7. Bölüm

42 2 0
                                    


-Multimedya Öykü-

Bar koltuklarından bir tanesine oturduğumda kriz geçirmek üzereydim. Sevgilisi varken başka kızlara asıan erkeklerden nefret ediyordum. Tekrar yanıma gelip dikildiğinde ''Ben bir şunu arayım en iyisi''dedi. Kafamı salladığımda kapıdan çıkıp bahçeye çıktı. Dans pistinden geçip terasa gidip orada içebileceğim kadar içeçektim, daha sonra Görkem'i arayıp beni oradan almasını isteyecektim. Daha öncede böyle hayal kırıklıkları yaşadığım için deneyimliydim.

'Alt tarafı aşk boşver unutursun'demişti arkasına dönüp giderken.

'Doğru söylüyorsun'demiştim arkasından bağırırken,

'Senin için alt tarafı aşktı zaten.' İlk aşkım böyle sona ermişti. Çok ağlamıştım, canım banyo yapmak istememişti, kıllarımı bile umurasamaz hale gelmiştim. Nutella kaşıklıyıp drama filmlerini izlerken ağlamıştım. Kimseyle konuşmak istememiştim sadece o arasın diye telefonumu yanı başımda bekletmiştim, o da bir kere bile aramamıştı zaten. İlk ayrılığım bu kadar acıklıyken, kendime bu acıyı tekrar niye yaşatıyım ki diye düşünüp 2 yıl boyunca hiç bir erkeğin yüzüne bakmadım.

Biri bana gelip 'seni seviyorum'dese ona 'ne gerek var'diyecek hissizliğe ulaşmıştım. Bir ara lezbiyen olmayı bile düşünmüştüm tabi ki başarılı olamamıştım ama bir erkeğe aşık olmayı kendime yediremiyordum. Bu yaz farklı olacak demiştim farklı düşünmeye başlamıştım, yoga dersine yazılmıştım. Ayrıca pozitif düşünmeye başlamıştım tam kendimi bir erkeğe yakın hissetmiştim ki onunda sevgilisi olduğu ortaya çıktı. Bir dakika, ben niye tanışıyorum ki bunun sevgilisiyle?Çekip gitsem mi acaba? Yok ayıp olur, olmaz. En iyisi biraz daha oyalanmak. Ayağa kalkıp Enes'i aramaya başladım, arkamda bir şey hissettiğimde hızlı bir şekilde arkamı döndüm ve bana yaklaşmakta olan 2 el ve içki kokan bir ağızla karşı karşıya kaldım. ''Pşşt, bu güzellik sizde genetik mi?'' Iyyy bir de kro

''Niye ben yüz vermezsem babama mı yavşiycan?''deyip arkama dönüp hızla uzaklaştım. İzimi kaybettiğimden emin olduktan sonra telefonumu cebimden çıkardım ve mesajlarda Efe'nin mesajını aradım. Hala duruyordu,

'Beni özledinmi prenses?'yazıyordu, bana hep öyle seslenirdi zaten. Cesaretimi toplayıp cevap yazmaya karar verdiğimde parmaklarımla tuşlardan gezinmeye başladım. 'Ne istiyorsun' yazıp gönder tuşuna bastığımda sanki üstümden bir yük kalkmış gibi hissediyordum.

Bu sırada Enes yanıma gelmişti, herhalde arkadaş burada popüler yanındaki taş çocuğu nereden bulmuş? Ne oldu canım? Kız arkadaşın gelmedimi yoksa? Ha ha. Beter ol. Üstelik az önce bana bir erkek asıldı. Ve gayet te eğleniyorum.

Ayrıca siz hepiniz aynısınız güzel bir kadın görünce kendinizden geçiyorsunuz. Madem sevgilin var niye bana kur yapıyorsun? Neden bana kahvaltıya gidelim diye tekliflerde bulunuyorsun? Neden bana güzel olmuşsun gibi iltifatlarda bulunuyorsun? Hayır bırak kolumu, seni dinemeyeceğim düş artık yakamdan.

Kafamdaki düşüncelere son verip elimi çocuğa uzattım ve ''Öykü ben''dedim

''Deniz, memnun oldum''dedi ve elimi bıraktı.

Enes'in kulağına eğilip ''Senden bir şey rica edebilirmiyim acaba?''diye sorudğumda kafasını salladı

''Ya ben otel kartımı odamda unutmuşumda sen bugünlük içeceklerimi karşılayabilrimisin?''dedikten hemen sonra kahkaha attı ve

''Burada senin paran geçmez zaten ben hallederim sorun değil''dedi ve bara ilerledi. 'Senin paran geçmez' de ne? Maço ya,ıyyy. Hiç katlanamzdım aslında ama Enes hem yakışıklı hem zengin hem zeki hemde maçoydu yani o bulunmaz hint kumaşı gibiydi. Neyse ki bu acıyla yaşıyabilirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DaksilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin