Bölüm 12

42 9 11
                                    

+18 Sahneler vardır bu sefer tam Namjin 

O gece Jackson'da kaldığımda hiç bilmediğim bazı şeyler öğrendim. Yanlış anlamayın, cinsel bir şeyler değildi. Bana LGBTQ topluluğu hakkında bazı şeyler anlatıyordu.

Her ne kadar inanmakta zorlansam da biseksüel olduğum doğrulanmıştı. Kızlardan hoşlanıyordum ama sanırım erkeklerden de hoşlanıyordum. 

Jin'i bir arkadaşın düşünmeyeceği şekilde düşündüğüm zamanları konuşursak, bu ondan hoşlandığım anlamına mı geliyordu? 

Hayır. Jin'den hoşlanmak istemiyordum. 

Bu kadar uzun süre inkâr ettikten sonra ona biseksüel olduğumu itiraf etmek benim için tuhaf ve kesinlikle utanç verici olurdu. Bu yüzden bunu bir sır olarak saklamanın benim için en iyisi olduğuna karar vermiştim.

SEOKJİN

"Namjoon her an dönebilir, hadi partiye gidelim!" Hoseok kolunu Yoongi'nin omuzlarına atarken genişçe gülümsedi. 

"Ben biraz bekleyeceğim. Hızlıca duş almam lazım." dediğimde Yoongi herkesi dışarı sürüklemeden önce başını salladı. 

 Aslında duş almam gerekmiyordu, sadece Namjoon dönene kadar beklemek istiyordum. Ona söylemek istediğim bir şey vardı. Ona saklamak istediği bir şeyi bildiğimi söylemem gerekiyordu. Sırrını biliyordum. 

Bu yüzden bekledim. Kapıdan girdiği ana kadar bekledim.

 "Ne yapıyorsun burada? Çocuklar içmeye gideceklerini söylediler." dedi Namjoon beni görür görmez. 

Kızgın hissederek "Seninle konuşmam gerek. Ne saklamaya çalıştığını biliyorum, Namjoon." dediğimde Namjoon'un gözleri hafifçe büyüdü. 

"Nasıl öğrendin?" diye sordu gergin bir şekilde. 

 "Nasıl öğrenmem? Çok açıktı." 

 "Lütfen Jin, kimseye söyleme." derken sesi çaresiz geliyordu. 

"Tamam ? Ama neden bu kadar telaşlanıyorsun? İnsanların bilmesini istersin diye düşünmüştüm..." 

 "Burada neden bahsediyoruz?" 

"Sana ile yattığın gerçeğinden bahsediyoruz! Sana onun bir şeytan olduğunu söylemiştim, neden dinlemedin? Şimdi hayatını cehenneme çevirecek." dediğimde Namjoon rahat bir nefes almadan önce bana baktı. 

"Oh, hepsi bu mu? Gerçekten önemli bir şey değildi." Namjoon böyle söyleyince kaşlarım çatıldı. 

 "Başka ne var? Bir şey mi saklıyorsun, Namjoon?" Ona doğru yaklaşırken yüzümde bir sırıtış belirmişti.

 "Tabii ki hayır, saçmalama." Ben daha da yakınlaşırken izlemeye devam ediyordu. 

"Yalan söylediğini anlayabiliyorum. Yoksa neden bu kadar heyecanlanasın ki? Ne saklıyorsun?" 

 "Hiçbir şey." Namjoon gözleriyle her hareketimi izlediğini belli ediyordu ben ise ona bakarken gözlerimle yüzünü tarıyordum.

"Emin misin?"

"Eminim." dese de yutkunduğunu görebiliyordum. Gözlerim dudaklarına kaydığında ise midemin alt üst olduğunu hissettim. Dudakları çok... mükemmeldi. 

Kendimi dudaklarına doğru eğilirken bulduğumda nedense Namjoon uzaklaşmıyordu. Biraz daha yaklaştığımda çalan telefonun sesi ikimizin de geri sıçramasına neden oldu. Namjoon telefonunu çıkarmak için acele etti ve olabildiğince hızlı bir şekilde benden uzaklaştı. 

YAZ KAMPI {NAMJİN}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin