Şu an arabadaydık ve teşkilata geri dönüyorduk. Sinemada olanlardan dolayı aklımda Hyunjin'e bağırmak, vurmak vardı fakat yapamadım. Sadece "Sakın bana öyle aptal hareketler yapma!" Dedim ve oda bana karşılık olarak "Etkileniyor musun, tatlım?" Demişti ben bir şey diyemeden de Minho'nun yanına doğru gitmişti. Sinirlenmeme sebep olan tek şey Hyunjin'e karşılık verememek gerçekten yapamıyorum. Araba yavaşlayınca geldiğimizi fark ettim, saniyeler içinde tamamen durduğunda ilk inen ben olmuştum. Jisung'un gelmesini beklemeyerek içeriye girmiştim hızlı adımlarla. Bizi karşılayan Jeongin olmuştu. Bir saniye ya Jeongin bana yardım eder. "Hoşgeldiniz hyung." Neşeli bir şekilde konuştuğunda gülümseyerek elimi omzuna attım ve yürümeye başladık. "Sana işim düştü ekmek." Hemen konuya girecektim. "Söyle hyung yaparım." Derin bir nefes alarak başladım anlatmaya. "Bak şimdi Jeon bir kaç gün önce olanlardan haberin vardır kesin." Hızlıca kafasını sallayarak cevapladı. "Seungmin hyung anlattı, hem o dediki liseden beri varmış aranızda bir şey." Vay şerefsiz götünden uydurup çocuğa anlatmış. "Sen onu boşver beni dinle, sinemada bir kaç şey yaşandı ama olanları anlatmayacağım." Dediğimde dudaklarını büzerek bakmıştı. "Dalga geçmem ki ben seninle hyung." Belini sıvazlayarak karşılık vermiştim az yalancı değildi ama neyse. Konuşurken kendi odalarına ulaşmıştık neyse ki içeride kimse yoktu. Jeongin'in yatağına oturunca devam ettim. "Her neyse ben bir şey fark ettim ve o konu üzerine senden yardım istiyorum." Onaylar mırıltılar çıkarınca öksürerek konuştum. "Karşılık veremiyorum." Jeongin anlamaz bakışlar atarak cevap verdi. "Neye karşılık veremiyorsun hyung?" Anlamamakta haklıydı açıklamam gerekiyordu. "Şey biliyorsun normalde biri bana yaklaşmaya çalışınca hemen karşı çıkarım-" Lafımı gülümseyerek bölmüştü. "Bilmez miyim hyung ne kadar saldırgan olduğunu." Bu dediğine bende gülümsemiştim. "Ama Hyunjin'e veremiyorum." Bakışlarımı kaçırarak alt dudağımı dişlerimin arasına almıştım. "Aşık değilsin değil mi?" Çekinerek sorduğunda gözlerimi devirmiştim. "Alakası bile yok." Onaylar mırıltılar çıkarıp elini çenesine götürmüştü. Bir kaç saniye sessizlik oluşmuştu. Büyük ihtimalle düşünüyordu. "Buldum hyung." Heyecanlı bir sesle konuştuğunda söylemesi için gözlerinin içine baktım. "Hem bu sayede aşık olup olmadağını da anlayacağız." Gülümseyerek devam etti. "Çalışma odasına çağıracaksın." Çalışma odası ne alakaydı ki. Anlamaz bakışlar attığımda devam etti. "Hyung nesini anlamadın?" Ellerini yumruk yapıp salladığında anlamamaya devam ettim. "Ya diyeceksin ki 'Hyunjin gel çalışalım' oda hemen kabul edicek sende yumruk, tekme, kafa, göz saldıracaksın." Dediğinde gözlerimi kocaman açmıştım. Çok mantıklı bir plandı. Çalışma odasında boks eldivenleri vardı onlarla vursam burnu bile kanardı. "Çok iyi bir plan fakat aşık olup olmadığımı anlamamamızla ne alakası var?" Diye sorduğumda gözlerini devirerek cevap verdi. "Eğer vuramazsan aşıksın kıyamıyorsun demektir çünkü." Onaylar mırıltılar çıkarmıştım. "Şey hyung neyi bekliyorsun gitmek için?" Ay doğru hemen gidip planı gerçekleştirmeliyim. "Çok teşekkür ederim Jeongin." Koşar adımlarla odadan çıkıp Hyunjin'i aramaya başlamıştım ama ortalıkta görünmüyordu. Jisung, Minho ve Changbin hyung salonda oturmuş sohbet ediyorlardı onlara sormak en iyisiydi. "Hyunjin nerde?" Minho ilk sırıtan olmuştu. "Sizin odanızda." Changbin hyung cevapladığında kafamı sallayarak onayladım. Gitmek için arkamı döndüğümde Minho'nun sorusuyla durdum. "Ne yapacaksın?" İyi oluyor sinirlenmem ne kadar sinir o kadar çok vuruş. "Bir işim varda ondan." Diyerek odaya doğru ilerlemeye başladım.
