6||Kalbinin atışını duyup geliyorum||

35 5 5
                                    

Changbin"Panzehir mi?"

İç çekerek elindeki kağıtları masanın üzerine bırakıp arkasına yaslandı. O kadar emindi ki o şişenin içinde zehir olduğuna... şimdi tüm umutları yıkılmıştı. Neden panzehir taşıyordu ki? Zehirlediği insanları son anda kurtarmak isteyecek değildi.

Düşüncelerini kapının açılması bölerken masanın üzerindeki kağıtları dosyanın içine koydu. Minho'yu kısaca inceledi, gözaltları çökmüş, günlerdir uyuyamıyor gibi bir hali vardı.

Sandalyesine oturarak bilgisayarını açtı, bir yandan da kendisine verilen dosyalarda gözlerini gezdiriyordu.

Changbin"Minho, iyisin değil mi?"

Minho"İyiyim, yorgunum biraz. Bu dosyalar beni çok yordu. Senin dosya iyi gidiyor mu?"

Changbin elindeki kalemi çevirip oynarken başını olumsuz anlamda salladı.

Changbin"Hala adamı arıyorum, bir önerin var mı?"

Yüzüne dikkatlice bakarken Minho'nun anlamsız bakan gözlerinde ufak bir pırıltı yakaladı. Kardeşinin bulunamamasına sevinen Minho gözlerini bilgisayarının ekranına çevirdi.

Minho"Bu vaka beni aşıyor, Felix'in sana paslamasına şaşmamalı."

Changbin gerekli dosyayı ve not defterini alarak amirine rapor vermeye gitmeden önce arkadaşının yanına giderek elini omzuna koydu. Minho kendisine gülümseyen arkadaşını görünce biraz olsun rahatlamıştı. Onun kendisinden şüphe etmesi en büyük korkusuydu. Polis olmayı çocukluğundan beri çok istiyordu ve hayallerine kavuşmuşken, mesleğini bu kadar çok severken veda etmek onun için kayıpların en büyüğü olurdu.

Changbin"Bir ara bir şeyler yapalım, tamam mı?"

Minho"Olur, bu akşama ne dersin?"

Changbin'in tekrardan Sejun denen adamla buluşması gerekecek gibi görünüyordu.

Changbin"Büyük bir vaka aldım biliyorsun, biraz hafifledikten sonra seni ararım dışarıda buluşuruz."

Çok yakın değillerdi fakat bazı gecelerde içmeye gider ve birbirlerinin dert ortağı olurlardı. Genelde çalışma arkadaşlarını eleştiriyorlardı, amirlerinin arkasından sallamak da hobilerinin arasındaydı. İş dışında bir şey konuşmazlardı. Birbirleri hakkında hiçbir şey bilmiyorlar diyebiliriz.

Minho"Tamam, öyle de olur."

Ofisten çıkan arkadaşının arkasından gülümsedi. Kardeşinin artık uslandığını ve bir vakaya daha neden olmayacağını düşünüyordu. Çok iyi gizlenmeyi başarabilirse yakalanmayacağını ve bir süre sonra dosyanın rafa kalkacağını umut etmekten başka çaresi yoktu. Sonsuza dek aynı dosyayla uğraşamazlardı, kardeşi yeni bir olaya daha kalkışmazsa yeni gelen vakalarla uğraşacaklarından bir süre sonra bu vaka çözülemeyeceği gibi unutulacaktı da. İşler istediği gibi giderse polislik kariyeri tehlikeden kurtulacaktı.

Kapıyı çalarak hafifçe aralamış ve başını aralıktan uzatmıştı.

Changbin"Amirim müsait misiniz?"

Felix telefonda konuşmaya devam ederken eliyle Changbin'e içeri girmesini işaret etti. İçeri girerek tekli koltuklardan birine oturdu ve defteriyle dosyasını önündeki sehpaya bırakarak defterinin sayfalarını çevirmeye başladı.

Felix"Sizin dediğiniz gibi yaptım, önem sıralamasına göre gidiyoruz hiç merak etmeyin... Hayır çözülecek tabii ki, üzerinden yedi ay geçtiğini biliyorum fakat... Emredersiniz."

Telefonu kapatarak önündeki karışık dosyaları düzenledikten sonra dedektife doğru döndü.

Felix"En başında dosyayı sana vermeliydim, hepsi benim hatam."

toxic kiss⚝changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin