2. Bölüm

48 7 2
                                    

Bir süredir elde edemediğim galibiyeti bugün kazanabilmek için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışacaktım. Yarışa bugün altıncı sırada başlıyordumm ve altımdaki arabanın beni podyuma atmaya yeterli olmadığını bildiğim için ekstra çaba sarf etmeliydim.

Önümdeki araçların bir kısmından iyi olsam dahi mclarenlerle mücadele edecek olmak zordu. Üstelik yarışa benden önceki sıralarda başlayacak olan Max'ı avlamak basit değildi.

**

Yarış Lando'nun açık ara farkla liderliğiyle sonlanmıştı. Podyuma çıkmadan önce bekleme odasında Max'la otururken "Aranızdaki fark neydi?" diye sormamla konuşmaya başladık.

O geceyi hatırlamadığımı düşündüğü için ne gergin ne de çok rahat gözüküyordu. "Bana 22 saniye dediler." Duyduğum sayıya inanamazken şaşkınlıkla ona bakakaldım. "Ciddi misin?" derken şaka yaptığını duymayı bekliyordum fakat kafasını onaylamak için salladığında umduğumu bulamadım.

"Bu kadar kısa sürede." diyebildi sadece. Ne demek istediğini anlamıştım. Sezon başında farkla ikinci araç durumundayken sezonun ortalarına geldiğimizde böyle büyük sayılarla birinci olmaları takdir gerektiriyordu.

Saate baktığımızda çıkmamıza hâlâ on dakika olduğunu gördüğümde gerginlikle bir nefes verdim. Max'a baktığımda o sadece başına arkaya yaslamış, gözlerini kapatmış, dinlenmek için uygun bir vakit olduğunu düşünmüştü.

Bir süre onu izledim. Boynundaki damarlar ilgimi çekmedi dersem yalan söylemiş olurdum. İzlendiğini farketmiş gibi uyandı ve kafasını bana doğru çevirdi. Panikle diğer tarafa döndüm ve boşluğu bir film gibi seyretmeye kendimi zorladım.

Kıkırdama sesi duyduğumda yerin yarılması için dualar ettim. Bir anlık panikle konuyu kendimden uzaklaştırmak için kendimi "Lando'nun da çok götü kalktı." derken bulmuştum. Ne dediğimi fark ettiğimde içimden kendime küfürler ettim ama bir dönüş yolu olmadığını biliyordum.

"Şaka!" dediğimde o çoktan kahkahalarla gülmeye başlamıştı. "Lütfen aramızda kalsın Max. Öyle demek istememiştim." derken gülmesinin geçmesini umuyordum. Panikten ellerimin içi terlerken oturduğum yerden kalkıp odanın içinde dönüyordum.

"Farklı bir yorum katmışsın. Gerçekten ilgi çekici. Yarış kazanmak egosunun artmasına sebep oldu diyebilirim bende ama seninki tabii daha orjinal."
Söylerken gülmeye devam etmeyi de ihmal etmedi.

"Özür dilerim." derken yaramazlık yapan küçük çocuklar gibi hissediyordum. "O neden burada değil?"

"Takımla sevinçleri olması gerekenden biraz fazla uzun sürüyor." Sorumu cevaplarken yaptığı imaya gülmeden edememiştim.

Biraz sonra kapıdan içeriye giren Lando ile sohbetimiz sona ermişti. Sormak istemiştim aslında o gece ne olduğunu ama cesaretimi toplayamamıştım.

"Başarılar beyler. Dürüst olmak gerekirse yarıştan önce bile şansınız olmadığını bilmeliydiniz." Max bu söyledikleriyle ona sinirlenmiş gibiydi. Pistteki en hırslı, kazanmayı seven bir pilotun yanında böyle konuşması çok riskliydi.

"Altındaki roket Perez'de olsa ikinci araca üç tur bindirmişti. Biraz fazla iddialısın son zamanlarda, galibiyetler ters tepki vermiş olabilir mi?" derken olabildiğince alaycıydı Max. Lando giderek morarmaya başlarken ben ise kahkaha atmamak için kendimle büyük savaşlar veriyordum.

"Dedi en hızlı araç kendinde olmayınca tökezleyen pilot." Max'a döndüğümde umursamıyor gibi görünüyordu. Biraz sonra podyuma çıktığımızda şampanyaları patlatırken eğleniyormuş gibi pozlar vermeyi ihmal etmemiştik.

**

Otele geçer geçmez yarışın yorgunluğuyla beraber uyuya kalmıştım. Akşamki, her yarıştan sonra yaptığımız gelenek haline gelen yemeğe gitmeme bir saat vardı.

Uyandıktan sonra kısa bir duş alıp otelin restoranına indiğimde sadece Max'ın indiğini gördüm.
Ellerim titremeye başlarken iki elimi arkamda birleştirerek masada onun karşısına yerleştim. Elim cebime giderken onun yaptığı gibi telefonla ilgilenmeye başladım.

Telefonuyla o kadar meşgul görünüyordu ki geldiğimi bile farketmemişti. Masaya gergince telefonunu bıraktığında gözgöze geldik. "Merhaba, geldiğini görmedim." diye kısaca kendini açıkladı.

"Önemli bir konu vardı sanırım."
derken cevap vermesini umuyordum. Kısa bir an düşündü ve daha sonra "Yok çok mühim değil." dedi.

Masa teker teker dolmaya başlarken bazı kişilerin arasında soğuk rüzgarlar estiğinin herkes farkındaydı. Şakalar yaparak ortamı canlı tutmaya çalışan Fernando ve Valteri ikilisi bugün oldukça enerjik gözüküyordu.

Carlos'la yarış hakkında konuşurken yan tarafımızdaki Lando'nun Oscar'a "Basit bir şekilde şampiyon olacağım." dediğini kısa bir sessizlik anında herkes duymuştu. Karşımdaki adama baktığımda Ricciardo ile süren sohbetinden sonra kimseyle konuşmamış ve mutsuz gibi görünüyordu.

"McLaren'in zorlanacağını sanmıyorum. Ne de olsa şike yapmada en tecrübeli takım sizdiniz değil mi?" Bu söyledikleriyle masadaki dört kişiyi de karşısına almayı başarmıştı.

Diğerleri sessiz kalmayı tercih etmiş, eski mevzuları böyle gençlerin olduğu bir masada konuşmayı doğru bulmamıştı. Fakat Lando Max'ın imasıyla beraber sinirden sandalyesinde husursuzca kıpırdanıyordu.

Bağırmamaya dikkat ederek ama olabildiğince yüksek sesle "Geçmiş mevzuları açman oldukça saçma. Şimdiki zamana baktığımızda açık ara farkla sizi geçiyor olmamız anlaşılan sende büyük bir yara açtı. Hazımsızlık kokuları almaya başladım, sen de alıyor musun Oscar?" dediğinde Max bir hışımla sandalyeyi hızla geriye ittirerek masadan kalktı.

Arkanı dönmüş giderken sadece "Sik kafalı." dediğini butün masa duymuştu. Yemeğim bittiği için lavaboya gittiğimde ellerini ve yüzüne hızla su serpen adamla karşılaşmayı beklemiyordum.

"Anlaşılan götü gerçekten biraz kalkmış." diyerek onu güldürmek istemiştim. Dudaklarının kenara kıvrıldığını gördüğümde mutlulukla gülümsedim. Ellerini ve yüzünü peçeteyle kurularken ben sadece onu izlemeye odaklanmıştım.

Bir hafta öncesine kadar her hareketinden rahatsız olduğum adamla bugünkü adam birbirinden farklı iki insan gibiydi. Yanımdan geçerken omzuma elinin bir tanesini koyarken "Teşekkür ederim Charles. Artık ödeşmiş olduk."
dedi ve beni şaşkınlığımla beraber lavaboda tek başıma bıraktı.

Lando cinini yazmak çok yoruyor. Evrendeki en kötü kişi falan yapmayı planlıyorum onu.

O GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin