LEYDİ VİCTORİA GxG

XIV

İntikam ruhu emen bir zehir gibi yayıldığında gözün önüne serilmiş kin perdesini ruhu aç olan avcılar dışında herkes fark edebilirdi lakin insanoğlu en yakın ihtimali seçmeye çalışırken pek çok kurban verdi.

Leydi Victoria'nın en özel magazin sayfası olan Kovuk ve onun en iyi magazin habercisi Tırtıl bir kaç çarpıcı haberle bu günde karşınızda olmakta gurur duyuyor.
Biliyorsunuz ki 1 yıldır yapılmayan her yıl gerçekleşen ve herkesi yıl başında bile heyecanlandırmaya sebep olan dev kadrosuyla dönem sonu balosuna yaklaşık olarak 1 ay kaldığını duyurmak istiyoruz.
Konseyden gelen bir çok itiraz ve Julie Benz'in talihsiz intihar vakası balonunun bu yılda olmayacağına dair söylentileri güçlendirmişti. Neyse ki krallığa bağlı vekiler öğrencilerin morallerini düzeltmeye yönelik bir çalışma olduğu için çoğu şeye kısıtlama getirmek şartıyla balonun yapılmasına karar kıldılar. Pekâlâ kızlar bir ay içinde elbise bulamayıp krize girmenizi zevkle izleyeceğim. Balonun yapılmasına dair itirazlara karşılık kraliyet velilerin tedirginliğini anladığını ve buna yönelik araştırma yapacağını kamuoyuna sunmuştu. Ve geçen günlerde yönetimi artan intihar vakaları yüzünden kurula davet eden vekiller umuyoruz ki bu konu hakkında bir şeyler yapacaktır. Sonuçta ne derler bilirsiniz Fransa her şeydir Fransa'nın itibarı ise her şeyden önemlidir. İyi günler değerli okuyucularım.

Bakışlarım ekrandaki yazıda gezinirken bu sefer haberi tırtıldan daha hızlı almanın ilgisizliği içersindeydim. Sarışın orman evinde zaten balonunun gerçekleşeceğini söylemesi bu bilgiye şaşırmamı engellemişti.
Nedense içimden bir his balonun yapılması ile Fransa prensesi Leyla'nın bir alakası olduğuydu. Layla aklındaki planı tam anlamıyla anlatmasada katili yakalamak için baloda büyük bir ipucu yakalayacağı yönündeydi.
İnsanların buna artık bir intihar vakası daha diyerek bakmadığını ve bazı şeylerden tedirgin olduklarının herkes farkındaydı. Bir katil vardı. Bu yadsınamaz bir gerçekti.

"Kim olduğunu merak etmiyor musun?"

Yan tarafımdan gelen nazik ve ince sesle bir anda irkilirken hızla kafamı kaldırıp yanımda duran kıza baktım.

Koyu kızıl canlı saçları, yüzüne yer yer saçılmış çileri ve dolgun dudakları ile güzel bir yüze sahip olan Isla badem gözlerini kısmış bana bakıyordu.

Bakışları çatılmış kaşlarıma ve gergin duran dudaklarıma kaldığında yüzü endişe ile kasıldı.
"Ben korkutum sanırım. Korkutmak istemezdim."
Bakışlarım hala üzerinde gezinirken Layla'nın çoğu zaman moda katili dediği elbiselerine baktım. Bugün kot bir etek ile sıfır kolu pamuktan bir tişört giymişti.

Bakışlarımın hala üzerinde olması onu ürkütürken gülümsedim.
"Bir anda çıkınca ne dediğini anlamadım kusura bakma."

Isla söylediğim sözler ile masumca gülümserken bakışları telefonuma kaydı.
"Koridorda ayakta durmuş neye baktığını merak ettim. Sende Tırtıl okuyormuşsun."

Söylediği sözler ile ekranı çoktan kapanmış telefonuma baktığımda koridorda ayakta durduğumu yeni idrak etmiştim.
"Profesör konsolosluğa uğradığı için dersimiz boştu öylece dolanıyordum. Haberi görünce okumak için durdum."

Isla söylendiğime gülümserken bir şey hatırlamış gibi kıkırdadı.
"Bana daha çok telefondaki kişiyi dövmek istercesine bakıyorsun gibi geldi."

Islanın söylediği sözlere gülümserken telefonu cebima attım.
"Sen neden dersinde değilsin?"
Sorduğum soruyla yüzü asılırken omuz silkip tekrar gülümsedi.
"Bazen adımı hatırladığına şükrediyorum. Aynı amfide olduğumuzu söylememe gerek var mı?"