hande ve saliha aralarındaki gerilimi hisseden simge, araya girmeye çalışsa da ikisi de suspus haldeydi. birbirlerinden bir adım bekliyorlardı. cesur olan tarafın kim olacağı hala muammaydı. "merhaba!" hande, omzunda hissettiği ellerle duraksadı. vücuduna sarılan kollar zehra'ya aitti. vakıfbank maçına çıkacaklardı ve zehra, hande'nin yanına gelmişti ilk olarak. saliha onları izlerken, kaşlarının çatılmasına engel olamamıştı. "merhaba balım." hande'nin , her daim kendisine kullandığı kelimeleyi zehra'ya söylemesi ile saliha kalbinde bir sızı hissetmişti.
"sana blok yapınca çok üzülüyorum hande ya." zehra'nın biraz cilveli konuşmasının ardından saliha dişlerini sıkıp ona gözlerini kısarak bakan yasemin'e döndü. "ne var yaso?" terslemesi ile yasemin sırıttı.
"adamım bakma öyle, sileceksen beni bir kalemde." yasemin mırıltıyla şarkıyı söylerken saliha yüzünü buruşturup onun omzuna vurdu. "of, ne saçma sapan espriler yapıyorsun sende ya." diye söylenmişti.
"oha, neler oluyor orada?" yasemin, zehra ve hande'yi işaret edince saliha dikkatini yeniden oraya yönlendirdi. hande, zehra'nın arkasına geçmiş onun vücuduna kollarını dolamıştı. birbirleriyle şakalaşırken konuşuyorlardı öte yandan. saliha ellerini yumruk yapıp topu eline aldı. antrenmana devam ederken gözü hande ve zehra'ya kayıyordu. sonunda ikili birbirinden ayrılıp takım alanlarına dönebilmişlerdi. antrenman boyunca saliha, hande'den kaçmıştı.
*
maç başlamıştı, vakıfbank 3 sayı eczacıbaşı 1 sayı alabilmişti. tijana'nın kullandığı servis sonrası vakıfbank topu eczacıbaşı alanına kaçırmıştı. hande manşeti almış, elif soğukkanlı bir şekilde
saliha'ya pas atmıştı. saliha sıçrayarak güzel bir vuruş yaptığında fark bir sayıya inmişti. arkasında olan hande elini kaldırıp güldüğünde saliha da gülümseyip eline çakmıştı.
dakikalar sonra eczacıbaşı, saliha ve hande'nin tijana'ya olan yardımı ile 3 sayı öne geçebilmişti. saliha, zehra'nın tek ayağına blok yaptığında ona el uzatan tüm arkadaşlarını umursamayıp ellerini açan hande'ye koşup üstüne atlamıştı. hande onu kucaklarken saliha gülmüştü. anın sevinciyle yaptığı şeyi fark edip hande'nin kucağından geri inmişti. "böyle devam şahin." hande onu yüreklendirip omzuna vurmuştu.
güzel geçen maçı 3-1 kazanmışlardı.
galibiyet fotoğrafı çekilirken hande son anda yetişip saliha'nın arkasına geçmiş, elini beline dolamıştı. çenesini onun omzuna yaslayıp yanağını yanağına sürtmüştü. saliha'nın tüm dengesi altüst olurken gülümsemesi artmıştı. fotoğraf sonrası herkes birbiriyle konuşmaya başlarken hande, saliha'nın elini sımsıkı tutup koşmaya başlamıştı. saliha da peşinden mecburi olarak koşarken arkalarından gelen seslenmelere kulak asmamışlardı. dışarı çıktılarında yağan yağmur yüzlerine vurmuştu aniden. saliha, boşvermişlik hissiyle kahkaha atarken hande onu kendine çekmiş ıslanmış kirpiklerini kırpıştırmıştı.
"sana deliriyorum şahin." hande kıkırdarken konuşmuştu. sanki ikiside sarhoştu. mekanın ve zamanın önemsiz olduğu dakikalar geçiriyorlardı. "hande, sen manyaksın!" saliha ona bağırıp omzuna vurduğunda hande de onun gibi kahkaha atmıştı.
"beni kıskandın." hande bunu söylerken hayatındaki en keyifli anı anlatıyor gibiydi. saliha kızardığını hissetmişti. inkar da edememişti. afalladığını hissediyordu. bir kedi gibi hande'nin boynuna sokulup evet demek istedi. ardından bunu onaylamadı. kaşlarını çatıp en sert ifadesi ile hırçın bir şekilde hayır demek istedi. "bana aşıksın." demişti sadece karşılık olarak. hande başını salladı.
"bunu herkese haykırırım. benim tek endişem senin öğrenmendi. o da gerçekleşti. tüm dünya alem duysun, utanmam veya çekinmem yok. senin gibi mükemmel bir kadına aşık olduğum için kendimle gurur duyuyorum." saliha hande'nin ağzının gerçekten iyi laf yaptığını biliyordu. ama konuşmalarının bu kadar çekici olacağını düşünmezdi. aptal sırıtması yüzünde yer bulurken hande'ye sarılmıştı."sana sahip olduğum için çok şanslıyım."
hande kalbinin yerinden çıkacağını hissederken saliha'nın boynunu öpmüştü. kokusu burnuna dolduğunda iç çekmişti. yağmur şiddetini arttırdığında saliha hapşırmıştı. "çok yaşa güzelim, hasta olacaksın içeri geçelim." hande'nin konuşmasını onayladı burnunu çeken saliha. koşarak içeri girdiklerinde insanların garip bakışlarını umursamadan soyunma odasına geçmişlerdi. saliha, hande'nin elini elinde sımsıkı hissederken dışarıda söylediklerinin arkasında olduğunun farkına varmıştı. hande baladın onu her koşulda her daim sevecekti. ve bundan gurur duyacaktı.