Odaya girdiğimde Hyunjin kendi yatağında oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Geldiğimi görünce bırakmıştı telefonunu. "Felix, bir şey mi oldu?" Kafamı hayır anlamında salladıktan sonra adımlayarak önünde durmuştum. Bir saniye ben neden gerildim. "Senden bir şey isteyebilir miyim?" Yarım ağız sırıtarak konuşmuştu. "Evet ne konuda?" Gülümseyerek cevap verdim. "Biraz çalışmak istiyorum fakat birine ihtiyacım var diğerleri kabul etmeyince sana-" Ayağa kalkınca susmuştum biraz fazla yakındık galiba. "Pekala sana yardım edeceğim." Dedikten sonra benden önce ilerlemeye başladı bu kadar kolay olacağını düşünmüyordum. Çok düşünmeden arkasından ilerlemeye devam ettim. Alt kata inip odaya girdiğimizde birazcık heyecanlanmıştım. "Hadi başlayalım." Sessizliği bozduğumda eliyle durdurmuştu beni. "Bir anlaşma yapalım." Tabi ya demek bu yüzden hemen kabul etti bir çıkarı vardı. "Tamam bana uyar." Uzatmanın bir anlamı yoktu. "İlk sırtı yere değen kaybeder ve kazananın dediğini yapar." Benim için kolaydı yapabilirdim herhalde. "Kazanırsan ne yapmamı istersin?" Diye sorduğunda içten içe sevinmiştim zaten kazanacaktım. "Suratına okkalı bir yumruk atmak istiyorum." Gülümseyerek söylediğimde gözlerini devirmişti bence çok iyi bir fikirdi. "Kazanamayacaksın tabikide ama kazanırsan sen ne istiyorsun?" Bu sefer gülümseyen o olmuştu. Biraz bekledikten sonra konuşmuştu. "Bir öpücük." Ah tanrım kulaklarım bozuldu galiba. Tuhaf şeyler duymaya başladım çünkü. "Şaka yapmayı bırak ve-" Bana doğru bir adım atınca susmuştum. "Zaten senin sıkıcı, oyun bozan ve korkak olduğunu biliyordum." Sinirlenme Felix seni sinirlendirmeye çalışıyor sakin ol. "Ben oyun bozan değilim korkak hiç değilim." Kendimi tutamayıp konuştuğumda sırıtmıştı yan bir şekilde. "O halde kabul ediyorsun." Hayır deme gibi bir imkanım yok ah be gerizekalı tutsana şu dilini. Ama dert etmeye gerek yok kazanacağım. Kazanmak zorundayım. "Evet kabul ediyorum." Önümden geçerek malzemelerin olduğu dolaba ilerledi. Bir bez çıkarıp elini sarmıştı çok ciddi görünüyor ya o kazanırsa. Unut bu fikri Felix sen kazanacaksın. "Hadi başlayalım yarım saat içinde ilk sırtı yere değen kazanır." Ortaya minderlerin olduğu yere ulaştığında eliyle gelmemi söylemişti. İstemsizce karşısına geçtiğimde ellerini yumruk yaparak önüne getirmişti. Bir kaç saniye bekledikten sonra konuşmuştu. "Hazır mısın?" Derin bir nefes alarak cevap verdim. "Başla." Dediğim gibi elini hızla yüzüme yaklaştırmıştı fakat sağ elimle kolunu tutarak çevirmiştim. Bir saniye sonra diğer kolu ile elimi çekerek bedenimi döndermişti. Kolum acıdığı için inlemiştim ve bu hoşuna gitmişti galiba. "Daha erken tatlım bu başlangıç." Sessizce fısıldamasından anlamıştım bunu. Kurtulmanın tek yolu arka tekmeydi. Sağ ayağımı kullanarak sol diz kapağına vurduğunda beni bırakmak zorunda kalmıştı. Geriye sendeledikten sonra hızlıca dengesini geri kazanmıştı. Bir adım ileri geldiğinde bir adım geri attım. Ellerini tekrar yumruk yapıp yukarıya kaldırdığında bende aynısını yapmıştım. Aynı anda yumruğuyla omzuma vurmasıyla ve sol ayak bileğime çelme takmasıyla yeri boylamıştım. Hassiktir ellerimden destek alıp kalkmaya çalıştığımda ani bir hareketle kalçama hafif bir şekilde oturarak elini belime koymuştu kalkmamam için. "Hyunjin! Kalksana üstümden!" Diye bağırdığımda kahkaha atmıştı. "Hadi ama daha başlayalı on yedi dakika oldu ve on üç dakika var maçımızın bitmesine." Elini belime biraz daha bastırarak tekrar konuştu. "Şimdi istediğimi yapma vakti." Dediğinde saniyeler içinde beni yüz yüze gelecek şekilde çevirmişti. "Bak ben şaka yaptım senin için başka şeyler yapabilirim, Hyunjin dinle ya!" Yüzüme yaklaşmaya devam ediyordu ve ben fazlasıyla kızarmıştım. Sağ bacağı bacaklarım arasındaydı. "Aklındakini sakın gerçekleştirme Hyunjin!" Beni dinlemediği o kadar belliydi ki çünkü aramızda bir iki santim vardı nefes alıp verişlerini yüzümde hissediyordum. "Bence sus ve anın tadını çıkar." Tekrar karşı çıkmak istediğimde aramızdaki santimler yok olmuştu. Elleri saçımda ve belimede gezinirken yavaş bir şekilde dudaklarını hareket ettiriyordu. Ben ise asla karşılık vermiyordum doğrusu veremiyordum çünkü kalbim deli gibi hızla atıyordu. Hyunjin dudaklarını aralayıp beni öpmeye devam ederken bir anda beyaz bir şey patlamıştı resmen. Hyunjin'den kendimi zor da olsa ayırarak hızla ışığın geldiği yere çevirdim kafamı. Gördüğüm tek şey maalesef elinde telefonla kapıda duran Seungmin'di.
Umarım bölümü beğenirsiniz pek güzel olmadığını düşünüyorum hatalarım varsa özür dilerim ama eğer beğenirsiniz lütfen destekleyin beni oy veya yorum yaparak:')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yine Mi Sen/Hyunlix
Fanfictioneski düşmanların tekrar karşılaşması sonucu ne olucaktı? -Yine mi sen! -Evet yine ben beğenemedin mi? -Hiç beğenmedim. şans verdiğiniz için teşekkür ederim iyi okumalar.