XI

289 38 79
                                    

Hani olurda bir gün tekrar konuşmaya  karar verirsek yine aynı cümleleri mi sarf edeceğiz birbirimize?
Aynı sıkılganlıkta aynı buruklukta aynı azapla aynı nefretle mi bakışacak gözlerimiz?
Kalbimiz yerini koruyan bir mevzi gibi  mi olacak; korkak aynı zamanda aşık.
Yine mi tekinsiz duracak adımlarımız?
Yine mi yıkılacağız öfkeli ve ölüme susamış...

Şaşkın bakışlarım etraftaki insanlarda geziniyordu. Ortamdaki binlerce ses karışıp kulaklarımda çınlıyordu. Birer uğultu gibi söylenen hiç bir sözden bir şey anlamıyordum.

Jane Layla'ya dönüp bir şeyler söylüyor yanımdaki kız ise bana dönmüş sanki bir şeyler soruyordu.
Bakışlarımı yanımda duran kıza yönlendirmek istesemde buğulanmış gözlerim tek bir kişinin üzerinde geziniyordu.
Sarışın...
Bütün olanları unutmuş gibi atan kalbim ondan başka birine bakarsam kahrolacak gibi hissediyordu. Yine de kalbim damarlarımdan dolup taşan öfkeyi dizginleyemiyordu.
Ellerimi sıkıca yumruk yapmıştım.
İçimdeki öfke yüzümü ateşe boğuyordu.
Layla sevdiklerimin canını yakmaktan çekinmiyordu.
Etrafımda değer verdiğim kim varsa itinayla canını yakıyordu.
Hah! Kendimi ne sanıyordum?
Hiç çekinmeden beni harcayacak bir kızdan bahsediyordum.
Sevdiklerim onun umrunda değildi. Çünkü canımın yanıp yanmaması ile ilgilenmiyordu.
Burnumun ucu acıyla yandığında zorlukla yutkundum.
Kendime söz veriyordum.
Bir daha sarışın bir kız için ne kendimden ne de sevdiklerimden taviz verecektim.
Benim ve sevdiklerimin canını yaktığı için itinayla canını yakacaktım.

Kendime söz veriyordum. Bir daha asla barış olmayacaktı. Ne ona ne de sarf ettiği sözlere inanacaktım.
Dudaklarımı öfkeyle birbirine bastırdığımda kaşlarım istemsizce çatıldı.

Bakışlarımı Layla'dan çekmezken  yanımdan gelen sesle bakışlarımı yanımda duran kıza çevirdim.
Bir bu eksikti!
Evin önünde gördüğüm o garip komşumuz.
"Pekâlâ şimdi anladım. Senle o..."

Melissa mavi saçlarını geriye iterek gülümsedi. Bakışları Layla'nın yüzünde dolaşıyor sonra bana ilişiyordu.
Söylediklerine karşılık yüzümü ifadesiz tutmaya devam edip ağzımın içinden konuşmaya engel olamadım.
"Buraya ne zaman geldin?"

Melissa sorduğum soru ile bakışlarını Jane'ye çevirip gülümsedi.
"Üç gün oluyor."

Duyduğum sözler ile  bakışlarımı kızdan çekerken iç çektim.
"Neden buraya geleceğini söylemedin ki?"
Melissa söylediklerimi duymamış gibi omuz silkmekle yetindi. Ardından dudaklarını büzüp bakışlarını tavana çevirdi. Dudakları gördüğü şey ile kıvrılırken küçük bir kıkırdama bıraktı.
Benimde bakışlarım tavana kaydığında gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Ağzım şaşkınlıkla açılırken dudaklarımı sertçe birbirine bastırdım.
Duvara Layla'ya oldukça benzeyen sarışın bir anime çizilmiş üzerinede sikik sarışın yazılmıştı.

Dudaklarım gördüğü şeyle kıvrılırken bunu bu kadar iyi çizecek tek bir kişi tanıyordum oda boyalar içinde ve ıslaktı.
Kızım benim!
İyi bir iş çıkarmıştı.
İçim zevkle coşarken kahkaha atmamak için zor durdum.
Bakışlarımı tavandan çektiğimde göz göze geldiğim kişi ile gülümsemem yavaşça soldu.

Gülümseyen ifadem sert bir çehreye bırakırken içimden küçük bir küfür savurdum. Yeşil gözlere bakmak için yeterince hazır değildim. Ama yine de gözlerimi çekerek savaşçı kaybetmeyecetim.
Layla beni gördüğü için dudakları ve gözleri şaşkınlıkla aralanırken yerinde kalakaldı.
Dudakları bir miktar açılırken sıkıca birbirine bastırdı.
Yeşil gözleri keskin bir parıltı ile parlarken yeşil gözlerinden bir sürü duygu gelip geçti.
Soğuk ve ifadesiz tutmaya çalıştığım ifadem sarışının kaşlarını çatmasını sağlarken kaşlarım istemsizce çatıldı.

LEYDİ VİCTORİA GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin