Orman

108 12 8
                                    

Merhaba arkadaşlar. Benden size bir bölüm daha... Bu bölüm heyecanlı geçiyor ve Eddie' nin geçmişi de bu bölümde yer alıyor. Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Iyi okumalar :))

Eddie

          Hastaneden çıktığımda çok iyi hissediyordum. O kızdan biraz hoşlandığım için deil, en azından bir kişiyi o kazadan sağ salim çıkartabildiğim için. Evime doğru yol alırken bizim ormandaki kurtlardan birinin lise görünümlü birine saldırdığını gördüm. Aklıma bana lise birdeyken olanlar geldi. Okuldan çıkmıştım. Evimizle okulun arasında iki kilometre yol vardı. Okuldan dönerken bu yolda yürüyüş yapmak hoşuma giderdi. Bir gün yine okuldan dönerken yolun kenarındaki ormandan bir sesler yankılandığını duydum. Mantığım ve merakım o an bir savaş içerisindeydi ama merakım galip geldi. Yürüdüm yürüdüm, biraz sonra sese çok yaklaşmıştım. Bir ağacın arkasına geçtim ve bir ceylana saldıran beş aç kurdu gördüm. Tam yola dönerken telefonumdan gelen mesaj sesi tüm dikkatleri üzerime çekti. Koştum ve kaçmaya çalıştım ama yoldan bayağı uzaklaşmıştım. Arkamdan bir kurt üzerime çıktı ve beni tek hamlesiyle yere yatırdı. Diğer kurtlarda gelene kadar hiç birşey yapmadı. Geldiklerinde her yerimden acılar hissettim. O kadar acıyı kaldıramayıp bayıldım. Uyandığımda baş ucumda başını ellerinin arasına almış bir adam oturuyordu. Onu görünce ürktüm ve ani bir hareketle yattığım yatağın üzerine oturdum. Adam benim uyandığımı görünce sevindi. "Yaşıyorsun!". Adamın bu söylediğine aldırış etmeden hızlı hızlı konuştum "Siz de kimsiniz? Neden buradayım?". Sonra üzerime baktım. Neredeyse her yerimdeki beyaz bandajlari görünce "Bana ne oldu böyle?" dedim. Adam cevap verdi "Ben Sam. Şükürler olsun, yaşıyorsun! Ben buradaki kurtların en bilginiyim." şaşkın şaşkın Sam'i dinledim "Ormandayken sana kurtlar saldırmış. Hem de beş tane. Ve sen şimdi yaşıyorsun. Hala inanamıyorum. Yaşaman neredeyse imkansızdı. Sen buradaki kurtların en güçlüsü oluyorsun bu durumda. Sen bir kurt adam değilsin. Seni inceledim ve seneler önce rastlanan birşeye rastladım. Sen bir Belirsiz'sin. Sana olan şey çok önceden ölen birine daha olmuştu. O bir kurt değildi. Çok daha güçlüydü. Dönüşümlerine hakimdi. Ne zaman dönüşeceğine ya kendisi ya da duyguları karar verirdi. Dolunay ya da başka birşeyden etkilenmezdi. Türünün son örneği olduğunu düşünüyorduk. Ama şimdi anlıyorum ki yanılmışız." Sam doğru düzgün nefes almadan konuşuyordu "O da bir kurt adam gibi görünüyordu ama farklı özellikleri vardı. Bu yüzden ona Belirsiz ismi verilmişti. Sende şu  an bir kurt adam değil bir Belirsiz oluyorsun.".  Evet, ben normal bir kurt adam değildim. Mesela gün ışığında dönüşemiyorum. Ve çok daha fazlası...

Kate

          Onun yaşadığını biliyordum. Ama kayıtlarda kurtlar tarafından öldürüldüğü yazıyordu. Küçük bir araştırmadan sonra onu düşünmeyi bırakacaktım ama artık asla bırakamazdım. Onunla ilgili birkaç sey düşündüm. Posterimdeki kurda baktım ve onun da bir kurt adam olabileceğini düşledim. Muhteşem hayallere kapıldım. Biraz sonra tüm o hayallerim yıkıldı. Çünkü onu bir daha göremeyecektim. Evimizle ormanın arasında en az bir kilometre yol vardı. Eğer bir kurt adamsa zaten ormanda olurdu. Ormana gitmeyi düşünüyordum. Üstümü değiştirip yola koyuldum.

Eddie

          Hemen kurdun üstüne atıldım ve çocuğu korudum. Onun hayatını da mahvetmesine izin veremezdim. Kurdu bir ağaca doğru fırlattım. Çocuk baygındı ama birşeyi yoktu. Sadece kıyafetleri yırtılmıştı. Ben çocugu biraz sarsınca uyandı. Dedim ki "Başınızı bir ağaca çarpmışsınız. Yerde kendi kendinize birşeyler söyleyip hareket ediyordunuz. Kıyafetleriniz de epey zarar görmüş.". Çocuk ilk başta şaşırdı sonraysa biraz saf olduğunu anladım "Teşekkür ederim.". Biraz sonra arkamdan bir yerden bir çıtırtı duydum. Arkamı döndüğümde Kate oradaydı. Aslında o beni göremeyecek kadar uzaktaydı. Ama ben onu kokusundan farkettim. Ağaca doğru fırlattığım kurt adam insana dönüşmüştü. Kate'in olduğu tarafa doğru baktı. Sonra göz göze geldik ve sert bakışlarımla onu caydırmaya çalıştım. Kate'in yanına doğru gittim. Onunla göz göze geldik ve yavaşça birbirimize doğru ilerledik. Yanına gidip kolundan tuttum ve yönümüzü değiştirdim "Senin burada ne işin var?". Bu onunla ilk konuşmamdı ve çok kaba başladığımın farkındaydım. "Asıl senin burada ne işin var?" dedi, anlamsızca yüzüne baktım "Benim evim buralarda.". "Ormanın içinde mi yani, Eddie Barnes?" adımı nereden biliyordu? İçimi bir gerginlik kapladı ama bunu ona farkettirmemeye çalıştım. "Adımı nereden biliyorsun?" yumuşak bir ses tonuyla konuşuyordum. Biri beni izliyormuş gibi bir hisse kapıldım. Arkama baktığımda az önce ağaca attığım kurdu gördüm. Sanırım bizi takip ediyordu. Kıza sorduğum soruya cevap vermesine izin veremeden "Evin nerede?" dedim. "Biraz ilerde." dedi ve bana yolu gösterdi "Bu taraftan.". Yolda ilerlerken tekrar sordum "Adımı nereden biliyorsun?". Biraz düşündükten sonra cevap verdi "Hastaneye gelip beni sormuşsun, görevli söyledi.". Buna inanmamıştım. Çünkü ben görevliye adımı söylememiştim. Yine de inanmış gibi yaptım. Başımı yukarı aşağı hafifçe salladım. Biraz sonra Kate'nin evine geldik. Etrafıma iyice bakindim, hem burayı hafızama kazımak için hem de az önceki kurt hala takiptemi diye. Ortalıkta gözükmüyordu.  Kate ile vedalaştım ve ormana dönüyordum. Birkaç adım uzaklaştıran sonra "Seni bir daha görebilecek miyim?" dedi Kate.  "Ben seni göreceğim."

BELİRSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin