2. bölüm

43 12 25
                                    

Merhaba.

İyi okumalar...

Saat öğlen bire gelirken Nazlı'yla Hamza evi tertemiz yapmış ve alınan birkaç eşyayı eve yerleştirmişti. İşi biten eve bakıp derin bir iç çekti Hamza. Karısı olsa çok daha güzel yapardı buraları. Elinin değdiği yeri güzelleştirirdi. Tekrardan iç çekerken karısından yadigar kalan canına, kızına baktı. Uzun sarı saçlarını ensesinde topuz yapmış elindeki bezi sirkeliyordu.

Nazlı köye dair bir şey görmemişti. Öyle ağır işlerde de çalışmamıştı. Ama annesi her işi çok güzel bir şekilde öğretmişti ona. 3 yaşından beri annesiyle yemek yapardı Nazlı. Mutfağa olan ilgisini boşa çevirmek istememişti annesi. Ne kadar yapmaya çalışırken dökse saçsa da tek bir kez kızıp bağırmamıştı.

Nazlı fazlasıyla akıllı bir kızdı. Her şeyi hemen öğrenir el çabukluğuyla yapardı. Annesi ona binbir çeşit dikiş öğretmişti. Lifler, kazaklar, yelekler...

Bunlarla da yetinmemiş evdeki dikiş makinesiyle binbir çeşit kıyafet dikmeyi öğretmişti. Üstündeki elbiseleri, tişörtleri, babasının pantolonunu, gömleğini...

Yaşı küçüktü daha Nazlı'nın. Ama onun yaptığını belki de 40 yaşındaki kadın yapamazdı.

Annesi vefat edince babası oldukça kötülemişti. Sanki bu yetmemiş gibi bir de işten çıkarmışlardı. İşte o zaman Nazlı el ayak olmuştu babasına. Yaptığı bütün işleri hakkıyla satmış ve para sıkıntısı çekmelerine engel olmuştu.

Okuldaki sınıf arkadaşlarına, öğretmenlerine bol bol satış yapmıştı.

"Baba ben acıktım."

Kızının sesiyle daldığı yerden irkilerek kendine geldi Hamza.

"Ben bakkaldan birkaç bir şey alıp geliyorum hemen Nazlı'm."

Babası hızlı adımlarla ilerlemiş ve gözden kaybolmuştu. Nazlı da içeri girecekken bir bağırış sesiyle irkilmiş ve o yöne doğru dönmüştü.

"Amanınn! Doğruymuş Leyla. Hamza gelmiş!"

Yaşlı bir kadın yaşına rağmen ağlaya ağlaya yanındaki orta yaşlı bir kadınla Nazlı'nın yanına gelmişti.

Nazlı babasını tanıyan kadınlara uzun uzun baktı. Kimdi bunlar? Babasını nerden tanıyorlardı? Ayrıca Leyla denilen kadın neden babasına benziyordu?

Yanına ulaşıp yaşlı gözlerle bakan kadına dümdüz baktı Nazlı. "Babamı nerden tanıyorsunuz?"

"Abooooğğ! Baba mı!"

Elini ağzına kapatmış iri gözlerle Nazlı'ya baktı iki kadında.

"Evet babam."

Yaşlı kadının bir anda kendine çekip sarılmasıyla ne yapacağını şaşırdı Nazlı.

"Oy sarı papatyam! Canımın canı. Güzel torunum benim."

***

Torunum mu?

Bana sarılıp ağlayan kadınla ne yapacağımı şaşırdım. Bu kadın benim babaannem miydi?

"Ana!"

Babamın sesiyle beraber bana  sıkıca sarılan kadından uzaklaştım.  Hemen babamın yanına adımlarken refleks olarak dibine sokulup elinden tuttum.

Elbette kendimi her daim korurum. Ancak babamın varlığı bana ayrı bir güç katıyordu.

"Ana ya ana! Seni kendini bilmez bok böceği! Ne haltlar yidin de geldin şehirden?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Nazlı'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin