Kendimden emin yürüyüşümle nereye gideceğimi bilmeden yürüdüm. sahi? benim burada ne işim vardı? doğru. şeyma...
topuklulularımın çıkarttığı tok sesler arkamdakileri çıldırtmaya yetmişti sanırım. koşarak ara sokaklardan birine girdim. burada her yer birbirine benziyordu. uzun ara sokağın sonunda geldiğimde çıkmaz sokağa geldiğimi anladım.
siktir!
ne yapacaktım şimdi?
bunlar beni parçalarlardı. elimdeki bavul bana ağırlık yapıyordu. onu şuracıkta bırakıp koşup gitmem gerekiyordu. ama yapamazdım. yavaşça arkamı döndüm. ve bana dişlerini göstererek uğuldayan bu canavarlara baktım.
şeymanın beni bulması için konumumu atmalıydım ama korkudan elim çantama gidemiyordu. gitmeliydi ama! yoksa yem olacaktım bunlara!
bozuk olan havanın daha da bozmasıyla iyice ürkmştüm. burası nasıl bir yerdi böyle? yani o baskıcı evden kurtulmak için daha beter bir yere mi gelmiştim yoksa?
sorularımın cevapları hep şeymadaydı ve şuan şeymadan ses seda yoktu. ben burada ölecektim galiba ve sonum gelmişti.
bunu der demez önümdeki canavar görünümlü kurtlar içimi okumuş gibi bana doğru koştular. hızlıca bir çığlık attım. ve yan taraftaki minik dar yoldan koşarak ilerledim. öyleki bavulum yüzünden biraz zorlanmıştım. uzun uğraşlar sonucunda geniş bir yola çıkmıştım.
Arkamdan gelen kurtlar ile hızla bir sokağa girdim. ayağıma takılan taşla kendimi birden yerde buldum. acıyla inlerken kafamı kaldırıp etrafa biraz göz gezdirdim. karşımdaki tabelada yazan yazı bile beni ürkütmeye yetmişti.
"EHVENİŞER"
burası bana iyi mi gelecekti yoksa kötü mü gelecekti?
Ucunda gerçektende ölüm vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EHVENİŞER
ActionEhvenişere giren çıkamıyordu. Verdada çıkamamamıştı. bu şehire ailesinden kurtulmak için gelmişti ama buraya girmesiyle hayatı alt üst olmuştu. onu bekleyen bir çok olay gizem heyecan ve tutku vardı.