NAMJOON
Jin ve ben bu küçük, "Friends with benefits" olayına başlayalı tam üç hafta olmuştu. Şu anda bile bunu yaparken kendimi hâlâ tuhaf hissediyordum. Biseksüel olduğum ve Jin'le seks yapmaktan hoşlandığım gerçeğini bir türlü kabullenemiyordum.
Artık düzenli bir şey haline geldiğinden, Jin ve ben sık sık yalnız kalıyorduk. Diğerleri bunu sorgulamıyordu, Jin'le çıkacağımıza inanan Tae ve Jimin hariç. Ama bu gerçeklerden çok uzaktı. Jin'le çıkmak gibi bir arzum yoktu, bu ikimiz için de sadece seksti.
"Namjoon?" Kafamı sese doğru çevirdim, gerçek dünyadan tamamen uzaklaşmıştım.
"Hm?" Jin'in yatağında arkasına yaslandığını, ders kitaplarının yatağını ve kucağını doldurduğunu görmek için başımı çevirdim.
"Ödevi yaptın mı? Bu sorunun cevabını bir türlü bulamıyorum." diye ofladı Jin, hayal kırıklığı yüzünden okunuyordu. Ayağa kalktım ve Jin'in yatağına doğru yürüdüm. Kitapları bir kenara itip oturdum.
"Hangisi?" diye sordum. Jin 7 numarayı işaret etti. Saatlerdir aynı soruyla boğuşuyordum. Neyse ki saatlerce çözüm aramış olduğum için cevabı biliyordum.
Kitabı daha net görebilmek için Jin'e yaklaşırken "Dur açıklayayım" dedim.
"Öncelikle, öğretmenin sınıfta söylediği şeyleri anladığından emin olmak istiyorum. Bu bir tür mantık sorusu gibi." dediğimde göz ucuyla Jin'in bana baktığını görebiliyordum, yüzünde ki şaşkınlık okunabiliyordu.
"Derse dikkatini vermiyorsun, değil mi?"
"Pek sayılmaz. Dikkatim dağılıyor." Jin'in dikkatini neyin dağıttığını çok iyi biliyordum.
Daha önce Jin'i birlikte gördüğüm ve aynı dersi aldığımız adam. Jin'le derslerimiz sırasında tek yaptıkları birbirleriyle konuşmak ve sürekli takılmaktı.
"Dağılır tabi." Nefesimin altından homurdanmıştım ama Jin hemen yakaladı.
"O da neydi öyle?"
"Dağılır tabi dedim. Her zaman o arkadaşınla konuşmakla meşgulsün." dediğimde Jin'in kaşları kalkarken bana doğru eğildi.
"Kıskanıyorsun, değil mi?" diye sordu sırıtarak.
"Neden kıskanayım ki? Seni beceren benim, değil mi?" Sesim aynı ukalalıkta çıkarken Jin sözlerimden etkilenmiş gibi görünmüyordu. Onun yerine omuz silkti.
"Ya beni daha iyi becerirse?" Sesi alaycı ve ukalacaydı. Jin'e baktım, gözlerim gözlerinden vücuduna doğru süzülüyordu.
Basitçe, "Asla yapamaz," diye fısıldadığımda Jin sırıttı, alt dudağını yalarken gözleri benimkilerle buluştu.
"Kanıtla."
Kelimeler Jin'in ağzından çıktığında anında bir meydan okuma olarak algılamıştım ve asla kaybetmeyecektim. Öne doğru eğilip Jin'in boynunu kavrayarak yüzünü kendime yaklaştırdım.
Jin'i aşağı itip üstüne çıkarken "Buna pişman olacaksın," dediğimde Jin bana baktı, gözleri istekliydi.
Eğildim ve dudaklarımı boynuna yapıştırıp anında emmeye başladım. Saniyeler içinde Jin bir inilti çıkardı. Tam olarak neyi sevdiğini biliyordum. Neye ihtiyacı olduğunu da biliyordum. Jin'in hassas noktasını emerken penisimi ona doğru sürtüyor, kot pantolonumdaki sürtünmeyi hissediyordum.
Tam pantolonumu çıkarmak için geri çekildiğimde kapının açılma sesi beni Jin'in üzerinden uçurmuştu. İkimizin de kafası o yöne doğru döndüğünde Jimin'in kapıda durduğunu gördük. Dudaklarını birbirine bastırırken yanakları kızarmıştı. Belli ki neler olduğunu çok iyi anlamıştı.
"Uh, çocuklar geliyor, belki de siz..."
Jimin gözlerini kaçırarak sözünü kesti. Ayağa kalkıp yere baktım, Jimin'in ani girişinin ereksiyonumu söndürmesine minnettardım.
Jin dik oturdu ve hala yerinde duran ereksiyonunu örtmek için kitaplarından birini kucağına çekti. Sırıtmaktan kendimi alamamıştım
"Hey çocuklar!" Yoongi ve ekibin içeri girdiğini duyduğumda başımı çevirip onlara döndüm.
"Hey, n'aber?"
"Büyük haberlerim var dostum." dedi Yoongi yüzüne yayılan bir sırıtışla,
"Neymiş o?"
"Bu gece yurtlardan birinde parti var. Tek kelime söylüyorum, kızlar. Bir sürü seksi kız." Bu sözler Yoongi'nin ağzından çıkınca kaşlarım kalktı. "Bu gece yaşayacağın aksiyonu bir düşünsene dostum! Belki sonunda o özel kızı bulabilirsin." Jin'in kaleminin otomatik olarak hareket etmeyi bıraktığını görünce yutkundum.
"Harika olacak! Sen de gelmelisin Jin!" diye göz kırptı Yoongi. Jin başını kaldırdı, Yoongi'ye bakmadan önce gözleri benimkilerle buluştu.
Jin "İlgilenmiyorum" deyince kaşlarım havaya kalktı.
"İlgilenmiyor musun? Deli misin sen?!" diye sordu Yoongi, Hoseok ve Jungkook da aynı şaşkınlıkla bakıyordu.
Jin "Deli değilim, sadece eşcinselim." dediğinde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Sanki nasıl tepki vereceklerini umursamıyormuş gibi kolayca söylemişti. Ne diyecekleri konusunda endişelenmiyor muydu?
"Gey, ha? O zaman sana da erkek buluruz! Bizimle gel." Yoongi sakız gülümsemesini gösterdiğinde gözlerim Yoongi'ye takıldı.
Yoongi'nin umurunda değildi...
Jin'in eşcinsel olması umurunda değildi.
"Teşekkürler ama ben almayayım. Yetiştirmem gereken bir sürü ödevim var."
"Sen bilirsin. Gidelim, Joon." Yoongi dilini çıkararak kapıya doğru yöneldi. Jin'e son bir kez daha baktıktan sonra arkasından takip ettim.
"Jin eşcinsel mi? Gerçekten hiç bilmiyordum." dedi Jungkook elinde bir shot bardağı tutarken
"Ben de bilmiyordum." dedim
Yoongi bir kadeh içerken "Ben de bilmiyordum gerçi kimin umurunda, aşk aşktır ve istediği kişiyle birlikte olmakta özgür sonuçta." dediğinde aklım arkadaşlarımın sözlerine takılmıştı. Jin'in eşcinsel olması gerçekten umurlarında değildi...
Hoseok "Bu konuda ne hissediyorsun? Artık bildiğine göre onunla aynı odayı paylaşmak falan." diye sorduğunda
"Fark etmez." dedim. Yoongi bana bir shot uzatmadan önce birkaç saniye beni izledi.
"Hadi, kafayı bulalım ve müstakbel Bayan Kim'i arayalım!"
SEOKJİN
Kapının açılma sesiyle uykumdan uyandığımda saat sabahın dördüne geliyordu. "Namjoon?" diye sordum gözlerimdeki uykuyu silerek.
Görüş alanıma girdiğinde "Özür dilerim, seni uyandırmak istememiştim." dediğini duydum. Anlayabildiğim kadarıyla, tahmin ettiğim kadar sarhoş görünmüyordu.
"Daha yeni mi dönüyorsun?"
"Evet, Yoongi bana bir kız arkadaş bulmak için bu saate kadar tuttu." Sözlerinde hafif bir kıkırdama vardı. Konuşurken yutkundum.
"Nasıl gitti peki?" diye sordum. Namjoon'un yüzü, yüzüme yaklaşmadan, yatağımın alçaldığını hissetmiştim.
"Korkunçtu. Tek düşünebildiğim buraya dönüp seni becermekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ KAMPI {NAMJİN}
Fanfiction"Gay değilim ben." "Ben de değilim. Hadi sevişelim." Yaz kampındaki bir gece, iki adamın hayatını sonsuza dek değiştirecekti...