Canın acıdı mı?

10 3 3
                                    

Uyandığımda heyecandan yataktan fırlamam bir olmuştu tabiikide. Dolabımı açıp mal mal baktığımda hipnotize olmuş gibi hissediyordum. (Birden kalkmasaydın?)

Dolabımı iki üç karıştırıp uygun şeyler bulmaya çalışmıştım. Üstüme beyaz tişört, altımada siyah eşofman giymiştim. Sade giyinmiştim yani. Kapının yanındaki çantamı alıp koştura koştura mutfağa gitmiştim. Heyecanımı durduramıyordum. Kendime bir gevrek çıkardım gerizekalı ben süt eklemeyi unutup yemiştim ama umrumda olmamıştı.

Ayakkabılarımı giyip yeni okulumun konumuna bakıyordum. Telefona o kadar dalmıştım ki çok sert bir şekilde birisine çarpıp düştüm. (Wattpad burası olumm)

Yerde boş boş etrafıma bakarken duyduğum sesle kendime gelmiştim.

"İyi misin, canın acıdı mı?"

Gözümü hafif kısmıştım.

"İyiyim"

Bana uzatılan ele tutunup kalktım.

"Teşekkür ederim"

Arkamı temizleyip yerdeki telefonumu aldım. Kenarı kırılmıştı ama sorun değildi. Önümdeki bedeni inceledim. Kıyafetlerinin hepsi siyahtı resmen, gömleği pantalonu kravatı ile yakışıklı olduğunu fark etmiştim. Saçıda aynı renkti. Yunan tanrısına benziyordu amına koyim.

"Size çarptığım için özür dilerim, şimdi okula yetişmem gerekiyor tekrar teşekkür ederim!"

Adam tam konuşacağı sırada adımlarımı hızlandırmıştım, yani konuşamamıştı. (Ayb)
Vardığımda karşımda gördüğüm büyük bina ile ağzım açık kalmıştı, özenli gözüküyordu.

İçeri girdiğimde şaşkınca etrafı inceliyordum. Buranın kendi okulumdan bin kat daha iyi olduğuna yemin edebilirdim.

Sağ koridordan elleri pantolonunda biri çıkmıştı. Üstüne bakılırsa öğretmen olduğu belliydi. Yanıma doğru yaklaştı.

"Hey! Neden derse geçmiyorsun ufaklık?"

"Eee ben yeni geldimde müdürün odasını arıyorum?"

Adamın yüzü gülümsemişti.

"Hmm, ben seni götüreyim hemde tanışmış oluruz ufaklık ne dersin?"

Ufaklık ufaklık diye tutturdu ya, o kadar mı küçük gösteriyorum!

"Olur derim.., bayım?"

Hafif kıkırdamıştı.

"Bayım demene gerek yok. Adım Bang Christopher Chan, bana Chan hoca derler. Burada bazı 11 ve 12. sınıfların edebiyat dersine giriyorum."

"Hocam bende Han Jisung. 18 yaşındayım"

"Seni 10 veya 11'e gidiyorsun sanmıştım ufaklık."

"Ya hocam! O kadar kısa değilim, abartmayın lütfen!"

Bu sefer kahkaha atmıştı güzel gülüyordu. Konuşurken çoktan müdür odasına varmıştık. Kapıyı iki kere tıklattı ve bekledik, içerden 'Gel' sesi duyulunca girdik.

"Merhaba hocam yeni öğrenci gelmiş şuan burada sizi bekliyor"

"Gelsin bakalım"

İçeriye girdiğimde koltukta yaşlı bir adam vardı.

"Otur bakalım şuraya biraz konuşalım"

Chan hoca odadan çıktığında adam konuşmaya başlamıştı.

"Merhaba çocuğum ben müdürünüz Seonghwa. Hoşgeldin adın ne?"

ÇoCuĞuM

"Merhaba hocam, ben Han Jisung"

"Aa sen Han Jisung'sun"

Aa ben Han Jisung muyum?

"Evet hocam."

Adam düşünüyormuş gibi yaptı.

"Neden okul değiştirdiğini sorabilirmiyim?"

Yok soramazsın.

"Hocam zorbalık görüyordum. Eğitim verişleride pek iyi değildi zaten"

"Tamam çocuğum, ailenin numarası var mı?"

Derin nefes aldım ve konuştum.

"Hocam ailem yok.. "

"Çok özür dilerim Jisung, bilmiyordum"

"Sorun değil hocam"

Artık yine etrafı incelemeye başladım 'nerden kaçabilirim acaba?' diye.

"Hmm, sınıfın 12/E çıkabilirsin Jisung'cum, Chan hocan sana yardım eder"

"Teşekkür ederim hocam"

Ben çıktığımda Chan hoca gülümsemiş ve 2. Kata yönlenmişti. Merdivenlerden çıkarken konuştu.

"2. teneffüste öğretmenler odasının önüne gel senle muhabbet edelim olur mu?"

Bende gülümsemiştim.

"Olur hocam, gelirim"

Sınıfın kapısı görününce tekrar heyecanlanmaya başlamışıtım. Chan hoca tekrar kapıyı tıklattı ve ses gelmesini beklemeden içeri girdi.

"Hocam yeni öğrenci geldimiştide"

İçerden fısıltılar yükselmeye başlamıştı. Chan hoca 'gir' der gibi kafa salladığında derin nefes alıp vermiştim. Beklemeden içeri girdim.

Öğretmen - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin