Bölüm 6

37 12 10
                                    

NAMJOON

"Jackson? Burada ne yapıyorsun?" diye sordum, arkadaşımı aniden karşımda görünce.

"Ben de seni gördüğüme sevindim." Jackson yanıma gelip kollarını, omzuma dolayarak alay etti.

"Cidden, seni buraya getiren ne? Kendi okulunda olman gerekmiyor mu?" 

"Sadece varlığımın tadını çıkar, tamam mı? Şimdi bana yurt odanı göster." Jackson kolumdan tutup beni diğerlerinden uzaklaştırırken söylenmeye devam ediyordu.

 "Hangi oda?" Jackson nereye gideceğini bilemediği için sorduğunda, "369." diye cevap verdiğimde sırıtınca "Herkes mi sapık, lanet olsun." diye çemkirdim.

Odama doğru ilerlerken oflayıp pufluyordum, Jackson da arkamdan geliyordu. Yurt odama geldiğimizde kapıyı iterek açtım, bu lanet şeyi neden kilitlemediğimize dair hâlâ bir fikrim yoktu.

"Vay, büyükmüş." dedi etrafına bakınıp her şeyi incelerken.

"Oh, sen oda arkadaşı olmalısın. Merhaba, ben Jackson!" dedi genişçe gülümseyerek.

Jackson çok arkadaş canlısı bir insandı. Sanırım bu yüzden küçükken arkadaş olmuştuk. Yüzünde hafif bir şaşkınlık ifadesiyle başını kaldırdığını görmek için Jin'e baktım. Yine de gülümsedi ve ayağa kalktı.

"Memnun oldum, ben Seokjin." dediğinde Jackson da gülümsedi. 

"Çok tatlısın. Eşcinselsin, değil mi?" Jackson açık açık sorarken Jin'in gözleri kocaman açıldığında neredeyse boğuluyordum. 

"Tabii ki hayır. Bu fikre nereden kapıldın?" Gözlerini aşağı indirerek cevap vermişti, bana bakmaya cesaret edemiyordu. 

"Oh, değil misin? Ben eşcinselim, senden eşcinsel vibe aldığıma yemin edebilirdim. Bunun için üzgünüm." Jackson yatağıma uzanırken kıkırdadı. Sözleri karşısında kahkahamı bastırmak zorunda kalmıştım. 

"Neye gülüyorsun, Kim? Yıllardır senden de eşcinsel vibe alıyorum." Şimdi gözleri fal taşı gibi açılma sırası bendeydi. 

"Yah! Saçmalamayı kes. Ben eşcinsel değilim ve bunu sen de biliyorsun." 

"Ya da sen öyle sanıyorsun." diye mırıldandı Jackson ve devam etti; "Öğrenmek istersen seninle yatacağımı söylemiştim." 

"Tren çarpmasını tercih ederim." Yatağıma otururken yanımdaki Jackson'ı görmezden gelerek ofladım.

"Siz ikiniz ne zamandır tanışıyorsunuz? Yakın görünüyorsunuz." dedi Jin odanın kendi tarafından.

"İkinci sınıftan beri. Ona bu kadar uzun süre tahammül edebildiğime şaşkınım." 

Jin "Vay canına, bu çok uzun bir süre." dediğinde Jackson başını salladı "Gerçekten de öyle. Namjoon'u onun beni sevdiğinden daha çok seviyorum, çoğu zaman benden nefret ediyor." 

"Senden nefret etmiyorum, sadece sinir bozucusun." derken omuz silktim. 

"Sen de öylesin!" 

Jackson Jin'e bakarken, "Daha sinirlerini bozmadı mı? Başa çıkılması zor biri," diye sordu.

Jackson'ın gözlerindeki ifadeden Jin'i sevimli bulduğu  anlaşılıyordu ama umurumda değildi.

"Pek sayılmaz." Jin bana bakma zahmetine katlanmadan cevaplamıştı. 

"Bundan emin misin? Sarhoş olmadı mı? Her yere kusmadı mı? Seninle kucaklaşmaya çalışmadı mı? Hiçbir şey yapmadı mı?" 

"Hayır, benimle kucaklaşmak mı?" Jin şaşkınlıkla sorunca dudaklarım düz bir çizgiye dönüştü.

YAZ KAMPI {NAMJİN}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin