midnight love

84 17 2
                                    

"Hoşgeldin oğlum. " dedi yaşlı kadın kahve saçlı oğlanın sırtını okşarken.

"Hoşbuldum Jinseo teyze, jisung nerede? "Sorduğu soruyla kadının yüzü düştü, farkındaydı çocuğun oğluna karşı olan aşkından.

"Şey... Bir arkadaşıyla, bana da söylemedi. Gelir birazdan. " minho gerçekleri bildiği halde dinlediği yalanı onayladı, hava almak istiyordu. Bu yüzden balkona çıktı, gün batışını izlerken bir yandan da şarkı dinliyordu.

"I can't be your midnight love~."

"When your silver is my gold. "

"İn this light, ı swear, ı'm blind. "

Canı acıyordu evet, çok acıyordu hemde. Ama belli edip onu mutlu etmek istemiyordu veya insanların 'unut onu, sana zarar veriyor' lafını duymak istemiyordu. Minho sadece mutlu olmak istiyor.

Birkaç gündür, minho düşünmüyor. Yolda yürürken arabalara dikkat etmiyor, insanlara çarpıyor, öğün atlıyor, sadece istediği şeyleri yiyor, konuşmuyor, bazen ise susmak bilmiyordu.

Önemli değildi ama.

"Oğluşum yemek yiyecek misin? " annesi ona bu kadar sevgi doluyken oğlu nasıl bu kadar nefret dolu diye düşündü, nedeni kendisi olduğunu biliyordu.

Minho yeterince dayandı, kendini sıktı, zorladı, kendine yapmaması gereken en büyük yanlışları yaptı. Kimin için? Onu yüz üstü bırakan çocukluk arkadaşı için.

"Yok, tokum ben. "

Yemek yememişti ama toktu, üzgün müydü? Hayır. Çünkü Minho bu sıralar bir şey hissetmiyordu. İyi miydi, kötü mü? Mutlu müydü, üzgün mü? Aç mıydı, tok mu? Bilmiyordu, umrunda da değildi.

Bir kapı sesi duydu sonra, sonunda eve gelen biricik arkadaşının sesiydi. Onun burada olduğunu bilse de balkonda olduğunu bilmiyordu, mutfağa girdi ve yemeklere baktı.

"Biz yedik jisung, Minho'yla beraber yiyin. Biz içerideyiz. " diyerek gitti yaşlı kadın. Jisung'un odağı balkonda salıncakta oturup müzik dinleyen bedene kaydı gözleri, konuşmalı mıydı? Ama en son kavga etmişlerdi.

"Yiyecek misin? " diye sordu soğuk bir sesle.

"Hayır." aldığı tek yanıt buydu. Jisung kendisine koyduğu bir tabak ramenle masaya oturdu, etrafı inceliyordu yerken. Balkondaki bedene bakmamaya çalışıyordu.

Bitirdiği yemek kasesini tezgaha koydu, dolabı açtı ve bir dondurma aldı. Bu dondurmayı çok severdi, küçüklüğünden beri. Küçükken arkadaşlarıyla beraber koşa koşa gider alırdı, çok yediği için hep azar yerdi sonra. Jisung tek başına azar yemesin diye Minho da çok yerdi, sonra boğazları ağrır bir tur daha azar yerdi.

Dondurmayı ısırırken gözleri sallanan bedene kaydı, acaba o da yemek ister miydi?

"Şey... Dondurma yiyecek misin? "

"Hayır." anında ve kısa cevaplar alması sinirini bozmuştu.

"Ama bu... Neyse. " ısrar etmedi, ne de olsa kavga etmişlerdi. "Daha ne kadar oturacaksın burada? Soğuk. "

"Soğuğu severim. "

"Sen üşümekten nefret edersin. " dedi kendinden emin bir şekilde.

"Artık seviyorum. "

Ne diye onunla konuşmaya çalışıyordu? Ona görüşmek istemediğini söyleyen o değil miydi? Minho anlam veremedi.

"Ne dinliyorsun? "

"Saçma sapan sorular sormaya devam mı edeceksin? " jisung duyduğu lafla bozuldu, dondurma çubuğunu çöpe atıp odasına çıktı.

Minho ise dinlediği şarkının havasıyla akıp gidiyordu, sanki bir gece yarısında ıssız akarsuyun içerisinde hareket etmeden duruyor gibiydi. Akan soğuk su, çıplak tenine değiyor ve tüm stresini alıp götürüyordu sanki. İyi hissettiriyordu.

Geçen gece bir rüya görmüştü Minho, o geceden beri sanki hala o rüyada yaşıyormuş gibi hissediyordu. Bir akarsu vardı, çıplaktı. Derenin içerisinde mavi tüyleri olan bir kurt görmüştü, sanki onu çağırıyor gibiydi. O dereye adımını attıgı an kurt kaçtı ama Minho derede durmak istedi, çıplak tenine değen buz gibi su onu kendine getirmişti. Ortamda çok tatlı bir koku vardı, sanki tüm vücudu tatlı bir kokuyla kaplanmıştı ya da tüm vücudu tatlı bir koku yayıyordu.

Su ay ışığında parlıyordu, Minho'nun çıplak tenine vuruyordu ışık. Uzaklarda bir beden gördü, onu izliyordu. Korkmuştu, bu beden birine benziyordu. Üstünde bir deri ceket gördü, sadece bunu hatırlıyordu. Ha, bir de saçları dalgalıydı. Beden ona doğru birkaç adım attı, Minho ayaklanmak için doğruldu fakat görüş açısına mavi tüylü kurt girdi.

Yapılı beden kurtu görünce adım adım uzaklaştı, gözden kaybolunca Minho kurta döndü. Hala aynı yerdeydi, onu izliyordu.

"Sen nesin böyle? "

Rüyada sorgulamak... Rüyalarınızın bitmesine neden olur. Minho'nun rüyasıda bitmişti.

✧✦✧

"Minho, Minho. " kahve saçlı, ismini seslenen çocuğa döndü. "Şey... Saçımı boyayacaktım da, ben beceremem pek. Normalde de sen boyuyorsun zaten... "

"Tamam, hangi renk? "

"Mavi."

•┈┈┈••✦ ♡ ✦••┈┈┈•

🍓

✦the greatest✧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin