Barış, aynanın önünde kıyafetlerini dikkatlice inceleyen erkek arkadaşını sessizce izledi bir süre. Boynuna bağlamak için fular mı atkı mı diye karar vermeye çalışırken, Barış'ı bu düşüncelerin her biri rahatsız ediyordu.
Aylardır birlikte cehennemi yaşadıklarının farkındaydı. Ama karanlık günleri geride bırakmak için daha ne kadar beklemelilerdi?
Ne o ne de takımdaki kimse, bir taraftarın sahaya atlayıp oyunculardan birini yaralamasını beklemiyordu. Hele ki İsmail'i yaralamasını asla beklemezken boğazına aldığı bu yaranın onlardan her şeyi, İsmail'in çok sevdiği sesini alacağı aklının ucundan bile geçmezdi.
Ne o ne de doktorlar ameliyattan sağ salim çıkabileceğini düşünmedi. Ya da küçük bir cam parçasının ikisinden de çok şey alabileceğini...
Barış, İsmail'in sesini duymanın onun için bir hazine olduğunu hiç düşünmemişti. Ama şu an onun sesini duymak için kendi sesini feda edebilirdi.
Aylardır yaşadıklarını düşündüğünde, aynanın önünde gömleğinin düğmelerini ilikleyemeyen İsmail onu gülümsetmişti.
Ameliyattan sonra kimseyi görmek istemediği günleri hatırladığında ağlamak istedi. Her gece kendine zarar vermesinden korktuğu için onu korkuyla izlediği zamanlar, kabuslar görüp uyanıp ağladığı gecelerde onunla birlikte ağladığı anlar, ne istediğini tekrar tekrar açıklayamadığı için telefonunu ya da defterlerini ağlayarak attığı anlar ya da ocakta yemek pişirirken eli yandığında acı içinde çığlık atamadığı akşamlar...
Ama onu en çok üzen, geceleri sessizce uyandığı ve bir süre gizlice ağladığı anlardı. Onu uyandırmak istemediğini ve yalnız bırakılmak istediğini bilse de, onu sıkı bir kucaklamaya çekmekten kendini alıkoyamıyordu Barış Alper.
Tüm bu anlar zihninden geçerken, boynuna taktığı beyaz fulara baktı. Sesinin geri geleceğini biliyordu, sadece ne zaman olacağını bilmiyordu ve bir bebeğin ilk sözleri gibi heyecanla bekliyordu. Ama İsmail boynundaki yara izinden o kadar nefret ediyordu ki, Barış gözlerinin içine her baktığında onu net bir şekilde görebiliyordu.
Yavaşça ayağa kalktı ve aynanın önünde hemen arkasında durdu sarışın olanın. Aynada küçük bir gülümsemeyle ona baktı ve kollarını yavaşça beline sararken biraz ürkmüş olsa bile ona bakan gözlerle gülümsedi
Her zaman olduğu gibi ona sevgi ve ilgiyle bakıyordu. Yanağına küçük bir öpücük koyduğunda ve derin bir iç çektiğinde bir şey söylemek istediğini biliyordu Barış.
Ona merakla baktı ve başını salladı, Barış ise eliyle yanağını okşadı. Eli yavaşça boynuna doğru hareket ederken ona şaşkınlıkla baktı İsmail. Emin bir şekilde göz kırptı ve fuları boynundan nazikçe çıkardı.
Ona şok içinde baktı İsmail bir süre. Barış ise boynunu nazikçe okşadı. Telefonuna ulaşmak istediğinde başını salladı ve gitmesine izin vermedi.
"Ne söyleyeceğini biliyorum, gerçekten biliyorum, ama önce beni dinle"
Kıpırdamayı bıraktı İsmail ve yavaşça gözlerini kapatarak ürkek bir iç çekti
"İsmail, güzelim... bebeğim... bu fuları aksesuar olarak giymek istiyorsan, hiçbir şey söylemeyeceğim, ama yara izini gizlemek içinse-"
Gözlerini açmadı İsmail. Yapamadı. Eli yavaşça yara izinin üzerinde ilerlerken , nefret edebileceğinden korkarak boynunu kapatmaya çalıştı. Çünkü İsmail o izden nefret ediyordu.
"Bebeğim lütfen bana bak, gözlerini aç."
Gözlerini açıp aynada ona baktığında gülümsedi. Yara izine küçük bir öpücük koydu.
Gözlerini kapatıp başını eğdiğini görünce beline daha sıkı sarıldı İsmail'in Barış.
"Aklında ne olduğunu biliyorum. Ama yanılıyorsun. Bu küçük yara izi güzelliğini etkilemiyor. Seni her şeyimle seviyorum. Sahip olduğun her şeyle güzelsin. Bunun sana kötü anıları hatırlattığını biliyorum. Ama sana savaştığını ve ne kadar güçlü olduğunu hatırlatmasını istiyorum."
Barışın yumuşak sesi onu biraz rahatlattı. Barış ise eliyle çenesini nazikçe tuttu ve kollarında rahatladığını hissederken yüzünü kaldırdı. Gözlerini yavaşça açarken aynada ona gülümsedi.
"Seninle gurur duyuyorum. Bunun senin için zor olduğunu biliyorum. Ama başardık, başaracağız. Seni seviyorum, bunu unutma."
Ona döndü İsmail ve o kulağına fısıldarken dudaklarını sessizcd hareket ettirmeye çalıştı.
"Seni seviyorum."
Gülümsedi ve küçük bir öpücük koydu ve gözlerinin içine baktı Barış.
"Ben de seni seviyorum güzel bebeğim"
***
Ayy nasıldı ?