yüzünde hissettiği ıslaklıkla açtı gözlerini. etrafına baktığında geceyi sahilde geçirdiğini anımsadı. yüzündeki ıslaklığın sebebini öğrenmek için yanındaki hareketliliğe baktı. gördüğü yavru köpekle gülümseyerek kucağına aldı. köpeği yüzüne yaklaştırdığı gibi köpek yüzünü yalamaya başladı. köpeğin yüzündeki gözyaşı izlerini yaladığını anlamasıyla köpeğe karşı içinde oluşan aşırı sevgiyle köpeğe sarıldı. kendisini anlayan tek varlık olduğunu düşünmüştü o an.
hafif esen sabah rüzgarının teninde bıraktığı ürperti artık gitmesi gerektiğini hatırlatmıştı ona. okul yoktu bugün bu yüzden eve gidip yatağına uzanacaktı. ağır adımlarla yürümeye başladı gece ağlayarak geldiği yolu. jeongin ise yeni geliyordu sahile. yine evde daralması sonucu her zamanki gibi onu sessizce dinleyen denizde bulmuştu kendisini. aldığı kokuyla mest olmuştu yine. birkaç saat orada öylece oturmuştu. yanına gelen köpeği sevmiş, onunla oynamıştı.
ardından geri dönmeye karar vermesiyle kucağında uyuklayan köpeği üzülerek de olsa bırakmak zorunda kalmıştı. hızlıca eve dönmüştü.
eve girmesiyle annesiyle göz göze gelmişti. annesinin bakışlarından ne diyeceğini hemen anlamıştı. moralini bozmamak için merdivenlere yönelip annesinin konuşmasına izin vermeden odasına çıktı. annesiyle tartışıp denize giderek güzelleştirdiği gününü mahvedemezdi.
odasında biraz dizi izlemiş biraz da kitap okumuştu. gününü böyle geçirmeyi seviyordu. şarkı dinleyerek yaptığı her şey güzel geliyordu jeongin'e. bu yüzden sürekli kulaklıklarıyla dolaşırdı. duymak istemediği seslere engel oluyor, dışarıda onun hakkında konuşulan kötü cümleleri duymuyordu.
duyduklarına üzülmek istemese de elinde olan bir şey değildi. konuşulan her şeyi aklında tutup kendisi hakkında yanlış görünen bir özelliği kendisi de yanlış görmeye başlıyordu. yanlış bir psikolojide olduğunu bilse de çevresi düzgün düşünmesine izin vermiyordu.
gelen uykusuyla yan tarafında bulunan yastığa sarılmadan önce her zamanki playlisti açıp gözlerini yumdu.
-
hyunjin sabahın erken saatlerinde uyanmıştı. bunun sebebi dün geldiğinde biraz oyalanıp erkenden uyumasıydı. bugün ne yapacağını düşünmeye başlamıştı. içinden bir ses sahile gitmesi gerektiğini söyleyip duruyordu. İçindeki sese seve seve kulak vermişti. hemen üzerine ince bir hırka geçirip dışarı çıktı. yine yürüyerek gidecekti. aklına gelen köpekle ona mama almanın iyi bir fikir olduğunu düşünerek markete girdi. Aldığı mamayı hırkasının cebine koyup dinlediği şarkıyla yoluna devam etti.
sahile geldiği gibi o zaman oturduğu yeri aramaya başladı. bulduğu gibi duraksaması bir olmuştu. dün sabah onu uyandıran köpek şimdi karşısında duran ipek saçlı çocuğun kucağında uyuyordu. içinde tepinmeye başlayan kurduyla neler olduğunu anlamıştı. Adımlarını daha da yavaşlatıp çocuğa doğru yürümeye başladı.
yaklaşmıştı hyunjin jeongin'e. jeongin ise daha yoğun almaya başladığı kokuyla arkasını dönüp kokunun kaynağına baktı. karşısında gördüğü uzun saçlı çocuğun yüzüne bakakaldı. hyunjin de farklı değildi. İkisi birbirine bakarken köpek de bu yoğun ortama dayanamayıp jeongin'in kucağından kalkmış ve oradan uzaklaşmaya başlamıştı.
jeongin sonunda göz temasını koparabildiğinde hızlıca oturduğu yerden kalkıp koşmaya başladı. hyunjin başta ne olduğunu anlamasa da bir süre sonra arkasından seslenmişti. geri dönmeyeceğini anladığında ise arkasında bıraktığı kokusunu solumaya başlamıştı. yasemin kokusuna bayılırdı.
aklına gelen düşünceyle sesli bit şekilde konuştu, "çekinik alfa gibi hissettim hadi ordan be!" diyerek nasıl olabileceğini düşünmeye başladı. bir deltanın çekinik alfayla ilişki içinde olması herkese garip gelecekti. çok fazla göz önünde olmak istemiyordu ama sanki her şey inadına o öne çıksın diye gerçekleşiyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzur Denizi, Hyunin
FanfictionHuzurumu huzuruna sundum, sevgilim. Önceden sessizlik sanardım huzuru... Sen geldin tek bir kelimen yetti huzuru gerçekten anlamama. Meğer sessizlik değil sesinmiş huzur. Kelimelerin sessizliğim olsun. Konuş ki anlasın şu sessiz deniz. Konuş k...