"Ne demek oluyor ya bu!?" diyen şeyma ile derin bir nefes alarak çantama kıyafetlerimi koymaya başladım.
"verda bize bir açıklama yapmayacak mısın?"
sinirle son nefesimi vererek elimde olmadan bağırmaya başladım. "YA ŞEYMA YETER GERÇEKTEN YETER! BEN SIKILDIM BURADAN VE GİDİYORUM"
ulya sakin bir tavırla araya girdi. "neden aniden böyle bir karar aldın ki kuzum?"
gözlerimi kapattım. " Annem çağırdı gitmem lazım" dedim kendimi yalana vurarak.
sustular. hiç bir şey diyemediler. "ben şimdi gidiyorum" dedim ve kollarımı açarak şeymaya sarıldım. "sizi çok ama çok seviyorum."
hızlıca şeymadan ayrılıp ulyaya sarıldım. " özletme kendini" gülümsedim. "merak etme özletmem"
evden çıkıp elimdeki bavulumla otobüs durağına doğru yürüdüm. etrafımı kontrol ederek yürüyordum. bavulun tekerleklerinin çıkardığı takır tukur sesler beni daha çok endişelendiriyordu.
çalılıkların arasında hışırtılı sesler duydum gibime geldi. ben mi deliriyordum?
hızlıca otobüslerin önüne geldim. ve üstünde bizim mahallenin yakınlarındaki bir yerin ismi yazan o otobüse bindim.
ehvenişerdeki zamanım buraya kadarmış
otobüsteki koltuklardan en arkadakine binip dışarıyı seyretmeye başladım.
ehvenişer...
arabanın hareketlenmesiyle gözlerimi kapattım.
***
inmem gereken yere biraz vardı. annemlerin de haberi yoktu. yazsam iyi olacaktı. cebimdeki telefonu çıkarırken arabanın ani bir şekilde fren yapmasıyla öne savruldum.
arabadaki insanların bağırışları ve çocukların ağlayışıyla iyice panik olmuştum. ne oluyordu?
o sırada kapının açılıp içeriye giren adamın sesini duymamla şok geçirdim. "benim burada bir emanetim var onu alıp çıkacam."
Ayaz Ural Karadağ beni mi almaya gelmişti?
hızlıca yere çömelip kendimi gizledim. "teyzecim beni gizler misin?" sessizce kurduğum bu cümleye kafasını sallayan teyzeye gülümsedim.
kısa bir sessizlikten sonra adımsesleri kulağıma geldi. " kalk"
sakin bir tınıyla söylediği emir cümlesi sinirlerimi daha çok bozdu. üstüme alınmadan onu duymamazlıktan geldim. sinirli bir nefes vererek kolumdan tuttu. teyze allahtan beni saklıyacaktı. " ben lafımın ikiletilmesinden hiç hoşlanmam bunu bilmen lazım."
"bırak!" dedim sinirle. o ise beni dikkate almayarak kolumdan sürüklemeye başladı. arabadan inince araba hareket etmeye başladı. bir süre sonra da gözden kayboldu. "NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN!?"
Kendi arabasına yaslanıp hiçbirşey olmamış gibi davranmaya başladı. " hadi atla gidiyoruz"
hızlıca yanına yaklaştım. tam karşısında gözlerinin içine sinirle bakmaya başladım. " ya sen kimsin! neden bırakmıyorsun beni?"dedim isyan edercesine.
yutkundu. kafasını eğerek boyunu boyumla eşitlemeye çalıştı. " ben Ayaz Ural Karadağ ve sen benim" dedi ve sustu. kaşlarım daha çok çatıldı. "senin ne! hiç bir şeyin olmuyorum ben senin! bırak sana çalışmak bile istemiyorum."
güldü. dediklerimde komik bir şey mi var diye düşünürken birden elleri boğazıma yerleşti. attığım ufak çığlığın ardından üzerime eğildi. gözlerim gözlerinin hedefiyken onun gözlerinin hedefi dudaklarımdı. dudaklarıma yaklaşarak nefesini üfledi. ve konuşmaya başladı. " şimdilik efil şimdilik"
söylediği cümleleri idrak edemezken birden dudaklarıma yapıştı. gözlerimi şok içerisinde açtım. ellerim gömleğinin yakalarına gitti. itmeye çalışsamda boşunaydı. en sonunda hızlıca kendimi geri çekip yüzüne tokatı yapıştırdım. " ne yapmaya çalışıyorsun sen!?"
yana savrulan başını umursamadan eli tokat attığım yere değdi ve hafif bir sırıtış yüzünde belirdi. " pardon"dedi ve yüzüme ciddi bir ifadeyle baktı. " özür dilerim verda efil"
gözlerimi kapattım. ve hızlıca arabaya bindim. ardımdan hızlıca arabaya binerek açıklama yapmaya başladı. " efil istemsizce aniden oldu özür diliyoru-"
"yeter! uzatma beni götür sadece" dedim ve dolu gözlerimle ona baktım. "en azından bunu istemli bir şekilde yap"
kafasını salladı ve arabayı çalıştırdı. yol booyunca hiç konuşmamıştık. konuşulacak bir şey yoktu da zaten. araba geldiğim yoldan geri döndü.
ehvenişerin tabelasını görünce gözümden bir damla daha yaş düştü.
buraya giren daha çıkamıyordu. ben bunu anlamıştım. ama ben buraya ait biri değildim.
ben buradan gerekirse defolup gidecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EHVENİŞER
ActionEhvenişere giren çıkamıyordu. Verdada çıkamamamıştı. bu şehire ailesinden kurtulmak için gelmişti ama buraya girmesiyle hayatı alt üst olmuştu. onu bekleyen bir çok olay gizem heyecan ve tutku vardı.