bir süre yakisikliligini izledi ve tekrar tekrar aşık oldu.

Bes dakika kadar sonra jisung artik kalkmalari gerektiğinden minhoyu uyandırdı.
"Minho askim seo'nun okul günü geç kalmadan vakitlice gidelim hadi uyan"

Minho uyanmak yerine jisungu tekrar çekiştirip kolunun altına aldi ve kafasını jisungun huzur bulduğu boynuna gömdü. Boğuk sesiyle jisungu cevapladı "biraz daha kalsak bisecik olmaz bence" "tabiki olur minho hemen kalkıyorsun bende seoyu uyandirayim"

Jisung buyuk olanin dudaklarina buse kondurup kızının odasına adımladi. Odaya girdiğinde yeni aldıkları okul formasıyla boğuşan minik bedeni bulmayi beklemiyordu. Külotlu corabi dizlerine kadar cekebilmis ve okul jilesinin kafa kisminin gelmesi gereken yere kolunu soktuğu icin bir türlü giyinememis olan seoya tebessüm edip yanına yaklaştı.
"Bebeğim bu ne hal ne yapıyorsun keşke odamiza gelip yardim isteseydin"  "babis ben sıkıştım bu elbiseye galiba" 

Dolu gözleriyle kendisine bakan kızına tebessüm edip kızını sakince jileden kurtardi. Tabi bunu yaparken kızını sakinlestirecek cümlelerini de bir bir iletiyordu minik bebeğine.

En sonunda yeni jilesi yeni ayakkabilari ve sade ama şık yapılmış saçlarıyla seo okulunun yeni gününe hazırdı. Seo abartılı şeyleri sevmezdi sade ve anlamli olmasi önemliydi onun için. Parali bir ailede yetismesi ile ovunmeyi insanlara bunu yansitmayi da sevmezdi. Ailesinin varlıklı olmalarını ne insanlardan saklar ne de konusunu açıp boburlenirdi. Sadece yeri geldiginde konusurdu. Seo olgun akli başında bir kızdı. Nerede eglenecegini nerede duracagini kestirebilirdi.

Her ne kadar seo olgun ve duygularını dışari yansıtmayan bir kiz olsa da jisung ve minho seonun heyecanını cok net hissedebiliyorlardi.

"Jisung babis hazir oldum mu tam? Minho babise gostermek istiyorumm. Beni begenir mi sence babisim?"  "Tabiki babisin seni begenir o nasil laf öyle. Çok güzel oldun bir tanem. Ve hazırsıniz efendim. Defileye cikabilirsiniz."

"Yya babis ahah teşekkür ederim babisim seni cok seviyorum." Seo jisungun tombul yanaklarini minik elleri ile kavrayip biraz mincirdi ardindan sımsıkı bir öpücük kondurup aşağı kata babasının yanına mutfaga kostu.