Raks Edin Hanımlar

55 6 0
                                    

"Hadım ağa kalk "

Sarsılan bedeni kaldıramayan Sümbül Ağa sesini yükselterek"Destur. Sultan Mustafa han hazretleri "demişti.

Anında ayaklanıp selam duran hadım Ağa'nın başı yere doğru eğik bedeni eğilimliydi.  Padişahına sonsuz itaati vardı. Her zerresi onun buyruklarını yerine getirmek için eğitilmişti. Başını kaldırmadan saniyelerce bekledi. Yapacağı tek hareket itaatsizlik kabul edilebilirdi. Hiçbir ses duymamasını emre bağlarken yanında kendini sıkarak gülen ağa ile anlamsızca başını yana çevirdi.

Sümbül Ağa ağız dolusu kahkaha ile kendisine bakıyordu. Dönen oyunu anlayınca sinirle homurdanıp hamama ilerledi. Bugün gelecek olan yeni cariyelere hünkarın huzurunda yapılması gereken ve asla yapılmaması gerekenleri öğretecekti. Cariyelerin yaptığı herhangi yanlış bir hareket direkt olarak onu eğiten hadım ağadan soruluyordu.

Kendisi şimdiye kadar bir kusur işlememiş olsa bile işleyen birçok ağayı idam edilirken izlemişti.  Ağalara göz dağı vermek için hepsini idamın yapılacağı meydana toplar öyle infaz gerçekleşirdi. Çocukluğundan beri tanıdık olan bu sahnelere uzun süre önce düşünmeyi bırakmıştı.

Şimdi sadece yiyor içiyor ve yeni gelen hanımlara ahlak dersi veriyordu. Hünkara iyi birer cariye olması için eğitilen bu hanımlar güzelliğiyle hünkarı etkiliyebilirse gözde olurdular.

Şayet iki yıl önce bizzat ders verdiği Gülce Hatun duru güzelliği ile padişahı büyülemiş gözde olmaya hak kazanmıştı. Gözde olunca kendisine verilen bol hediyeleri zevkle kabul ederdi. Hadım ağalığın kurallarından biri gözdenin verdiği şeyi tereddüt etmeden kabul etmekti.

Bedenini iyice keseleyip getirdiği kıyafetleri giyindi. Sümbül Ağa'nın kapıdan söylediğine göre yeni gelen hanımlar saraya ulaşmak üzereydi. Hızlıca saçını da düzeltip eğitim alanına doğru ilerledi. Elleri ceplerinde rahat bir pozisyonda ilerliyordu . Bu odaya giriş çıkışlar hadım ağalardan sorulduğu için genelde önemli biri varsa temkinli yoksa gevşekti adımları.

Alana girince gözleri oturan birkaç hadım ağayı buldu. Bazılarını yıllardır bazılarını birkaç seneden beri tanıdığı için yanlarında utanmasına gocunmasına gerek yoktu. Gevşek adımlarını bozmadan yüzündeki keyifli gülüşle ağalara ilerleyip yanlarına kurulurken herkes onun bu neşesinin dans edeceği için olduğunu biliyordu. Dansa olan düşkünlüğünü herkes bilir ses etmezlerdi. Çünkü Hadım ağaya görə dans etmek insana verilmiş bir lütuftu. Ahenkle dans ettiği zamanlarda bu dünyadan soyutlanıp hülyalara dalıyordu.

Ağaların sohbetine ucundan katılıp neşesine neşe kattı. Yüzündeki masum gülüş silinmemişken açılan büyük kapıdan önce iki asker ardından hanımlar girdi. Herkesin yüzüne saniyelik bakarken gözleri bir kadında duraksadı.

Sarı dalgalı saçları arkadan örülmüş gözlerine sürme çekilmişti. Giydiği kıyafet batıyı temsil ederken gözleri tam bir Anadolu kadınına aitti. Mavi parlak gözleri ürkekçe etrafta dolanırken kısa bir süre Ağa'nın da gözlerine değmişti.

Padişah sarışın pek sevmezdi ama kesinlikle yeni gözde bu hatun olmalıydı. Geniş omuzlarına oranla tir tir titreyen bu kız padişahın gönlünü hoş ederdi. Gözlerinin fazla duraksadığını farkedince yalancı bir öksürük saldı sessiz odaya. Diğer hadım ağalarda kendi gibi hanımları inceliyordu.

Genelde herkes üç yada dört hanımı eğitirdi. Bu gece de padişahın huzuruna yeni bir cariye çıkarma zorunluluğu olduğu için bu hanımlara çabucak ders vermeleri lazımdı.

"Ağalar bakmayı bırakında birkaç hatun seçip ders vermeye bakın. Yoksa akşama kelleleriniz salıncakta sallanır.

Herkes yapılan imayi anlayıp birkaç genç kızı etrafına toplarken hızlıca sarışın kızın yanına ilerledim. Yolda tuttuğum esmeri de önüme katıp bir köşeye çekilirken gözüme kestirdiğim bir kumralı da kollarından tuttum.
Üçlü lider grup gibi olmuştuk. Ne ararsan bulurdun.

GÖNÜL TAÇI(GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin