Islak saçlarımı tararken saate baktım, gece yarısı olmuştu. Maçtan sonraki röportajlar beni çok yormuştu, neyse ki yarın izinliydim.
Aynadaki yansımama baktım, yeşile çalan gözlerime. Buğra'nınkilerin tıpa tıp aynısıydı. Kalbim sızladı.Gözlerimi incelemeyi kestim.
Kapının çalınmasıyla kaşlarımı çattım. Bu satte kim gelmiş olabilirdi ki? Telefonuma kimse geleceğini söylemiş mi diye baktım ama mesaj yoktu. Hızlı adımlarla kapıya yöneldim.
Tıklatmalar sert vuruşlara dönmüştü, kapı deliğinden baktım.
Mert Hakan.
Dehşet içinde kalakaldım. Buradaydı ve ben yüzleşmeye hiç hazır değildim. Ayrıca bu saatte geldiyse niyetinin iyi olduğunu hiç sanmıyorum.
"Selen oradasın biliyorum" Alnımı kapıya yasladım. Sesi ummadığım kadar nazik ve korkacağım kadar kararlıydı. Sana güvenmiyorum, dedim yorgunca.
"Konuşmamız gerek" İkna olmam için başka bir şeye gerek yoktu, kapıyı açtım.
Duvara yaslanmış, dudakları tek çizgi şeklindeydi Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabiliyordu? Sanki liseli iki sevgiliyiz de kavga etmişiz gibi davranmayı nasıl başarıyordu?
Saçları uzamıştı,hafiften sakal bırakmıştı. Göz kenarlarına birkaç kırışıklık eklenmiş,çekici bi hal katmıştı yüzüne. Düşündüğüm şeyle kaşlarım çatıldı hafifçe.,neyim oluyordu ki böyle düşünüyordum?
Girmesi için kapıyı iyice araladım,önden oturma odasına yöneldim. Eski kocamla gece yarısı evimde, ne kadar hoş.
"Hangi rüzgar attı seni buraya Mert?" Çaprazımdaki koltuğa otururken konuştum. "Hmm, zor soru" Düşünüyormuş gibi gözlerini tavana dikti.
"Buğra'dan sonra sırra kadem bastın, tam bir buçuk yıl neredeydin? Çok sevdiğin arkadaşların bile bilmiyordu başına ne geldiğini. Ne boşanma mahkemesine ne de cenazeye geldin. Peki hiç ardında bıraktıkların aklına geldi mi?"
İyice saçmalıyordu.
"Oğlum beni hayata bağlayan tek şeydi" Devamını getiremedim, sertçe sözümü kesti. "Benim de oğlumdu ama senin gibi sorumsuz da değildim" Son söyledikleriyle iyice gerilmiştim.
"Ben sorumsuzum öyle mi? Oğlumuz senin yüzünden öldü" Koltuktan hışımla kalktım. Madem içimde biriktirdiklerim yüzünden eziliyordum,o da dinleyecekti. "O lanet gece,onu lanet olası mekana götürmek için diretmeyecektin. Onu orada tek bırakmaycaktın, sarhoş olmayacaktın"
İşaret parmağımı karşındaki bedene doğrulttum "Belki o zaman yaşıyor olacaktı." Yumruğunu göğsüne geçirdim." Küçücük bedeni toprakların altında çürümek zorunda kalmayacaktı" Yenilgiyle başımı eğdim, yaşlar gözlerimden teker teker süzüldü.
Elini başımın arkasına koyup göğsüne yasladığında bir şey diyemedim. Tanıdık kokusu nedenden daha çok ağlama istediği uyandırdı. Az önce hiçbir şey olmamıştı sanki, saçlarımı usul usul okşadı.
Her hareketi, üflediği her nefesi kalbimi kırmaya yetiyordu.
Zorlukla başımı kaldırdım, yüzünden tehlikeli bir şekilde yakındı. Dudakları hafifçe alnıma değdi, şakağımdan yanağıma yol aldı. "Yapma, n'olursun" Dinlemedi, çene hattım boyunca ilerledi.
"Özlemedin mi?" dedi dudaklarıma doğru. "Ben her zerreni çok özledim, bırak kendini." Ensesinden tutup kendime çektim, sıcak dudakları içime dolduğunda geri çekilmek istemedim.
Sırtım yatakla buluştuğunda tek düşündüğüm benden aldıklarıydı.
geçen bölüm ciro ile selen sarildi diye sevinenlere merdo hako şoku
ay öyle işte okul açılıyor
semih fici yayinladim, gerçi baya oldu.bakmak isteyen varsaaa
saglicakla kalin (her zaman olduğu gibi)🫶🏻🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fresh out the slammer|immobile
Fanfiction"dumanın içinde soluduğum temiz havasın sen" ciro immobile fanfic 13 ağustos 2024 🩶