Stupid Brat | Taekook ✔️

Twelve

4k olmuşuz bile, yavrularım benimm yerim hepinizi 🤧

İyi okumalarr ✨️

Ariana Grande ~ 7 Rings

[Sevgilimm - Kookiem]

Kookiem:
Taehyungie
Bir haftadır buluşmuyoruz
Seni çok özledim
Size gelebilir miyim
Daha önce hiç gelmedim size
Merak ediyom 🥺
20.32

Sevgilimm:
Jungkook'um|
Saat senin için çok geç|
Ailen kızar ama|
Neyse modunu düşürmeyeyim|
Tabiki
Seni almamı ister misin?

Kookiem:
Hayır gerek yok Tae 😚
Yürüyerek gelmek istiyorum
Okula gitmek dışında dışarıda yürümüyorum zaten
Biraz yürümek iyi gelir bence

Sevgilimm:
Sen nasıl istersen öyle olsun güzelim
Biliyorsun zaten yolu
Dikkatli gel tamam mı
Çıkıyorum yola|
Ne olur ne olmaz|

Kookiem:
Gelirim Taehyungie
İkimiz için muzlu süt alacağımm

Sevgilimm:
Çok masum|
Kendimden nefret ediyorum başta yaptıklarımdan dolayı|
Al güzeller güzelim

Kookiem:
O zaman ben hazırlanayım
Çıkınca sana yazacağım

Sevgilimm:
Ağlayacağım|
Tamam bebeğim
Bekliyorum seni

-

[Jungkook]

Dolabımın önünde durmuş ne giyeceğimi düşünürken gözüme takılan beyaz Avengers baskılı tişörtü elime aldım ve yatağıma attım. Altım için ise siyah kot kargo pantolonumu aldım. Üzerimdeki pijamaları çıkartıp odamdaki kirli sepetine attım ve yatağın üzerindeki kıyafetleri özenle üzerime geçirdim.

Taehyung da benim gibi Avengers hayranıydı. O Iron Man'i seviyordu ama ben Wonder Woman'ı seviyordum. İlk tanıştığımızda o kadar çok ortak noktamız olmadını düşünsem de tanıdıkça ne kadar benzediğimizi fark ettim onunla.

Benim gibi evcil hayvanları çok seviyordu, böceklerden ölümüne korkuyordu, korku filmi izlerken istemsizce tırnaklarını yiyordu, sıkıldığı anda etrafı izleyip hayallere dalıyordu... bunlar en basitleriydi.

Onunla kısa bir süredir tanışıyor olsak da gerçekten o kısa sürede benim için çok anlam ifade etmeye başlamıştı Taehyung. Bazen onu yanımda hayal ediyordum. Evde dolanırken sanki o da yanımdaymış gibi konuşup duruyordum.

Ellerimle saçlarımı iki yana doğru tarayıp serbest bıraktığımda Taehyung'un güzel olacağını düşündüğüm için aynamın önündeki pembe bir çilek şeklindeki çıt çıtlı tokayı saçıma taktım. Ki bence çok şirin durmuştu.

Telefonumu cebime attım ve askıdaki ceketimi alıp odamın kapısını yavaşça açtım. Annem ve babama yakalanmadan çıkmak istiyordum. Ben indiğimde ikisinin de oturma odasında olduğunu gördüm. Sessiz adımlarla odama geri gidecekken arkamda işittiğim ayak sesleri ile olduğum yerde kaldım.

"Nereye böyle! Bu saatte nereye gidiyordun sen?!" Babamın bağırışıyla korkmuştum. Akşamları dışarıya çıkmama aslan izin vemezlerdi. Beni bu kadar umursadıklarını sanmıyordum, büyük ihtimalle tem amacı özgürlüğümü kısıtlamaktı. Ona doğru döndüm.