Her şey o ''lanet'' olası proje ödeviyle başladı. Eğer o çocuk sınıfa gelmeye tenezzül etseydi bunların hiçbiriyle uğraşmayacaktım. Hiçbiriyle.
Lise son sınıf öğrencisi olarak üniversite sınavına hazırlanmak yeterince zor değilmiş gibi bir de bununla uğraşmaktan son derece hoşnutsuzdum.
''Damla? Ne dediğimi anladın mı?''
İsmi Özgür olan matematik hocamın sesi, beni düşüncelerimden çektiğinde dalgın bakışlarımı düzelttim. En parlak öğrenci gülümsememi takındım. ''Evet, hocam. Sınıf başkanı olarak proje ödevinin yapılması için dediğiniz öğrenciyle konuşacağım ve beraber yapacağız.''
Teneffüsün bitiş zili okulda yankılandığında Özgür hocam konuyu daha fazla uzatmadan elindeki kağıt parçasını bana uzattı. ''Bunu yapabileceğine inanıyorum.''
Omzuma hafifçe vurduktan sonra öğretmenler odasındaki masasına, diğerleriyle konuşmaya gitti. Arkasından sırtına bakakalırken öğretmenler odasından çıktım. Saygısızlık yapmamak adına havaya üflememeye gayret gösteriyordum.
Şu anki durumumu anlatmam gerekirse, lise son sınıfta herkese mezun olmadan önce tamamlaması gereken bir matematik projesi verilmişti. Son sınıf olduğumuz için çoğu hoca performans veya proje gibi ödevleri oldukça basit tutarken ya da direkt not girerken, Özgür hocamız bizden yeni bir hobi edinmemizi ve bunu sınıfa göstermemizi veya sergilememizi istiyordu.
Proje ödevi ilk verildiğinde herkes buna itiraz etmişti çünkü kimse buna zaman ayırmak istemiyordu. Eğer son sınıfsanız ve önünüzde geleceğinizi belirleyen bir sınav varsa, yeni bir hobi edinmeye zamanınız olmazdı. Ama Özgür hocamız için durum böyle değildi. O, bizim sadece sınava yönelik değil gerçek hayatta da elle tutulabilir bir becerimizin olmasını istiyordu.
Böyle bir proje verdiği için Özgür hocama kızgın değildim. Aksine, diğerleri gibi itiraz da etmemiştim. Proje fikri hoşuma gitmişti çünkü bunu öğrendiğimde bile heyecan hissetmiştim. Boğucu sınav ve derslerle uğraşırken, yeni bir hobi edinmeye çalışmak bana biraz nefes aldırabilirdi.
Benim için asıl sorun, bu proje ödevi için sınıfa hiç gelmeyen bir öğrenciyle muhatap olacak olmamdı. Proje ödevinde yardım edilmesi gerekiyorsa, bunun için bir öğretmenin muhatap olmasının daha iyi olacağını ileri sürmüştüm ama Özgür hocam bunun diğer öğrencilere bir haksızlık olacağını ve bir öğretmenden yardım almanın daha avantajlı olacağını söylemişti. Bu yüzden sınıf başkanı olarak, bu öğrenciye hobi edinme projesi için yardım etme yükümlülüğü bana verilmişti. Çünkü kendisi okula gelmediği için projenin ne olduğu ve nasıl geliştireceğini bilmiyordu.
Okul derslerine katılımın zorunlu olduğu bu günlerimizde sadece tek bir kişiye müsamaha gösterilmişti. O da, Metehan Bayraktar'dı.
Lisemizde her sene sınıflar karma olarak değiştiriliyordu ve şu ana dek Metehan Bayraktar hakkında söylenenler hep bir fısıltıdan ibaretti. Kimse onun neye benzediğini veya kim olduğunu bilmiyordu. Ben de onu ilk defa bizim sınıfımızın listesinde olduğunu görünce iyice öğrenmiştim.
Garip bir şekilde okula hiç gelmiyordu ama devamsız yazılmıyordu. Kulaktan kulağa yayılan bir bilgiye göre, özel bir durumu ve izni vardı bu yüzden okula gelmese bile hala öğrenci görünüyordu bizim sınıfımızda.
Proje ödevi için okuldakilerin tabiriyle, bilinmeyen gizemli çocukla görüşecek olmam biraz merakımı tetiklese de, onun sorumluluğunu üstlenmek istemiyordum. Sınıf başkanı olsam da bu her şeyi yapmam gerektiği anlamına gelmiyordu. Üstelik isteyerek sınıf başkanı da olmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON GÖKYÜZÜ
RomanceLise son sınıfında herkese zorunlu verilen bir proje ödevi yüzünden Damla'nın uğraşması gereken şeylerin arasına yenisi eklenirken, hesaba katmadığı bir şey daha vardır. O da, uzaktan eğitim gören ve okulda kimsenin daha önce hiç görmediği sınıf ark...