-Choi San-
Okul bahçesine giriş yaptığımda bir an duraksayıp koca tabelayı ve okulun adını bir kez daha okudum. Uzun zaman sonra yeniden Kore'de okuyacaktım. Üniversiteyi Amerika'da okumak istemediğimi babama defalarca kez söylemiştim ancak dinletememiştim. En sonunda tekrar memleketim Güney Kore'ye dönebilmiştim elbet. Ablamla aynı üniversitede okuyacaktım. Sene kaybım da olmayacaktı. Kaydımı dün yaptırmıştım aslında. Şimdi ise hazır ders bitimiyken ve üniversite kapanmamışken biraz içeride dolaşmak istiyordum. Okuyacağım okulu görmek istiyordum.
Okul binası oldukça güzeldi aslında. Sınıflar da öyle. Psikoloji bölümünün sınıfları önünden geçerken kıpır kıpır oldu içim istemsizce. Kendi psikolojimi toparlamayı beceremeden başka insanları nasıl iyi edecektim hiçbir fikrim yoktu ama bölümü seçmiştim bir kere. Tekrar sınava girmekle uğraşmak istemiyordum.
Adımlarımı okulun kütüphanesine yönlendirdim. Sanırım okulun en sevdiğim yeri bu kütüphane olacaktı. Kitap okumayı seviyordum. Aslında tüm eğitim hayatım boyunca kitap okumayı sevmiştim. Evde de, teneffüslerde de. O dönem çok sayıda fantastik kitap bitirmiştim ancak şu an çoğunun adını anımsayamıyorum. Amerika'da kaldığım o bir sene boyunca hiçbir kitap okuyamamış, adeta cehennemi yaşamıştım. Aslında Amerika'daki akran zorbalığından bihaber değildim ancak üniversitede bile bunu yaşayacağımı düşünmemiştim. Hem ismim, hem de ince uzun gözlerim oradakiler için dalga konusu olmuştu. Hatırlamak bile sinirlerimi bozuyordu.
Aslında küçüklüğümü hatırlıyorum. Annem babamdan boşanır boşanmaz sırf babama inat olsun diye beni zorla götürmüştü Amerika'ya. Ana okuluna orada başlamıştım. Oradaki çocuklar gözlerimle öylesine dalga geçiyorlardı ki her gün ağlayarak gelirdim eve. Annem de her seferinde zayıf olduğum, ağladığım için bağırırdı bana. Bu anları düşündükçe tüylerim diken diken oluyordu. O çocukların kahlahaları sanki tazeymiş gibi kulaklarımda çınlıyor, başıma ağrılar giriyordu. Annemin telefonunu gizlice alıp 'gözlerimi nasıl büyütebilirim' gibi saçma sapan aramalar yapıyordum. Evet, ana okulundan sonra ilkokul yıllarım da böyle geçmişti. Tabii sonra annem benimle uğraşmaktan sıkıldı ve beni babamık yanına, Kore'ye geri yolladı.
Ortaokul ve lise yıllarım güzeldi aslında. Kimse beni yargılamıyordu. Gerçi yargılayacak bir şey de yoktu. Herkes benim gibi ince uzun gözlere sahipti. Benim kadar olmasa bile çok da farklı değildim. Herkesin ismi birbirine yakındı. Benim gibi tek heceli isimlere sahip çok fazla arkadaşım olmuştu. Tabii şimdi hiçbiriyle görüşmüyordum.
Ben dalgın dalgın yürürken aniden önüme çıkan çocukla çarpıştım. Elindeki kağıtlar yere saçılırken utançla başımı eğdim.
"Ben, özür dilerim, önüme bakmıyordum."
Ona kağıtlarını toplamasına yardım ettim.
"Önemli değil, ben de dikkat etmiyordum, özür dilerim."
Kağıtlarda yazan isme ve bölüme takıldı gözlerim. Park Seonghwa, psikoloji bölümü 2. Sınıf.
"Sen de mi psikoloji okuyorsun?"
Kağıtları ona uzatırken benim şaşkın bakışlarıma nazik bir gülümseme sunmuştu.
"Evet, bir sene geç başladım aslında. Sen birinci sınıflardan mısın?"
"Yok, hyung. Ben de ikinci sınıfım, ilk senemi ve bu senenin yarısın Amerika'da geçirdim. Kaydımı da dün yaptırdım ama okulu gezmeye fırsatım olmamıştı. Şimdi geleyim dedim."
Onayladı başıyla. Bana ilgiyle bakıyordu.
"İsmin ne peki, tanışalım, madem aynı sınıftayız."
Dudağımı dişledim hafifçe. Aklıma nedensizce Wooyoung gelmişti. O da ismimi sevmemişti. Hyung da dalga geçer miydi? İğrenç olduğunu söyler miydi?
"Ch- Choi San. Memnun oldum hyung."
Dalga geçeceğini düşünmüştüm, o ise gülümsedi sadece.
"Memnun oldum San. Okulu baştan sona gezdin mi? Biraz daha zamanım var, her yeri gezmediysen yardımcı olurum."
Hayır, dalga geçmemişti. Aksine soyadımı söylememi umursamadı bile.
"Aslında, sınıfımızı gösterirsen çok sevinirim hyung."
Kolunu omzuna attı yavaşça. Ağır adımlarla fakülteyi dolaştık. Bana yalnızca sınıfımızı değil, tüm okulu baştan sona gezdirmişti. Bana oldukça sıcak davranmıştı. Hatta arkadaşları ile tanıştırmayı bile teklif etmişti. Daha şimdiden böylesine samimi biriyle karşılaştığım için çok mutlu olmuştum.
Özellikle Wooyoung'dan sonra iyi gelmişti.
Biraz kısa oldu farkındayım ama San ile ilgili detay verdim baya ımarım sorun olmaz 🤧
Bu arada yeni woosan için de planlama vs yaptım ama ne zaman yayınlasam bilemedim
Bu kitap bitmeden yayınlasam okur musunuz 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MX Sinister -Woosan-
FanficWooyoung'un sevgililer gününde kendi kendine eğlenmek için yaptığı şaka götünde patlamıştı. Yarı texting